six

17 19 8
                                    

bir gece sağ tarafında oluşan ağırlık ile uyanıyor. arkaya dönüp bakma zahmetine girmiyor çünkü kadının yanına uzandığını biliyor. burada kaldığı süre boyunca birbirlerinin varlığına oldukça alıştılar ve bu normal bir hal almaya başladı.

hayatın nasıl bu kadar huzurlu ilerlediğini anlamıyor. düşman topraklarda, düşman toprakların düşmüş prensesi ile, düşman toprakların terk edilmiş kuzey bölgesinde hayatını devam ettiriyor.. ve sadece hiçbir şey olmuyor.

beklenmedik bir şekilde chou imparatorluğundan kimse kuzeye adım atmıyor. her zaman tetikte kalmaya devam etse de onları bekleyen herhangi bir tehdit yok gibi görünüyor.

bazen kendinden nefret ediyor. tüm halkı zulüm ile parçalanırken o hiçbir şey yaşanmamış gibi huzur içinde hayatına devam ediyor.

o düşünceleri ile boğuşurken kadın vücuduna iyice sokuluyor. onu tanıyor, kabus gördüğünü biliyor. küçük bir iç çekip kadına doğru dönüyor. gözleri buluşur buluşmaz kadının yüzündeki gözyaşlarını fark ediyor. uzanıp onu incitmeden göz yaşlarını siliyor, ardından sırtında daireler çizerek onu rahatlatmaya çalışıyor.

ne kadar zaman geçerse geçsin hâlâ pek konuşan biri haline gelmiyor fakat kadın bunu sorun etmiyor. varlığını bir şekilde belli ediyor ve bunu yeterli kabul ediyor.

"bir kabus gördüm." diyor kadın burnunu çekerken.

"biliyorum." diyor elleri yüz hatlarını ezberlemeye çalışıyormuş gibi yüzünde gezinirken.

"gidiyordun," diyor gözlerinin içine bakarken. "beni ardında bırakıyordun." göz temasını hiç kesmiyor. sanki onu terk edip etmeyeceğinin cevabını gözlerinde yakalamak istermiş gibi ruhuna doğru bakıyor.

bir süre bir şey söylemiyor çünkü ne söyleyeceğini bilmiyor.

dönmek istiyor, gerçekten istiyor fakat dönebileceği bir yer olup olmadığını bilmiyor. kim imparatorluğu düştü, artık asil bir şövalye değil. yalnızca jungkook.

bir yanı ise dönmek istemiyor. neden düşman imparatorluğun düşmüş prensesine bu kadar bağlandığını bilmiyor ama onda ayrılmak istemiyor. yanında kalıp onu korumak istiyor. hayatını kurtaran kadına borcunu ödemek, yorulursa yaslanacağı bir omuz olmak istiyor.

bir kez daha nedenini anlamıyor ama kelimeler ağzından dökülüyor.

"gitmiyorum." diyor. "seni ardımda bırakıp hiçbir yere gitmiyorum."

"söz mü?" diyor kadın sessizce.

anlını nazikçe kadının anlına bastırıp narin bir öpücük bırakıyor. "söz."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

yorulursan yaslan bana| tzukook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin