BÖLÜM: 24 İntikam Mı? İhanet Mi?

107 6 5
                                    

" Asya Türkönder"

Aradan iki gün geçmişti bu iki gün'de sinan sakinleştirici ile uyuyor ben ise sadece oturup tek kelime etmiyordum
Ceren İskender ve diyerleri bizim için yıpranıyor'du

O gün İskender'in kucağına bayıldığımda İskender revire getirmişti kolum iyileşmişti ama kalbim hâlâ acıyordu

Evet sinan'nın annesi ve babası ile hiç yaşamadım babam yanımdaymış annem yanımdaymış ama ben onları hissetmedim

Dahası onlar beni hissetmedi iki gün boyunca hep bunu düşündüm ben onları hissettmedim onlar'da beni mi hissetmedi?

Odamda yatakta bacaklarımı kendime çekip oturuyordum kapı açıldı gelen kişi İskender'di " asya, yemek getirdim" yemeği masa'ya koydu

Yemekte yemiyordum İskender yatağa yanıma oturdu " iyi misin?" başımı iki yana salladım " yemek yemen lazım" dedim yine başımı iki yana salladım

İskender'e baktım " ışık gelmedi mi daha?" evet ışık yoktu biz sinan ile kötü olunca mete onu evine bırakıcağını söylemişti

Işık başta itiraz etsede sinan'nın o hâlini gördüğünde kabul etti gitmeden önce'de kriz geçirmişti

" hayır daha gelmedi, bir hafta daha evinde kalıcakmış" dedi başımı salladım o sırada ceren geldi

" evett yemek zamanı" İskender'in getirdiği tepsiyi eline aldı ve yatağa yanıma oturdu mercimek çorbası yapmıştı kaşığı doldurdu biraz üfledi

Ona baktım bu iki gündür anne gibi olmuştu ama o bunun farkında değildi " aç bakalım ağzını" dedi açmadım

Derin bir nefes verdi "ama asya kendi ni toparlaman lazım" kaşığı yine uzattı " lütfen benim için" dedi

Zor'da olsa ağzımı açıp çorbayı içtim ceren gülümsedi " kurtarıcaz onları güven bana" İskender'e baktım " sinan" dedim " iyi mi? Uyuyor mu hâlâ?" İskender ceren ile göz göze geldi

" uyuyor" diye bildi sadece gözlerim doldu sinan'nın yanına'da gidemiyordum bu beni daha çok üzüyordu

Ceren bir kaşık daha vericeği sırada başımı diğer yana çevirdim " istemiyorum!" dedim tam o sırada kapı sertçe açılıp kapandı

İçeri ışık ve arda girdi İskender kaşlarını çattı " ışık seni mete mi getirdi?" ışık bana bakarak " hayır ben kendim geldim" dedi sesi sertti

Yemek tepsisine baktı " n'oldu sadece aileni yok olduğuna hemen inandın mı o video'da ailen okların ucundaydı! Ama sen hemen pes ettin!" bağırıyordu

Ceren şaşkınlık içinde bakıyor İskender sinirlenmemek için içinden neler diyordu bilmiyorum ama ışık bana patlıyordu

" sen..... Sen kimsin asya? Yeri geldiğinde en güçlüsü oluyorsun! Yeri geldiğinde en güçsüzü bazen en beceriklisi! Bazen'de en bereciksizi!" haykırıyordu

Kendi telefonunu çıkardı gölge'nin bana attığı videoyu almıştı bana gösterdi gözümü video dan ayırdım anne ve babamız sandalyelere bağlı elektrik veriyorlardı ardından ok tutuyorlardı

İskender bir'den ayağa kalktı telefonu eli aldı " yeter artık! Kız zaten bitik durumda daha fazla üstüne gitme!" sinirle söyledi

Işık sinirden güldü " EN BÜYÜK HATAYI ZATEN ŞU AN YAPIYORSUNUZ ONUN ÜSTÜNE GİTMEZSENİZ ZOLUK NEDİR BİLMEZ EYER GÜÇLÜ DURURSA KAZANIR DURMAZDA KAYBEDER HEM AİLESİNİ HEM DE KENDİSİNİ!" o kadar çok bağırmıştı ki kulaklarımı kapamak zorunda kaldım

Ceren bunu gördü " Kendin ile asya'yı karıştırma ışık! O sen değil!" dedi baskın sesi ile

Işık ceren'nin elindeki tepsiye baktı
" yemiyor musun?" cevap vermedim
" CEVAP VER!" bağırması ile irkildim İskender yanıma geldi ellerimi tuttu
" bunu yapmaktan vazgeç artık!" dedi

tozkoparan İskender "SIR"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin