Painting, Two Passions

983 58 153
                                    

Bolca yorum bekliyorum, iyi okumalar!!

Hyunjin 27
Felix 23
---

Dinlemenizi önerdiğim şarkı; army dreamers

Bunu kullanmalı mıydı bilmiyordu. Elindeki fırçayı, büyükbabası onun için özel olarak işlemiş, ve vefat etmeden önce ona vermişti. Ahşap uç kısmındaki çiçek desenlerini gördükçe, aklına büyükannesi geliyordu. Çok severdi çiçekleri, Özellikle orkideyi.

Hyunjin kısa süreliğine gözlerini duvara dikti. Yumuşak nefesler alırken, ne çizeceğini düşünüyordu sakince.

Kim olduğunu bilmediği genç bir çocuğu çizmek istedi. Kafasına esen, ve daha önce hiç görmediği bu kişiyi somut hale getirip, yakından inceleyecekti.

Yumuşak uçlu fırçayı boyaya batırdı. Tuvalde öylesine kayıyordu ki fırça, hyunjin bir kez daha hayran kaldı.

Bir insan fırçaya hayranlıkla bakabilir miydi?

Hyunjin bakıyordu.

Yüz hatlarını çizdi öncelikle. Her bir ayrıntıya dikkat edecek şekilde önem gösteriyordu hyunjin.

Amacı aslında sadece yüz hatlarını çizip bırakmaktı, ancak o kadar kaptırmıştı ki kendini, fırçayı elinden bırakamıyordu.

Çillerini teker teker yüze yerleştirdi, onu herkesten ayırmak istedi. sonuçta herkesde olmuyordu. Çilleri Saymaya başlamıştı, ancak bir yerden sonra bunu bıraktı. Düzgün bir burun, ardından çekik gözleri çizdi.

Sıra dudaklara geldiğinde, hangi rengi kullanacağını bilemedi.

Gencin Pürüzsüz ve kalp şeklinde olan dudaklarını, kusursuz çizmek istiyordu.

Birkaç renk karıştırıp bir renk elde etti ve dudaklara şekil verdi. Altın sarısına yakın olan saçlarını çizdiğinde bu resmin bu kadar gerçekçi olması onu korkuttu.

Sanki resim canlanıp tuvalden ayrılacaktı.

Bir hata yapıp, gencin sarı saçlarının arasında bir tutamı beyaz oldu. Yanlışlıkla yapmıştı bunu. Ancak düzeltmek istemedi.

Eğer hyunjin bu resmi bitirmek için gecesini gündüzüne katmasaydı, erkenden bitiremezdi. Vücudunu bitirdiğinde esneyerek yorgun olan gözlerini kırpıştırdı. Beli ağrımıştı, telefonuna gelen mesajlara dahi bakmamıştı. Bu resmi bitirmeyi çok istiyordu ve amacına ulaşmıştı.

Sonunda sağ alt, ama çokta alt olmayan, yere imzasını bıraktığında eserine gururla baktı.

Bu gencin ismini yazdı.

"Yongbok." Diyerek de, sesli şekilde konuştu.

O kadar uykusu vardı ki, kendini yatağa atmak için sabırsızlanıyordu. Fırçayı sonunda elinden bıraktı. Kabına geri koyduğu fırçayı temizlemeyecek kadar yorgundu.

Odadan ayrılacağı sırada, tablonun parladığını fark etti. Kaşlarını çatarak o yöne doğru ilerledi. Sarı renkte parlamasını sürdürüyorken, hyunjin tablonun karşısına geçti. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Kalbi hızını artırırken, resim parlamayı durdurdu. Hyunjin az önce olanları daha anlamamışken, yongbok tablonun içinden dışarı çıktı.

Hyunjin far görmüş tavşan gibi gözlerini kocaman açarken, rüyada olduğunu düşünerek kendini rahatlatmaya çalıştı, ancak hayır. Bu gerçek olamayacak kadar hayaldi.

Yongbok bal renginde olan gözlerini açtı. Hyunjini gördüğünde ona hayranlıkla bakmaya başladı.

Hyunjin kupkuru olmuştu.

Daydream In Blue, Hyunlix Oneshots Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin