Ben bir katilim. Belki iyi, belki kötü. Bana kalırsa iyi. Katil olmak benim tercihim değildi. Ama devam etmek kesinlikle benim tercihim. Öldürdüklerimin ucu bucağı yok. Olmayacak. Olmamalı.
Çok yoğun bir hayatım var maalesef. Henüz katillikten para almıyorum. Alacağım günler gelirmi bilmem ama gelirse çok iyi olur.
Bugün kahvecideki ikinci günüm. Genelde her yerden kovuluyorum ama burası daha samimi geldiği için kovulmamayı umuyorum.
Umarım kovulmam.
Ayrıca bir çok şiirde yazıyorum. Onun için.
Daldığım düşüncelerden birinin beni dürtmesiyle uyandım.
-Hadi Anıl. Daha çok sipariş var. Şunlarıda götürsene.
Bu Simaydı. Çalıştığım kafenin barmeni.
-Tamam, dedim ve elimdekileri bir masaya bıraktım.
Bir gariplik vardı. Değişiklik.
Biri beni izliyordu.
Hemen etrafıma baktım. Bir çift kahverengi göz bana bakıyordu.
Hayır, onu tanımıyorum.
Bana bir el işareti yaparak gelmemi söyledi ve kafenin arkasına doğru yürüdü. Dayanamayıp peşinden gittim.
Bu bana pahalıya patlayacak.
En sonunda kahve gözlerin sahibi durdu. Ben de onun arkasında durdum. Aramızdaki yakınlık biraz gericiydi. Ama güzel kokuyordu. Arkasını döndü ge konuşmaya başladı.
-Kimliğini biliyorum ve sana ihtiyacım var.
-Ne kimliği? Hangi kimlikmiş o?
-Katil kimliğin. Bende katilim ve birileri ikimizin peşinde.
-İkimiz mi? Seni tanımıyorum bile!
-Tanıyordun. Şuan bunu konuşamayız. Arabaya atla.
Arkasına fönüp yakındaki siyah arabaya yürümeye başladı. Hâlâ hareket etmediğimi hissetmiş olmalı ki bana baktı. Şaşkınlığımı atıp peşinden arabaya bindim.
Araba ilerlerken arkadan hafif müzik çalıyordu. En sonunda sessizliği bozup konuştu;
-Sorun varsa şimdiden sor. Başka vaktimiz olmayabilir.
-Adın ne?
-İclal. Katil camiasında Yılan derler.
-Katil camiası mı? O ne?
-Biz katillerin toplandığı yer. Genelde ciddi konular tartışılır. Yakalanmamak hakkında ciddi bir yerdir ve herkesin bir lakabı olmak zorundadır. Senin bir lakabın yok bildiğim kadarıyla?
-Evet, yok. Ben de mi praya gideceğim?
-Evet, şuan oraya gidiyoruz.
-Lakapsız ne yapacağım?
-İlk bir hafta lakap bulma haftasıdır zaten. Lakapçılar sana lakap bulacaktır.
-Peki neden ikimizin peşindeler?
-Onu sana ben değil başkan anlatacak. Bunu sana anlatmak benim görevim değil.
Bunu dedikten sonra aramıza bir sessizlik çöktü. On beş dakika sonra araba durdu ve kocaman bir binanın önüne geldik. İclal önden yürüyerek bana yolu gösterdi. Kapıya geldiğimizde rahat giyimli iki adam bizi karşıladı. Bunlar sanırım korumaydı. Rahat bir yer olduğunu haykırıyordu her yer.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİLİM
ActionBu hikaye genç bir katilin genç bir katile beslediği duyguları ele alır.