•Kırmızı güller•

49 3 0
                                    

Bol bol yorum atmayı unutmayın, iyi okumalarr

Miraç'tan

Simay ile küçükken tanışmıştık o beni hatırlamıyordu çünkü daha küçüktü. 2 hafta boyunca her gün oyun  oynadık. Hatta ikimize bir bileklik almıştım. Umarım saklıyordur. Daha sonra babam Simay ile oynadığımı görünce bana kızdı ve onların evinin yakınındaki parka bir daha  gidemedim.

Çocukluk arkadaşımın Mirza ile evlenmesini kesinlikle istemiyordum. Mirza babamla her şeyi planlanmıştı. Bernayı kuzeniyle evlendirmekten bahsetmeleri bile yalandı. Berna ve Baran'ın kaçmaları için Bernaya bunu söylemişlerdi. Babam Bernaya düşkün olmasına rağmen intikam ateşi yüzünden Berna'nın ağlamasına sebep olmuştu. Resmen Mirza ve babam Bernayı harcıyorlardı. Baran Bernaya laf getirtmezdi. Bunu biliyorlardı.

Simay bu eve geldiğinde elimden geldiğince yardımcı olacaktım. Evlenmeyi ben istesem babam direkt engel olurdu, çünkü intikamın umrumda olmayacağını biliyordu. Gözü intikamı dışında her şeye kör olmuştu.

Simay'dan

Saat 19.30 olmuştu, duştan çıkmış, kıyafet seçmeye çalışıyordum.Sanırım yırtmaçlı beyaz üzerinde pembe çicekleri olan göğüs dekolteli elbisemi giyecektim. Sade ve güzeldi.

Gelmelerine 20 dakika kalmıştı, üzerime elbisemi giyip makyaj masama oturdum pembe bir gloss ve maskara sürüp, saçlarımı salık bıraktım. Aşağıya inmeye başladım.

Annemler arka taraftaki oturma takımlarınıda ön tarafa getirmişti. Babam ve annem yan yana oturuyor misafirleri bekliyordu. Eymen tekli koltuğa oturmuş karşısında ona bir şeyler anlatan Meleği dinliyordu.
Baran ve Barın abilerim aşağıya iniyordu.

Kapının çalmasıyla Cemile abla kapıyı açtı, avluda onları bekliyorduk. Umarım sorunsuz geçerdi. Herkes içeri geçmiş, yerleşmiş, selamlaşma faslı bitmişti.

Halit ağa "Mirza Simay' ın berdeli kabul ettiğini söyledi doğru mu bu?" Diye sordu. Babam "Evet Halit doğru" dedi. Halit ağa " O zaman yarın kızını istemeye gelelim" diyince Mirza bana döndü. Ne bakıyorsun değişik, demek vardıda işte ortam koşulları müsait değil.

Babam cevap verecekken dışardan şöyle bir ses geldi;

'Kapandı yıllanmış yara'

'Çoğu bitti azı kaldı'

'Sevin, kara gözlüm, sevin'

'Bu mutluluk hakkın senin'

Barın abimle bakıştık, ikimizde kimin geldiğini çok iyi biliyorduk. Hâlâ sesin kapının önünden gelmesiyle  heyecanla ayağa kalkıp kapıya  ilerledim, kapıyı açmamla şarkının şu kısmı çaldı;

'Yandık sevda ocağında'

'Hep gül olsun kucağında'

Oğuz tam bu kısmında elindeki kırmızı güller olan buketi bana uzattı ve elindeki poşette bir sürü tekli pakette gül vardı. Ardından bana sarıldı, ufak bir sarılma anından sonra, annnemlerin yanına ilerledik Barın abimde Oğuz ile tokalaşıyordu.

Oturmam ile Mirza'nın sinirli bakışları ile karşılaştım. Bakışlarımı ondan çekip buraya doğru gelen Oğuz ve Abime baktım. Oğuz "Hepiniz hoşgeldiniz bende hoşgeldim" diyip elindeki poşetten gülleri çıkarttı ve Berna, Elvan, Annem, Mehpare teyze hepsine tek tek verip Cemile ablalarada uzattı.

