• 0.9 •"Ne kadar aptalım.." Mırıldandım. Meguru'yla beraber oturduğumuz yatakta bağdaş kurmuş, avuçlarımı çeneme bastırmış, sızlanıyor ve homurdanıyordum. Meguru'ysa yatağında rahatça uzanırken, başını yastığına doğru yaslamış ve epey rahat davranışlarda bulunuyordu.
"Fazla kaygılanıyorsun, sorun olmayacak. Bak, bu kadar çok kafa yormaya, önemsiz olan her konuda düşüncelere dalıp durmaya devam edersen, erken yaşlanacaksın sen." Kıkırdadı, yastığıma doğru uzanıp yavaşça onun kafasına vurduğumda, bana aldırmadı ve rahatça uzanmayı bırakmadı. Dudaklarımın arasından bıkkınlık dolu bir mırıltı kaçırdım, o haklı mıydı yoksa bu durumda kaygılanmam doğal mıydı? Anlayamıyordum, kafam karışıyordu.
"Meguru, ya sorun olursa? Nasıl olsa, herhangi bir hap ya da korunmamızı sağlayacak başka bir şey kullanmadık. Korkmuyor musun? Ya hamile kalırsam ve.. Ah, çok can sıkıcı."
Kıkırdadı, ardından uzandığı yatakta doğrularak bana arkamdan sarılıp, kocaman kollarını bana sıkı sıkıya sardı. Burnunu boynuma dokundurdu, ardından boynuma sıcak bir öpücük sundu. Bu beni mayıştırmış olsa da, hala kuşkulu ve kaygılıydım. Bunun doğal olduğuna inanıyordum. "Merak etme, sorun olmayacak. Hem semptomların da yok, neden bu kadar başını ağrıtıyorsun? Rahatlamalısın.."
Dudak büzdüm, henüz semptomlarım olmasa da, sonuç olarak bu yeni olmuştu ve eğer bu durum yaşanıyorsa şu anda semptomlarımın olmaması doğaldı. Başımı arkaya doğru yasladım, bunu yaptığımda onun saçları boynumu gıdıkladı. "Hem, anne baba olmak için çok genç olduğumuzun farkındayım. Bunu daha sonra, bundan birkaç sene sonra tekrar düşünebiliriz. Ne dersin?"
Kıkırdadım, bende onun bana sarılan kollarına sarıldım. Bu gün haftasonuydu, ne okul vardı, ne Meguru'nun antremanı. Aslında tamamıyla rahat ve boş olduğumuz bir zamandı, bende bu zamanı kullanarak onunla kafa dağıtmayı ve onunla beraber bir şeyler yapmayı istiyordum. Nasıl olsa, bu kadar rahat olduğumuz zamanlar hep denk gelmiyordu. Genel olarak zamanlarımız kısıtlı olurdu, bu günü doyasıya yaşamalıydık.
"Söyle bana, erkek arkadaşın bu gün seni mutlu etmek adına neler yapmalı?"
"Hm.." Mırıldandım, ona doğru baktım ve dudaklarımızı buluşturarak ona kısa bir öpücük sundum. Aklımda bazı şeyler vardı, bu yüzden pekte beklemeden onu yanıtladım. "Aslında.. Sinema, taze ve sıcak mısır, bir de dondurmayla beni mutlu etmen mümkün sanırım.."
Kıkırdadı, bana arkamdan sıkıca sarılarak kocaman vücuduyla beni kapladı. Bende onun kollarına dokundum. Aklımda ne olursa olsun, ne kadar yorgun, ne kadar dalgın olursam olayım, onun yanındayken çok ama çok mutlu ve huzurlu hissediyordum. Bu onun üzerimde bıraktığı büyüleyici bir etki olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little one. - meguru bachira.
Fanficand what the hell were we? tell me we weren't just friends, this doesn't make much sense,no. but I'm not hurt, I'm tense. 'cause I'll be fine without you,babe.'