0.8

202 21 37
                                    

0

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



0.8'






"Meguru, ne oldu?"

Kaygıyla haykırdım, kapı aralığından bana doğru yaklaşan Meguru'nun burnunda kana bulanmış bir yara bandı takılıydı. O kadar korkmuştum ki, derhal uzandığım yataktan doğrulup koşar adım onun yanına vardım. Onun yanaklarını avuçlarımın arasına alıp, kurumuş kanla kaplanmış olan burnuna baktım. Yutkundum, onu bu halde bulmak, kalp atışlarımın korkuyla hızlanmasına sebep oldu.

"Sorun yok, ufak bir tartışma yaşadım sadece. Korkma." Ben bu kadar korkuyorken, o nedense çok rahat davranıyordu. Bana doğru yaklaştı, alnıma sıcak bir öpücük kondurdu ancak ben hemen ondan tekrar uzaklaşarak kaygılı bakışlarımı ona odakladım. "Meguru! Sana ne olduğunu soruyorum, bunu sana kim yaptı?"

"Um.." Mırıldandı, ardından beni es geçerek yatağının ucuna oturdu. Bende ona doğru yaklaştım, kocaman avuçları beni bacaklarımdan kavradı ve ben bu sırada hala sorularıma bir yanıt duymayı bekliyordum. "Ufak bir tartışma yaşadık ama merak etme, en sonunda tatlıya bağladık."

"Meguru, açık konuş!" Onun burnuna dokundum, her ne olduysa birkaç saat önce olmuş olmalıydı. Zira Meguru'nun burnuna bulaşmış olan kan çoktan kurumuştu. "Aslında, sana durumu o açıklamalı, ne dersin?"

Kaşlarım şaşkınlıkla yukarıya doğru havalandı ve durumu anlamayı denerken, Meguru'nun odasının kapısı gıcırdayarak açıldı. Doğrudan o tarafa baktım, mahçup bir halde, parmaklarıyla oynayarak ve açıkça epey utanarak aralık olan kapıdan Meguru'nun odasına doğru adımlayan, ağabeyimdi. O sırada durumu anlıyordum, Meguru'nun burnuna kanatan adam, muhtemelen ağabeyim olmalıydı.

Utançla bakışlarımı ağabeyimden kaçırdım, o da muhtemelen hala bana duyduğu kızgınlıkla, kollarını çaprazlayarak duvara doğru yaslandı. Odada bir suskunluk oluşmuştu, ne ben konuşuyordum, ne de o konuşuyordu. Derken, bu suskunluğu bozan Meguru olmuştu. "Hey, boşuna mı burnumu çatlattın? Hadi, yap şunu artık."

Ağabeyim, bıkkınlık dolu bir nefes alarak tekrar bakışlarını bana odakladı. "Pekala.. Seni.. Seni evden kovmam çok yanlıştı, aslında sana kızmakta çok haklıydım ama.. Seni evden kovmam, doğru olmadı. Daha fazla uzatmayalım, hatamın farkındayım. Eve dön, bu aptalın yanında daha fazla kalmanı istemiyorum."

Kıkırdadım, açıkça bunları konuşurken utanıyordu. Aslında ona alınmamıştım, yalnızca bu kadar sert davranması ve beni evden kovması nedeniyle kırgındım ancak bu o kadar da uzatılacak bir konu değildi. Meguru'nun yanından ayrılarak ağabeyime doğru adımladım, bu konuyu tatlıya bağlamalıydık.

"Bende hatalıyım. Senden bunu sakladığım için beni bağışla, ağabey. Seni çok seviyorum ve bana kırgın ya da kızgın olmana katlanamam. Olanları unutalım, olur mu?"

little one. - meguru bachira.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin