#
#
#
#
#
#
#Selam tekrardan, bu bölüm Zülal'in geçmişinden bahsedecek. Ayrıca bir bilgi vermek istiyorum. Mart aşkı kitabı yavaş yavaş büyümeye başlıyor. Şuanki hedefim 500 okunmaya ulaşmak. Umarım çok yakında bunu başarırız. Muhtemelen 2 kitaplık bir seri olacak. Mart Aşkının ilk kitabını bitirince PSİKOLOG kitabımıza başlayacağım. PSİKOLOG muhtemelen 3 kitaplık veya 4 kitaplık olacak. Psikoloğun ilk kitabını bitirdikten sonra dünyanın en güzel kızına başlayacağım. Bu kitap tek kitap olacak. Dünyanın en güzel kızı bitince Özkıyıma başlayacağım. Özkıyımda tek kitap olacak sanırsam. Onuda bitirince mart aşkı ve psikoloğun ikinci kitaplarına başlayacağım. Çok uzattım kusura bakmayın. Her neyse iyi okumalar 🐌🦋🦋🦋🦋🕷️🕷️🕷️🕷️
#
#
#
#
#
#
#( 8 yıl önce)
Sadece mutlu olmak isteyen bir kızdı Zülal. Sadece ailesiyle huzurlu bir yaşam sürmek isterdi Zülal. Sadece babasının sıcak kollarına sığınmak isterdi Zülal. Sadece annesinin iyi birisi olmasını isterdi Zülal. Ama hiçbir isteği, dileği olmadı. O mutsuzluğa mahkum kılındı. O huzursuz bir yaşama bahşedildi. O babasının sıcak kollarına haram kılındı. O annesinin ne kadar kötü biri olduğunu canlı canlı gördü.
Fakat O kendini bu lanet olası dünyadan soyutladı. Hayatına devam edebilmek için kendine yeni bir sayfa açmaya karar verdi. Elbette annesi bu sayfada olacaktı. Çünkü istesede istemesede Ahenk Kirazlı onun annesiydi.
Yıl 2016 ve mart ayını gösterirken Zülal, Annesi Ahenk ve babası Recep herzaman ki gibi klasik bir akşam yemeği sofrasındalardı. Herşey dört dörtlüktü. Bugün annesi ve babası hiç kavga etmemişti. O gün ilk kez huzurlu geçmişti. Ya da Zülal öyle sanıyordu.
"Bu sabah dışarı çıktığında seni 5 kez aradım. Hiçbirine bakmadın. Anlayamıyorum seni Recep. Madem arkadaşlarınla gezeceksin neden telefonlarımı açmıyorsun." Ahenk Çatalını ve kaşığını tabağının kenarına koyup ciddiyetle konuştu. Sofra bir anda gerginliğe bürünmüştü. Zülal ağzındaki lokmayı zorlukla tuttu ve korkuyla babasına baktı. Babası Zülal ve karısının aksine gayet rahat görünüyordu.
" Haklısın Birtanem. Telefonum sessizde kalmış. Süleymanlarla sohbete dalmışız." O zamanlar otuzuna yeni basmış olan Recep arkadaşlarıyla takılmayı pek bir severdi. Fakat hiçbir zaman ailesinden daha önemli görmezdi. O gün bir ilk yaşanmıştı ve Recep Kirazlı arkadaşlarıyla gerektiğinden fazla zaman geçirmişti. Ahenk kafasına bu kadar takmaz diye düşünmüştü. Ama fazlasıyla yanılmıştı.
"Açıkçası arkadaşlarınla vakit geçirseydin bu kadar uzun sürmezdi diye düşünüyorum Recep.
Beni bazı konularda şüphelendiriyorsun. Geçen günde gömleğinde menekşe kokulu bir parfüm kokusu aldım. Sen çiçek kokulu parfümler kullanmazsın." Ahenk öylesine ciddiyete bürünmüştü ki Zülal korkudan ellerini kıtlatmaya başlamıştı. Zülal tekrar bir tartışma doğacağından çok korkuyordu. Son zamanlarda hep kavga eden bu ikili artık Zülal'in huzurunu tamamen kaçırmayı başarmıştı." Evet çiçek kokularını pek sevmem. Ama geçen gün aldığım menekşe kokulu parfüm bu tezimi çürüttü." Ağzına bir lokma attı ve suyundan minik bir yudum aldı Recep. Oldukça rahat görünümü doğru söylediğini kanıtlar nitelikteydi.
"Kredi kartın bana bağlı Recep. Eğer parfüm almış olsaydın bildirim gelirdi." Ahenk çatık kaşlarıyla Recep'in yüzüne bakıyordu. Ruhsuzdu. Bir tartışma çıkması durumunda içi rahat edecekmiş gibi konuşmayı sürdürmeye devam ediyordu."Nakit parayla aldım hayatım." Ağzına bir lokma daha atan Recep o sıralar sarı saçlı kızı Zülal'e doğru döndü. "Güzel kızım. Hadi yemeğini yesene. Bak annen o kadar zahmet etmiş te hazırlamış. Eğer yemezsen ona çok ayıp olur." Gülümsedi Recep. Kızıyla konuşurken hep gülümserdi. Onu korkutmaktan korkardı.
