on

214 49 30
                                    



rich boys want rich men

sunoo
benim kafada kurma aynı jake

jake
kafamda kurmuyorum ben
asik iste

jungwon
şüpheli

jake
🙄🙄🙄
kirici olmayin cocuklar
gecen bana bebegim dedi

sunoo
rüyanda mı

jake
oha
dost sandiklarim dusman cikmis
ve hayir
gercekten

sunoo
nasıl
hayal dünyanda da olmadı
eminsin dimi

jungwon
avakado aldı diye aşık yazıp nazar boncuğu koymuş
bilemedim

jake
tum detaylari anlaticam
ama bulusalim

sunoo
bize heeseungı heeseung varken mi anlatacaksın ?

jake
ben onu uzaga gonderirim
🫵🏻🫵🏻🫵🏻
her zamanki kafe

sunoo
ucuyorum
💋

jungwon
önce kombin

görüldü



zıplayarak evden çıktığımda arabanın yanında bekleyen heeseung'la gülümsedim.

bana avakado yemeden durabileceğimi söylemesine rağmen gidip almıştı.

"nasıl olmuşum?" etrafımda dönüp ona kıyafetlerimi gösterdim fakat bir şey demeden kapımı açtı. ona doğru bir adım attım. "heeseung," elimle üstümü işaret ettim. "nasıl olmuşum?" boş bakışlarla yüzüme baktığında gülümsedim. "arabaya binin, bay sim." omuz silkip oturdum ve kemerimi taktım.

arabaya binerken onu izledim. tek eliyle arabayı park ettiği yerden çıkarırken, araba sürerken ve camları kontrol ederken.

"iyi mi manzaran?"

"hm?" anlık afallamamla kafamı çevirsem de heeseung'ın güldüğüne şahit olmuştum. onun bana alışması için aylardır uğraşıyordum ama hep kaba ve soğuktu. son zamanlarda ise değişmiş gibiydi; elbette mesajlara görüldü atıyor ve cevap vermiyordu. ama daha iyiydi işte. ya da sadece geçen günkü olay yüzünden ılımlı yaklaşıyordu. korktuğumu görmüştü, o gün eve gittiğimde gece uyuyamamıştım. heeseung ise arabaya bindiğimden beri tir tir titreyen bedenimin farkındaydı, soğuktan da olmadığını biliyordu. bir ara beni rahatlamak için elini dizime koymuştu ama heyecanlanamamıştım bile.

"bu kadar uzun süre sessiz kalman normal mi?" gülümsedim.

"avakadoları sen aldın değil mi?" bir şey demeden odağını önündeki trafiğe verdi. "senden başka kimseye söylemedim," kafasını çevirip bana baktı. "cevabı bildiğin halde neden soruyorsun?"

"senden duymak istiyorum." duraksadı. "sen aldın, değil mi?"

bana inat mı yapıyordu bilmiyorum ama yine sustu. geriye yaslanıp ellerimi göğsümde birleştirdim. "biraz açılman gerek," bana baktı. "sohbet edemiyoruz seninle." kafamı iki yana salladım. "işim sohbet etmek değil." gözlerimi devirdim. "işin olmasa bile bunları yapabilirsin. mesela ben bizim şoför amcayla sürekli sohbet ediyorum, tatlı biri." bir şey demedi. "tepki ver artık," kaşlarımı çattım. "bir şeyler dediğimde susma. kendimi kötü hissediyorum," yutkundum, bana baktı. "her zamanki kafeye mi gidiyoruz?" sinirle ellerimi saçlarımdan geçirdim. "patronunu dinlemen lazım değil mi?" bu defa kafasını salladı. "sana benimle sohbet etmeni emrediyorum."

"benim patronum babanız." kafamı iki yana salladım.

"bugün yeterince zorladım kendimi, susuyorum. her zamanki kafeye gidelim." bu oyunda bugün de kaybeden bendim; sesimi çıkarmadım.

2 saat sonra

2 saat sonra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


—-

sizce temami degiseyim mi degisirsem kim yapayim

sizce temami degiseyim mi degisirsem kim yapayim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

goz atarsaniz sevinirim ☝🏽🫶🏽

yildiza basip yorum yapmayi unutmayin💓

gorusurzz

nervous Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin