3. Anlaşma

7 1 0
                                    

Düşündüğüm şey çok etik bir şey değildi. Belki bunu yaptıktan sonra babam uzun süre yüzüme bakmayacaktı ama yapabileceğim bir şey yoktu. Üzgünüm. Beni aldatan, saygı duymayan biriyle evlenecek kadar kafayı yemedim herhalde.

Yıldırımlar Holding'in girişindeydim.

"Buyrun Hanımefendi, nasıl yardımcı olalım?" Bakışlarımı konuşan kadına doğru çevirdim.

"Ben Barlas Bey için gelmiştim."

"Kendisinin odası şuan dolu ama ben arayıp bildireyim, o müsait olduğunda sizi çağıralım. Böyle oturabilirsiniz." dedi ve karşıdaki oturma yerlerini işaret etti. Oturdum ve çantamı yanımdaki sandalyeye koydum.

Kadın kulağında telefon tahminimce Barlas'a geldiğimi haber veriyordu. Bana doğru baktığında merakla ona baktım. "Adınız neydi?"

"Ada Tahsiner." dediğimde benden hemen sonra adımı telefona karşı söylemiş ve yüzüne düşen şaşkınlık endişe karışımı duyguyla alelacele telefonu kapattı. "Barlas Bey sizi bekliyor efendim. 8 kata çıktıktan sonra koridorun sonunda karşıdaki oda."

"Teşekkürler." Dedim ve asansöre binip kat numarasına bastım.

Odayı çok kolay bulmuştum. Zaten son katta sadece iki oda vardı. Biri babasının biri ise kendisinin.

Kapıyı çalıp gir sesini duyunca kapıyı ittim ve içeriye girdim.

"Oooo Ada Hanım, seni bekliyordum da bu kadar çabuk değil. Yıllar sonra nasıl bir etki bıraktıysam artık bir gecede? Cazibeme dayanamadın herhalde?" diye pişkin pişkin sırıtarak güldü.

"Bir şey konuşmaya geldim aslında. Ciddi bir şey."

Nasıl anlatacağımı da bilemedim şimdi. Utandım açıkçası. Direkt söze mi girsem biraz hal hatır sorarak kendimi mi rahatlatsam acaba?

"Nasılsın? Nasıl gidiyor iş güç? Hayatında var mı biri?" Allah'tan sadece hal hatır soracaktım. Son soruyu beş dakika sonrasına saklayabilirdim.

"Ha ben anladım! Sen bana tekrardan aşık oldun ve hayatımda biri olup olmadığını öğrenmeye geldin. Sonra bana aşkını tekrardan ilan edip çıkma teklifi mi edeceksin?" derken yerinden kalkmış ve benim yanıma oturmuştu.Yüzü bana dönüktü ve dizlerimiz birbirine değiyordu.

"Ne çıkma teklifi? Koskoca insanlarız direkt evlenme teklifi etmeye geldim." dediğimde bön bön suratıma bakmaya başladı. Dürttüm ama tepki vermedi. Birkaç saniye sonra kendine geldi.

"Anlamadım." E haklıydı adam. Adama gelip evlenme teklifi etmeye geldim diyordum.

"Uzun aslında biraz." dediğimde bileğindeki saate baktı.

"Kahvaltımı hazırlamasan da öğlen yemeği yemediysen bir yere gidelim mi?" diye sordu.

"Olur aslında acıkmıştım." dedim ve gülümsedim.

~

"Öyle işte babam da tutturdu Mete ile evleneceksin diye ben de düşündüm ki eğer evli olursam başkasıyla evlenemem ya hani." kahkaha attı.

"Ne gülüyorsun be?"

"Akşam sana anlattığım şeyleri hatırlıyor musun?" Biraz düşündüm.

"Evet! Babanın şirketi sana devretmek için ideal gelin adayı aradığından mı bahsediyorsun?" Makarnamdan aldığım bir çatalı ağzıma attım.

"Tam da ondan bahsediyorum. Aradığı ideal gelin adayının sen olduğundan pek emin değilim ama, severdi seni eskiden."

"Rakip olarak düşünmediği zaman seviyordu." dedim ve güldüm.

"Şimdi biz evlenince-"

"Gerçek bir evlilik değil bunu unutma." diye bir hatırlatma geçtim.

"Gerçek ya da değil. Evlenince sen Yıldırımlar'da mı çalışacaksın yoksa Tahsiner'de mi?"

"Tabii ki Tahsiner'de çalışacağım." dediğimde tabağını bitirmiş çatal ve bıçağını önüne düzgün bir şekilde bırakmıştı.

"Soy adın Yıldırımlar olacak ama?" dedi ve göz kırptı.

"Aa! Benim aklımdan çıkmış bu ama zaten seninle evlenirsek babam beni eve bile almaz heralde şirkete mi alacak?"

"Aşkım evlenince zaten birlikte kalacağız."

"Ne aşkımı lan?Oyun oynayacağız oyun. Kısa süreliğine."

"Görürüz oyunu da kısa süreyi de. Ee ne zaman evleniyoruz?"

"Babam Mete ile en geç Ağustos'ta demişti yani birkaç hafta içerisinde evlenmemiz gerek."

" O zaman en kısa sürede bu iş tamamdır. Yarın sabah birlikte gidelim tarih falan alalım. İsteme falan?"

"Barlas delirdin heralde? Sence sen babamdan beni istesen babam beni verir mi?"

"Vermez mi?" Kaşlarımı yukarıya kaldırdım.

"Düğün olsun mu?" diye yönelttiği soru üzerine biraz düşünmem gerekirdi.

"Yok ya, gerek yok. Hayatımın adamıyla yapmak istiyorum ben düğünü."

"Ya hayatının adamı bensem?" dedi ve göz kırptı.

"Salak salak konuşma vuracağım bir tane şimdi."

"Bu mükemmel surata vuramazsın muhtemelen ama neyse. Sen sabah hazır ol beni ara geleyim seni almaya"

"Numaran?" diye sorduğumda kendi telefonunda kişilere girip beni çaldırdı. Sorgular şekilde ona baktım.

"Numaranı hiç değişmedin, sapık değilim."

"Öyle olsun bakalım."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ANLAŞMALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin