Hediye

36 1 0
                                    

(Minho'dan)

Olay yerindeydik. Yine temizdi ne ceset ne de bir tane bile adam vardı. Parmak izi her zaman ki gibi yoktu. Teksizimi açıp

"Merkeze dönüyoruz çocuklar." Emrini verdim.

Yine elimiz boş dönmüştük. Adi herif bizden öndeydi. İçlerindeki sivil polis umarım bir şeyler bulmuştu. Ona çok güveniyordum. Daha önce bir sürü gizli görevde bulundu ve hepsi başarılıydı.

Merkeze gidip odama geçtim. Küçük bir toplantı yapacaktık. Saatin gelmesini bekliyordum. Daha fazla dayanamadım ve toplantı odasına geçtim.

Birkaç dakika erken başlatacaktım. Herkesi odaya topladım.

"Bugünkü alışverişi maalesef kaçırdık. Saati değiştirmişler. Ortada bir iz bile yok. Sanırım bir şeyler planlıyorlar hemde büyük bir şeyler şu an bir tahminim yok ama yakında öğreneceğiz gibi."

"Umarım bunu başarırsınız Bay Lee bu büyük bir görev ve büyük bir ses getirir." Bu üst düzey yöneticimizdi.

"Biliyorum Bay Kim ekibim ile çok uğraşıyoruz bundan hiç şüpheniz olmasın."

Toplantıyı bitirmiş kendi ekibimi toplamıştım. Felix ve Seungmin ortaklarımdı. Chan'dan sonra onlara güvenmiştim.

"Şimdi ne yapıyoruz Minho?"

"Bilmiyorum Seung arkada iz bırakmıyorlar tek umudumuz içerdeki adamımız."

Kapım çalınmıştı. Gel komutunu verince içeriye bir kız girdi. Bu kızı tanıyor muydum bilmiyorum. Çok fazla çalışan vardı hepsini tanımak zorluktu.

"Bay Lee bu kutu size geldi."

"Teşekkürler bayan." Kutuyu elinden aldım. İsmi yazmıyordu. Kutuyu masaya indirdim.

"Tanrı aşkına bu ne?"

Bir baş parmağı, tüp kan, bir tutam saç, bir kaset, bir tüp içinde sanırım toz parçaları ve kan ile yazılmış bir B harfi. Kadına dönecekti ki ortalıktan kaybolmuştu.

Teksizimi alıp anos yaptım.

"Merkezdeki tüm birimler içimizdeler. Bir kadın hemen bulun onu."

"Seung arabaların çıkışını kapat Felix benimle gel."

Dibime kadar girmişti hain herif. O kutudakiler kime aitti? Şimdi niye kendini gösteriyordu?

Tüm merkezi karış karış aradık ama kadın çoktan gitmişti bile.

"Lanet olsun nasıl 2 saniyede toz oldu."

Felix kameraların hepsini kontrol ediyordu. Elini kolunu sallayarak çıkmıştı buradan.

"Seung şunu laboratuvara götür kime ait olduğunu bulalım. Felix diğer üst başkanları topla."

Kısa sürede herkes odada toplanmıştı. Kasedi taktığımız gibi bir şok daha yaşamıştım.

Adamımızı bulmuşlardı insanüstü bir işkence yapıyorlardı. Kaydın sonunda ise anlının ortasından vurmuştu. Sanırım sonra onu yakmışlardı. Tüpün içindeki tozlar onun külleri olmalıydı. Biraz daha devam etse midem kaldırmayacaktı. Üst başkan

"Bunlar deli." Dediğini duymuştum.

Evet Christopher Bang bir deliydi. Onu yakalayıp deli hastanesine kapatacaktım. Bunu büyük bir zevk ile yapacaktım. Hiçbir suç cezasız kalmaz.

"Bana gönderdiği paketin içinde toz parçaları vardı. Sanırım yakmışlar."

Hayat buydu işte. Bir an bile tüm hayatımıza bedeldi. En ufak hareketimiz sonumuzu getirebiliyordu.

Mafia, MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin