22.06. 2024'te yazılmaya başlanmıştır.
🌑
Değişmişti.
Dünya kalbini kırmıyordu artık. Hiç bir şey ilgisini çekmiyordu. Etrafındaki kalabalıkları boş gözlerle izliyordu.
Ne kadar sığ olduklarını düşünüyordu.
Ne kadar kibirli, ne kadar bencil, ne k...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir kucakta taşındığımı hissettiğimde gözlerimi zorlayarak açmaya çalıştım. Hastane koridorunda ilerliyorduk. Akın'ın adımları hızlıydı. Yüzüne baktığımda büyük endişesini görmemem imkansızdı.
"Akın.." kısık çıkan sesimle kanıma bulanmış elimi yüzüne uzattım. Parmaklarım hafif kirli sakallarına değdiğinde gözleri beni buldu.
"Sakin ol az kaldı geldik." titreyen elimi kucağıma indirip başımı daha çok omzuna bastırdım.
Akın'ın ''DOKTOR!'' diye bağırması bütün hastane koridorunda yankı yaptı.
Sedyeye yatırıldığımı hayal meyal hatırlıyordum. Beynim uyuşmuş gibiydi. Bir cam batması bu kadar can acıtır mıydı?
Karnımda artık ağrı hissetmiyordum. Bütün vücudum uyuşmuştu.
Tekrardan gözlerimi sıkıca kapatmıştım.
Bir sahil kenarında ayaklarımı uzatmış kumların üzerinde denizi izliyordum. Vücudumda ağrıya dair hiç bir şey yoktu. Buraya ne zaman ve nasıl geldiğimi bilmiyordum ama şimdiden huzur dolduğunu hissediyordum.
"Kızım..." bir ses beynimin içinde yankılandığında etrafıma bakındım.
Görünürde hiç kimse yoktu.
"Kızım, bana gel." oturduğum yerden kalkıp denize doğru ilerledim. Ses sanki suyun içinden geliyormuş gibi boğuktu.
"Suya gel kızım, buradayım." Sese karşı gelemeyip ayaklarımı suyun içine soktum.
Diz kapağıma kadar suya battığımda ayaklarımı gıdıklayan yosunları görüp geri çekilmek istedim ama başaramadım.
"Gidemezsin. Buldum seni kızım." Yosunlar ayaklarımdan dizlerime kadar dolandığında beni dibe doğru çekti.
Kalp atışlarımın hızlandığını anlayabiliyordum.
Dengemi kaybedip suya düştüğümde hızla suyun derinliklerine doğru çekildim.
Suyun altında gözlerimi açıp yukarı doğru çıkmaya çalıştığımda karşımda büyük bir yılan gördüm. Derisi siyah ve en az üç metre uzunluğundaydı. Çığlığım suyun içinde kaybolmuştu.
Hızla bana doğru yüzen yılan ağzını açtığında çatallı dili yüzüme değdi. Kendisini bana sarıp beni suyun içinde daha derine çekti.
"Kızım... Kurtaracağım seni." Derinlerden gelen boğuk kadın sesi gerilen bedenimi yumuşatmıştı sanki.
Yılan beni daha çok sıktığında kemiklerimin kırılma sesini işitmiştim.
