*Duru'nun ağzından*
Vücudumu saran çarşafa iyice sarılıp yüzümü kapattım.
Yatağın rahatlığı, ruhumdaki kıpırtı dün gece Celilin varlığımı, yaşamımı, nefes almamı değerleştirerek dudaklarımın muazzam bir his arzusuyla hayata getirmesi hiç olmadığım kadar huzurlu biri yapmıştı.Kulaklarıma dolan İngilizce rep şarkı tüm evi sararken hoş melodisine eşlik eden farklı bir ses yankılanıyordu duvarlarda.
Gülerek oturdum yatakta.Dün gece beraber uyumuştuk. Kolları bedenime o kadar güven veriyordu ki sarılmadığı zaman bedenimi kayıp bir çocuk gibi hissediyordu.
Kıyafetlerimi değiştirip yavaş adımlarla ses doğru inmeye başlamıştım. Ses Celilin sesiydi, Gülerek merdivenlere oturarak onu izlemeye başlamıştım.
Sesi çok güzel değildi ama bunu yapması onu çekici kılıyordu.
Rapın hızıyla hızlanıyor yavaşlamasıyla yavaşlıyordu. Ve sözler sona geldiğinde kahvaltı masasını hazırlarken elindeki çatallı mikrofon gibi kullanarak son kelimeleri söylemişti.
Merdivenlerden ağrı alkışlayarak yanına doğru yürümeye başladım."İşte ses işte asalet işteeeee yeteeneekkkk..."
Celil tok kahkahasıyla gülerek boynuma sarılmıştı.
"Sen beni ne zamandır izliyorsun bakayım?."
Sırtına doladığım kollarımı gevşeterek yüzüne bakmamı sağlamıştım.
Düşünür gibi yaparak yüzümü büzdüm.
"Sanırıııımmmm şarkının en keyifli kısmından beri."
Kahkaha atarak burnumu öpmüştü.
"Demek gizli bir izleyicim var."
Gülerek masaya baktım. Sofra yine doluydu, bana özel taze meyve suları, çeşit peynirler, renkli zeytinler, minik kurabiyeler, en sevdiğim şekilde kırılmış yumurtalar...
Kahvaltı alışkanlığım yoktu ama Celilin hazırladığı kahvaltıya bağlanmıştım bile.
"Neler neler var yine burada..."
"Miniğimin canı ne çekmiş? Limonata, portakal suyu hayır hayır çilek suyu hayır hayır ananas suyu bak burada ne var en sevdiğin süt reçeli hemde fındık parçacıklı."
Masadakileri gösteriken gülmüştüm.
"Yine erkencisin, yormaman gerek kendini beraber hazırlaya biliriz."
"Sevgilim, ben sana yorulmam.
'Sevgilim ben sana yorulmam....'
Sandalyeme oturtup ananas suyunu bardağıma doldurmaya başlamıştı.
"Bugün ne yapalım."
Sorduğum soruyla yanıma oturdu.
"Evimizde oturalım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
18 YAŞ BÜYÜĞÜM
Literatura Feminina+18 Minik ellerim dudaklarına giderken, kalbim ânın şevkatiyle donup kalıyordu kollarında...