"Recep, adaya yemek yesin diye bu kadar dil dökeceğine biraz karınla ilgilen." Ahenk çatık kaşlarını biraz daha çatmıştı."Hayatım zaten seninle ilgileniyorum. Sadece Zülal'in yemek yememesi beni üzüyor." Diyen Recep'e iğrenerek baktı Ahenk. "Sırf annenin gönlü olsun diye kıza Zülal adını koydun. Ne lanet bir isim! Zaten annen çok yakında ölecek. Ne diye onun gönlünü hoş tutmaya çalışıyorsun ki?" Ahenk öyle şeyler söylemişti ki Recep aniden elindeki çatal ve kaşığı sertçe tabağına bıraktı. Hafif hafif ağarmaya başlayan kaşlarını öyle bir çattı ki Zülal korkudan ne yapacağını şaşırdı. Ahenk ise gayet halinden memnun görünüyordu." Annem hakkında düzgün konuş Ahenk. Benim kırmızı çizgimin o olduğunu biliyorsun." Recep yumuşak çıkması için direndiği fakat sert çıkan sesiyle konuştu. "Başlatma şimdi kırmızı çizgine!" Dedi Ahenk oturduğu yerden fırlayarak.
"Ahenk haddini aşma!" Diye Recep'de oturduğu yerden hışımla kalktı. Zülal çok korkuyordu. Bu sefer daha büyük bir kavganın izleyicisi olacağını hissetmişti. "Demek ben haddimi aşıyorum öyle mi? Al sana haddimi aşmak!" Dedi ve masanın örtüsünü tek eliyle hızla çekti. Artık tüm yemekler, tabaklar, çanaklar yeri boylamıştı. Zülal yiyeceklerin yere düşmesiyle birlikte tiz bir çığlık attı. "Ne çığlık atıyorsun salağın kızı?!" Diyerek Zülal'e çok sert bir tokat yapıştırdı Ahenk. Zülal tokadın etkisiyle yere düştü. Ellerini yere sabitleyerek yerde öylece kaldı. "Ahenk, Kızıma nasıl vurabilir misin!!?" Recep için şimdi akan sular durmuştu. Herşey bitmişti. Ahenk'in saçından tutup sertçe duvara vurdu. Yetmedi, bir daha vurdu. Fakat her iki vuruşunda da sert vurmamıştı. Ahenk bunun farkındaydı. Ama yine de sanki canı acıyormuş gibi ağlamaya başladı." Ahenk, ağlama tamam. Özür dilerim. Acıyacağını sanmıyordum." Diyen Recep telaşlanmıştı. Onun için karısı ve kızı herşey demekti. Ahenk ve Zülal'in canını yakacak hiçbir şey yapmazdı.
"PO-polisi arayacağım." Kafasını tutarak masadaki telefonuna ulaşmaya çalışan Ahenk'e şaşkınlıkla bakıyordu Recep. Oysa ki bilerek yavaş vurmuştu. Ama Ahenk'in amacı başkaydı. Farkındaydı Recep. Ama karısına olan sevgisinden çıtını çıkarmadı. Telefonuna ulaşmayı başaran Ahenk polisin numarasını tuşladı ve kulağına götürdü. "Alo, az önce eşim Recep Kirazlı bana şiddet uyguladı." Ağlamaya başladı Ahenk. Ama gerçekten ağlamıyordu. Bunu o evdeki herkes adı gibi biliyordu. "Adresi veriyorum,lütfen hemen gelin" Dedi ve hızlıca adresi söyledi. Ardından herşey çok hızlı gelişti.
Polis hızla eve ulaştı. Recep hala şaşkındı. Karısı için bu kadar mıydı? Bu kadar mıydı değeri? Artık bir şeyler kafasında oturmaya başlamıştı. Zülal polislerin gelmesiyle gözyaşlarını serbest bırakmıştı. Babasının suçsuz olduğunu söyleyemeyecek kadar yıkıktı. "Kızımada vurdu." Ahenk hızlıca Zülal'in yanına geldi. "Üzülme kızım. ağlama Birtanem. Bak polis abiler geldi. Artık bize vuramayacak." Ahenk öyle bir rol yapıyordu ki Zülal çok şaşkındı. Recep'i çoktan arabaya bindirmişlerdi. "İfadenizi almamız gerekiyor. İkimizde bizimle gelmelisininiz." Ahenk polisi onayladı ve karakola gittiler.
O akşam cehennemden bile beter geçmişti. Herkes Ahenk'e inanmıştı. Zülal ise sessiz kalmıştı. Bir şey söyleyememişti. Korkmuştu çünkü. Annesi onuda polise verir diye korkmuştu.
Recep o gün nezarethaneye girmişti. Herşey bitmişti onun için.
💋😈💖💖👁️🗨️👽😪🤠🤐🤐🤐🥺😯😭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MART AŞKI (+18)
Teen FictionZülal Ada kirazlı 20 yaşına bastığı gün mart ayındaydı. Zülal Ada kirazlı babasını demir parmaklıklara bahşettiğinde mart ayındaydı. Zülal Ada kirazlı yasak elmasıyla tanıştığında mart ayındaydı. Onun için bir oyundu mart ayı. Her berbat olaylar bu...