Sabah"Jeon adam? Of hiç de uyandırmak istemiyorum..."
Jungkook gözlerini araladığında Jimin'i görmeyi beklemiyordu.
"Berceste'm? Rüyada mıyım hâlâ ben?"
Jimin, Jungkook'un dediğiyle gülümsedi. Bunun üzerine Jungkook da gülümsedi.
"Hayal değil Jeon adam, aslında hiç uyandırmak istemezdim sizi ancak-"
"Artık sizi bizi kaldırsak mı? Eğer rahatsız olursanız ben devam ederim ancak bana öyle hitap etmeyin rica ederim."
"Umm, pekala. Deneyeceğim." Jimin hafifçe boğazını temizledi, "Annem, seni kahvaltıya çağırmamı söyledi."
Jungkook, hafifçe gülümseyip Jimin'in gözlerinin içine baktı.
"Otursana iki dakika."
Jimin, Jungkook'un dediğiyle biraz şaşırsa da dediğini yapıp yatağın kenarına, hemen Jungkook'un dizinin dibine oturdu. Bacakları neredeyse birbirine değiyordu. Jungkook, nazikçe Jimin'in elini elleri arasına aldı. Eğilip uzunca öptü.
"A-Annem, bekliyor efendim."
Jungkook, Jimin'in dediğiyle hafifçe kıkırdadı kendini tutamayıp.
"Seni bu kadar heyecanlandırıyor muyum sahiden? Daha birkaç dakika önce siz-bizi kaldırmıştık."
"Ah, doğru üzgünüm. Unutmuşum."
Jimin, derin bir nefes verip istemeden gülümsedi.
"O kadar güzelsin ki... Kendimi kaybediyorum karşında."
Jungkook, elini nazikçe Jimin'in yanağına koyup usulca okşadığında gözlerini yumdu Jimin. Jungkook'a teslim oluyor gibi hissediyordu kendini. Sanki o an öl derse uğruna ölebilecekmiş gibi.
"Bana ne yaptın böyle... İçim gidiyor sana dokunurken."
"Jeon..."
Jimin'in kelimeleri çıkmıyordu dudaklarından. Nefes nefese kalmıştı.
Jungkook, biraz daha yaklaştı Jimin'e. Burunları temas ettiğinde kesik bir nefes aldı Jimin. İkisinin de gözleri kapalı, nefesleri hızlıydı. Jungkook, daha fazla dayanamayıp kibar bir öpücük bıraktı Jimin'in dudaklarına. O kadar nazik bir öpücüktü ki, Jimin dudaklarına tüy değdiğini sanmıştı bir anlığına.
Dudakları yanıyordu ikisinin de.
"Abi! Abi!"
Jimin hızla kendini geri çekip ayağa kalktı.
"Minjae? Günaydın birtanem."
"Girebilir miyim içeri? Misafirimiz uygun mu?"
Jungkook, küçük kızın kibarlığı karşısında gülümsedi.
"Tabii gelebilirsiniz hanımefendi."
Minjae içeri girip utangaçça gülümsedi.
"Evimize hoş geldiniz bayım. Sizinle tanıştığım için çok memnun oldum."
Jungkook, elini Minjae'ye uzatıp tutmasını bekledi, Minjae tuttuğunda hafifçe salladı.
"Ben daha çok memnun oldum, sizin gibi asil bir leydiyle tanıştığım için."
"Leydi mi? Efendim leydiler benim gibi olmazlar. Onlar zengin olur, lüks hayatlar yaşarlar. Böyle kocaman elbiseler giyerler. Güzel olurlar..."
Jungkook, minik kızın elini hafifçe havalandırıp kendi etrafında dönmesini sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste |Kookmin|
FanfictionEskilerden bir zaman, toplumun lalettayin kuralları... Bir düşük tabaka sahne soytarısı ile ülkenin başkanının oğlu; aralarındaki namütenahi hisleri özgürce yaşamaya çalışan iki aşık... |kısa hikaye|