Meleğe dönüp "Sana menekşe aldım Melek hanım" dedi. Melek çiçeğini
alıp odasına çıktı. Babam Oğuza  döndü "Hoşgeldin oğlum, hangi rüzgar attı seni buralara?" Diye  sorunca Oğuz " Simay'ın tatilde olduğunu duyunca geleyim gezeriz diye düşündüm, tabi izin verirsen" dedi. Babamın yüzündeki duraksama  çok belliydi.

Ben direkt lafa girdim "Bunları sonra konuşalım Oğuz misafirlerimizin yanında değil" dedim. Oğuz bir şeyler olduğunu sezmiş  olmalı ki hiç bir şey demedi.

Oğuz Mercan halamın oğluydu, Almanya'da birini bulmuş ve e evlenmişti şuan Türkiyede yaşıyorlardı. Küçükken çok görüşemesekte birbirimize düşkünlüğümüz vardı. Benden 2 yaş büyüktü ama abi dememi  istemiyordu.

Mirza dik dik Oğuza bakıyordu. Bunlar ne zaman gidecek acaba. Oğuz Mirza'nın ona baktığını farkedince o da dik dik Mirzaya bakmaya başladı.

Babam " Yarın gelir istersiniz o zaman" dedi. Halit ağa " İsteriz istemesine de bunun düğünü kınası var" dedi. Oğuz anlam veremeyerek babama bakıyordu, bana döndü ne oluyor der gibi göz kırptı. Ağzımın içinde sessizce sonra dedim, bizim anlaşma şekli ne güzel.

Mehpare teyze "Yarın Mirza ve Simay yüzük almaya gitsinler" dedi. Seni severim Mehpare teyze de bu olmadı. Mirza direkt "Sabah 10 da alırım" dedi. Ne kadar da meraklıydı bana. Bende "Almana gerek yok konum atarsan gelirim" dedim.

Mirza " Peki sabah konum atarım" dedi. Bu çocuğun bir şeylere tamam demesi garip her şeye karşı çıkması lazım aslında ama neyse üzümünü ye bağını sorma Simay.

Halit Ağa'nın " O zaman yarın akşama kadar sağlıcakla kalın" dedi. Ayağa kalkıp kapıya ilerlediler çok şükür. Onlar evden gittikten sonra Oğuz konuşmaya başladı "Noluyor burada?" Dedi. Ayıkla bakalım pirincin taşını.Babam " Oğuz sana buranın kanunlarından bahsetmiştim Baran kız kaçırdı ölmemeleri için Simay'ın o ailenin oğluyla evlenmesi gerek yani bizim deme şeklimiz ile berdel." Diyerek açıkladı.

Oğuz birden Baran abimin üzerine yürüdü, "Nasıl bunu yapabildin, ben bu topraklarda büyümemiş olmama rağmen az çok sonuçlarını tahmin edebiliyorken sen nasıl kendi kız kardeşine kıyabildin. Sikeyim senin aşkını." diye bağırdı.

Oğuzun beni öz abimden daha çok düşünmesi garip hissetiriyordu...

Babam "Oğuz oğlum sakinleş öncesinde para teklif ettim ama reddettiler işi çıkmaza sürdüler" dedi. Oğuz ise "Bu ülkenin kanunu var dayı resmen zorla evlilik" diye çıkıştı. Oğuza dönüp "Odama çıkalım" diyip ilerledim.Oğuzda arkamdan geliyordu.

Odama girmiştik, ben yatağa Oğuz da koltuğa oturmuştu. "Oğuz abimin ölmemesi için evleniyorum ve Mirza ile konuştum anlaşmalı bir evlilik olacak Mustafa abiden avukat ayarlamasını isteyeceğim sadece 4 ay sürecek sonrası İzmir." Dedim. Oğuz "Senin sırtına bu kadar yük vermelerini anlamıyorum Simay. Baran abi resmen kendi mutluluğu için seni harcıyor." Dedi.

Bazı gerçekler gerçekten yük oluyordu. "Her neyse Oğuz ben yatacağım, yarın seninle dışarı çıkarız, dolaşırız" dedim. Oğuz odadan çıkınca üzerimi değiştirip kendimi yatağıma attım ve uykuya daldım

Bu bölüm biraz geç geldi aşklarım.Oy atmayı unutmayın lütfen!

Kelime sayısı; 836

Mirza?

Simay?

Miraç?

Oğuz?

Halit ağa?






GÜMÜŞTEN AYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin