▲ 5

162 25 22
                                    


Oy ve yorum gelirse çok sevinirim 💙
•••

Sonraki günlerde Minho ve Jisung birbirlerini daha az görmüşlerdi. Jisung zaten ondan uzakta durmak için her şeyi yapıyordu, bu yüzden işine gelmişti bu durum.

Minho içinse durum biraz daha karışıktı. Her ne kadar görmek için can atsa bile son yaşanan olaylardan dolayı yüz bulamıyordu. O da Chan'ın dediği gibi ona biraz alan tanımaya çalışıyordu.

Ancak her ne kadar ona alan tanımaya çalışsa bile küçüğünün her gece bir yerlere gitmesi ve neredeyse hiç evde kalmamasını sevmiyordu.

Neyse ki artık üniversite dönemi ara tatilden sonra yeniden başlıyordu. Ve açıkçası Minho'yu en çok geren de buydu.

Sevdiği çocuğu ve onun çevresinin olduğu ortama asla geri dönmek istemiyordu. Sonuçta bu iki yılda burada okuduğu üstünlük Jisung'taydı. Minho bile üniversiteyi yurt dışında bitirip öyle geleceğine eminken bay Lee'nin başka planları olduğunu anlamıştı.

Şimdi ise Jisoo'nun yoğun istediği üzerine beraber ailecek kahvaltı ediyorlardı. Aslında bunun normal yemek olaylarından bir farklılık yoktu ancak Jisoo oğlunun böyle küçük şeyleri atladığını görmek istemediği için bugün bu masadaydı Jisung.

"Jisung Hein'le en son ne zaman görüştün." Minho için rahatsız edici olan bu sohbet yeni başlıyordu. Hein kimdi?

"En son iki hafta önce görüştük anne. Aslında bugün de gidecektik bizim çocuklarla ama bu kahvaltı işi çıkınca gidemedik işte."

"Güzel onu özlediğimi ilet ona, aslında ne diyeceğim Minho ile gidebilirsiniz. Minho da Hein'le tanışmış olur hem ne dersiniz çocuklar?"

Jisoo'nun gülümseyerek söylediği şeyle Jisung anında bakışlarını Minho'ya çevirdi. Sakın dercesine delici bakışlar atarken bay Lee'nin dedikleriyle bölündü bakışmaları.

"Bence bu çok güzel bir fikir hayatım, hem Minho'ya da iyi gelir Hein. Hepimize olduğu gibi." Jisoo'nun elini tutup ona karşılık gülümseyerek konuştu.

Annesinin neşeyle bir şeyler anlatmasını görmezden gelerek sadece karşısında oturup tabağıyla oynayan gence baktı.

Babasının oğlu yine sessiz kalmayı seçmişti.

Elindeki çatalını masaya bırakıp oturduğu sandalyeden kalkıp karşısındaki oğlanın ona bakmasını umursamadan annesine gülümsedi. "Gidip hazırlansam iyi olacak, küçük hanım bekletilmeyi pek sevmez biliyorsuz."

"Tabi ki tatlım ama acele etmeyin. Minho kahvaltısını yapsın ondan sonra çıkarsınız."

"Teşekkürler Jisoo Noona her şey çok güzel ve doyurucuydu. Özlemişim senin yemeklerini. Ancak doydum yani çıkabiliriz. " Masadan kalkıp gülümseyerek baktı karşısındaki kadına. "Beğenmenize sevindim. Akşam yemeğinde de yine aynı kadroyu bekliyorum haberiniz olsun. Hadi gidin bakalım."

Jisung annesinin dediğinden sonra akşam yemeği içinde evde yemek zorunda kaldığı anladı. Sanırım artık saklanacak bir yeri kalmamıştı.

"Üzerime ceket alıp geleceğim hyung. Uzun sürmez."

Üst kattaki odasına çıkıp kapının arkasına astığı hırkasını alıp aynadan kendine baktı. Bol beyaz bir tişört ve açık mavi şortu. Bence bahar ayı kombini olarak gayet yeterliydi.

Hızlıca aşağıya indiğinde odak noktası oturma köşesinde oturup telefonla ilgilenen büyüğü oldu. Biriyle konuştuğunu anlayabiliyordu. Kaşları çatık gibi olduğundan da keyifsiz olduğunu fark etmek zor değildi.

Brother's Secret  •MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin