"Anlatıcam şöyleki... Mutlu olup olmamak sana kalmış..."-Hyunjin
"Nasıl yani???"-Felix
"Aslında arkana dönersen bayılıcaksın. Ve birdaha mutlu olamiycaz."-Hyunjin
Felix hyunjin'e inanmadı... Arkasını döndü... Ve bayıldı...
Felix eski evinde tezgaha dayalı olan Hyujin'in kucağında uyandı.
"Uyandın mı? Çok ağırsın. Gel sana anlatıcaklarım var."-Hyunjin
"Noldu bana? nerdeyim ben?"-Felix
"Annen ve babanın öldüğü evrendesin."-Hyunjin
Felix hiçbirşey anlamadı. Anlamaz gözlerle Hyunjin'e baktı.
"anlamadım? Nasıl yani?"-Felix
"Paralel evrenden bahsediyorum. Sen anne ve babanın ölmesini kaldıramadın. Sonra bilinç altın bir şekilde paralel evrene geçmeyi başardı. Ama orda anne ve baban seni sevgilinin yanına bırakıp gittiler. Sende buna üzüldün ve geri dönebildin."-Hyunjin
"Peki Jar-ah? Onunla tanıştığım evren bu mu?"-Felix
"Jar-ah'ı hatırlıyormusun?"-Hyunjin
"Evet tabikide. O beni kurtarmıştı. Sonra siz benim arkamdan konuştunuz."-Felix
"Ağğhh Jar-ah sen sormadıkca ondan bahsetmememi söylemişti."-Hyunjin
"Hwang... Sorun olmazsa onun şuan nerde olduğunu söylermisin? onunla konuşmam gerekenler var."-Felix
"O... Şuan Seul mezarlığında..."-Hyunjin
"Orda ne yapıyor?? Neyse ne hadi gidelim. Onu görmem lazım."-Felix
Hyunjin birşey demeden Felix dışarı çıktı. Hyunjin onu durduramayacağını anladı.
Hyunjin Felix'in kendisinin görmesinin daha iyi olacağını düşündü.
Birlikte Seul mezarlığına gittiler. Hyunjin felix'i, Jar-ah'ın mezarına götürdü. Felix gördüğü manzara ile dehşete düştü.
"Ha-ha-hayır... O-olamaz..."-Felix
"Sana söyliycektim. Sen beni dinlemeden çıktıktan sonra kendin öğrenmelisin diye düşündüm."-Hyunjin
"NEDEN? NEDEN YA NEDEN? NEDEN BANA SÖYLEMEDİN? BEN BİR UMUTLA BELKİ ONUNLA KONUŞABİLİRİM DİYE GELDİM. HWANG HYUNJİN SENDEN NEFRET EDİYORUM. SENİ TANIDIĞIM GÜNDEN NEFRET EDİYORUM. SENİNLE AYNI SINIFA GİTTİĞİM BÜTÜN O GÜNLERDEN NEFRET EDİYORUM. PİÇ."-Felix
"Gelmeseydin. Beni durdursaydın. Bekle felix o öldü deseydin. Neden öldü demek yerıne mezarlıkta dedin? Cevap ver bana! susma!"-Felix
"Felix... Özür dilerim. Böyle olucağını bilmiyordum. Gerçi Jar-ah biliyordu... Bana o gün 'Felix i uzaktan izle. Onu sana emanet etmek istiyorum. Ama sakın o sormadıkça benden bahsetme. Sorarsa öldüğümü söyle mezarlıkta deme.' demişti."-Hyunjin
***
Arkadaşlar. Bendeniz yazarınız bir okuyucuma kızdım uyumadığı için. O yüzden yb geç gelicek. Muah.
***
Felix, Hyunjn'e iğrenerek baktı. kafasını iki yana salladı.
"Hayır Hwang... Jar-ah'ı sen öldrüdün. Sen katil bir pisliksin!"-Felix
Hyunjin duyduklarıyla dehşete düştü. Sonra ağzından "tch" sesi çıktı.
"Onu öldüren ben değilim lee. Onu öldüren sensin. O senin onu arkadan bıçakladığını düşündü. Sonra bu kalp krizi geçirmesine sebep oldu. Katil olan sensin."-Hyunjin
Felix burnundan güldü. Hyunjin Jar-ah'ın kanserden gittiğini biliyordu. Ama sevdiğine acı çektirmeyi seçmişti.
Felix ise Hyunjin'in Jar-ah'ı bıçakladığı gerçeğine inanmayı seçti.
"Çok komiksin Hwang. Çoğunluk neye inanmak isterse o şey gerçek olur. Bakalım gerçek ne olucak."-Felix
Hyunjin birşey demeden Felix ona omuz atıp gitti.
Sabah oldu. Hyunjin okula gitti. Herkes ondan saklanmaya çalışıyordu. Hyunjin ne olduğunu anlamadı. Sınıfa girdi.
Hyunjin sınıfa girdiği anda herkes Hyunjin'i alkışlamaya başladı.
"Hoşgeldin katil. Kendi yiğenini öldüren katil."-R/B
