05☆

1 1 0
                                    

felix'in ağzından

dersimiz bitmişti. seungmin yurduna dönerken, jisung'la birlikte minho ve hyunjin'i bekliyorduk. 15 dakika sonra dersleri bitecekti ve beraber sahile gidecektik. elimdeki telefona bakarken neler olabileceğini düşünmeden edemiyordum. bir olay çıkmaması ve gerekmedikçe muhatap olmamak için uğraşacaktım. çünkü ona harcayacak enerjim bile yoktu. somurtarak gözlerim ekranda gezerken jisung'un beni dürtmesiyle başımı kaldırıp ona baktım.

"sahi felix, hyunjin'le tanışıyorsun ama sınıftayken görmezden geldin. ne oldu artık anlatamayacak mısın?"

sorduğu soruyla birlikte boş boş yüzüne bakarken artık anlatmam gerektiğini hissettim. en azından bir kısmını.

"o gün merakla soru sorduğum için rahatsız olmuş. özel hayatına girmeye çalıştığımı falan ima etti. sonra ben yaptıysam o da yaparmış diyerek bir konu üzerinden benimle uğraştı. bu kadar yani."

"pardon, senin neyinle uğraşmış?"

kırdığım potu yeni fark ederek gözlerimi kaçırırken söyleyecek bir yalan aradım ama yalandan nefret ederdim. özellikle seöyleyeceğim kişi arkadaşlarımsa daha çok nefret ederdim. oflayarak önüme döneceğim sırada jisung pes etmeyerek elimden telefonu aldı ve ona dönmemi sağladı. "felix?"

"öyle önemli bir şey değil. zaten o senin arkadaşın değil mi? sana bunları anlatmam bile doğru değil. ona karşı cephe almanı istemem."

"saçmalama felix, mezvu cehpe almak değil. eğer haksızsa bunun onunla güzel bir şekilde konuşurum sadece. o yüzden söyle hemen." köşeye sıkıştığımı anlayarak oflarken terlemeye başlayan ellerimi pantolonuma sildim ve önüme gelen saçları geriye itekledim. açılan alnımla birlikte çantamdan bir peçete aldım ve hafifçe bastırarak alnımdaki kapatıcıyı sildim. yavaş yavaş görünmeye başlayan çillerimi hissederek jisung'a baktım. gözleri alnımda geziniyordu. evimde olsam kapatıcıyı tamamen çıkarır ve ona bütün yüzümü gösterirdim fakat bu şu an için mümkün değildi. jisung bakışlarını alnımdan gözlerime indirdiğinde oturduğu yerde doğrularak bana daha çok yaklaşmış ve çillerimi incelemeye başlamıştı.

"woaah! felix, sen bir geri zekalısın!" dedikleriyle anlamsızca ona baktığımda elimle önce onu yüzümden iteklemiş daha sonra da geride olan saçlarımı alnımı kapatması için önüme çekmiştim.

"buydu işte. yeterince rahatsız olduğum bir konu zaten. o gün de kapatıcım hafif akmış galiba, belli oluyormuş yani. çok ciddi bir şey söylemese de gerildim ve kendimi kötü hissettim."

"onun ağzını yırtmamı istersen seve seve yaparım bebeğim. ama ondan sonra da senin ağzını yırtmam gerekebilir. bu minik yıldızlar için kendine hakaret edersen seni döverim. hatta," jisung duraksamış ve çantasından ıslak mendil çıkarmıştı. ne yapacağını az çok kestirdiğim sırada bana daha çok yaklaşarak elindeki ıslak mendille kapatıcıyı yavaşça silmeye başladı. ellerini tutup karşı gelmek istedim ama yorgun ruh halim bunu yapmama bile engel olmuştu.

gergin bir şekilde benden uzaklaşmasını beklerken yüzüme gülümseyerek baktığını gördüm. jisung beğenmediği bir şeye rahatlıkla beğenmedim diyen birisiydi. kendi görüşlerini dile getirmekten çekinmezdi. böyle bir konuda beğenmediğinde elbette dile getirmezdi fakat yüz ifadesinden veya mimiklerinden her şey anlaşılırdı.

ve ben şu an onun tamamen samimi olduğunu görebiliyordum.

derin bir nefes alarak benden uzaklaştığında yüzümü incelemeye de devam ediyordu.

"bir daha bu güzellikleri kapatırsan götüne kazık sokmaktan çekinmem bilesin. o hyunjin'in hakkından da daha sonra geleceğim."

tepkisine gülmekle yetinirken ona ne kadar minnettar olduğumu bakışlarımla anlatmak istedim. han jisung iyi ki hayatımda ve benimle bu andaydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

sakura & stars. hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin