"sorun değil hem şu an yanımızda kimse yok öyle değil mi ve ne demek istediysen çabuk söyle yoksa arkadaslarina sigarayı birakmicagini söylerim"
Ofledi bu hareketi bile kalbimi eritmisti "o zaman sen neden içiyorsun çakma tanrı?" dedi hafif sirittim"çünkü ben senden büyüğüm hem ben ne alaka acaba?" Hiç beklemeden cevap verdi "çünkü senin gibi bir günahkar belki tanrı nin onu affetmesi için sigara içmez diye düşünmüştüm" tanrı?
"Tanrı mı"
"Evet tanrı"
"Ben öyle şeylere inanmiyorum. Sen inanıyor musun yoksa çakma hamster?"
"Tabi ki yoksa günahkar olurum ve bu isticegim son şey hatta hafta da, ayda,yılda bir kez bile olsa kilise ye giderim"
Bu lari anlatırken ellerini kullanması gözüme çok tatlı gelmis olsada onun dediklerini dinlemeliydim.
"Ben gitmem ve şimdi benden nefret mi ediyorsun?"
"Hayır tabiki de bunu nerden çıkardınız?"
"Şimdiye kadar çoğu arkadaşım ben öyle şeylere inanmadigim için benimle arkadaşlığını kesmişti ve senin gibi onlarda birer hristiyan dı" diyip sigara vermesi için elimi uzattim.
Verince cebimden çakmak çıkarıp sigaramı yaktim. Sigaramın dumanı temiz havayı kirletirken bense hiç bir şey yokmuş gibi sana ya bakıyordum. Onun hayla sigarasını yakmadigini gozunce çakmağı olmadığını anlamıştım.
Aklıma gelen şeytani şeyle siritip sana nin kafasını tutmuş ve eğilip yüzümüzü aynı hizaya gatirmistim. Ağzındaki sigara belirli bir yakınlığa gelince yanmaya başladığında bende kendimi geri çekip hafif bir sırıtışla ona bakıyordum
O ise donmuş ve ışık görmüş tavşan gibi bana bakıyordu. O an onun dudağına yapışmak istedim ama olmaz.
"Ben o hristiyanlar dan değilim bayan jihyo"
"Olmadığını biliyorum sadece söylemek istedim" ona bakıp sigaramı ağzıma götürdüm bir nefes çekip bir yerde oturmak için etrafima bakıp yer aramaya başladım
Karşıda bir bank gormemle hafif sırıtıp sağımda ki sigarasını bitirmeye çalışan sana ya döndüm. O da bana sigarasini ağzında sabit bir şekilde durması için sağ eliyle sigarayı tutmuş bir şekilde bakiyordu.tabi sigarayı hayla iciyordu.
Gözlerimiz bir birine kitlendi ağzındaki sigarası ve vicudu beni baştan çıkarmaya yeterde artardı ama bu imkansız.
Ne o nede ben konuşmaya basladik. Bazen ağızlar konuşmaz çünkü dil yorulur fakat gözler zaten bu güne kadar hem iyi hem de kötü gunler gördüğü ağızlar dan daha çok tecrubelidir.
Onun sigarası bittiği için izmariti yere atıp ayağıyla ezmisti fakat gözlerini benden ayirmamisti.
O güzel yüzü ve sesi beni kendimden alıp başka diyarlara götürüyor garip ama iyi.
Elimde ki sigarayı tekrar ağzıma götürüp bu sefer derin bir nefes çekmiştim belki şu an ciğerlerim bana sövüyor ama bu zevki hiç kimse ya da hiç bir şey veremez. Sana bile.
"Karşıda ki banka gidelim mi sana"
Gözlerini benden ayırmadan cevap verdi.
"Olur bayan jihyo" dedi şakacı bir tavirla
Bu tavrına hafifçe sırıtıp biten sigaramı yere atmış ve yenisini cikarmistim.cakmagimi da geri koyduğum arka cebimden çıkarıp ağzımdaki sigarayı yakmistim.
Belki sana da tekrar içmek ister diye düşünüp Sahara paketini ona uzattım ama o elini hayır anlaminda gibi sallamisti.
"Daha az önce içtim hem, sigarayı azaltmam gerek."
Ağzımdaki sigarayı sol elimin yarimiyla ağzımdan uzaklastirdiktan sonra konuşmaya başladım
"Belki"dedim"belki,benimde bu güne kadar içmek istediğim ilk kişi olamak istersin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmedik Kişi
Fanfictionsana çalıştığı barın sahibini ilk defa göreceği için stres olmuşken hiç beklemediği anda bar sahibi park jihyo ile yakın olmaya başlar ve bu ne kadar garip olsa da ikisi içinde iyiyidir.