Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sınır: 20 oy ve yorum
"Bayan Kyou, izninizle size sarayı gezdireyi-" Prens Kodai öne atıldı ama sözü prens Satoru'nun sözüyle kesildi.
Prens Satoru beni kendine doğru çekti. "Sen git önce nişanlını gezdir sarayda, onu ben gezdir-"
Prens Kodai beni kendine çekti. Prens Satoru'ya nazaran yüzündeki sakin gülümsemeyi korumaya çalışıyordu. "Madem, nişanlımın sarayda gezdirilmesine bu kadar meraklısın, o zaman neden onu sen gezdirmiyorsun, kardeşim."
Prens Satoru abisinin bu sözlerine karşın dişlerini sıktı. Kolumdaki tutuşu sıkılaştı.
Burada ne bok oluyor ya?
Neden bu iki prenste bana sarayı gezdirmeye çok meraklı?
Tanrı aşkına, bırakın da gideyim! Zaten yolculuk ve gösteri beni yeterince yordu. Tek istediğim, odama dönüp Gece ile rahat bir şekerleme yapmak.
İkiside birbirlerinin üstlerine atlayacaklarmış gibi bakıyorlardı kendilerine. Ben ise 2 kaplanın arasında kalmış bir av gibi hissediyordum. Lütfen, birisi bana yardım etsin bana.
"Majesteleri Kodai..." gür ve kalın bir erkek sesi bize doğru yaklaştı. 2 kardeş prens kavgalarını bir kenara bırakıp, aynı benim gibi sesin geldiği yöne baktılar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hattori Jiro [Birinci prensin yardımcısı ve general Hattori'nin ikinci oğlu]
Adam bize yaklaştı. İki prens için ayrı ayrı kafasını eğerek selam verdi. Ardından Prens Kodai'ye döndü.
"Efendim, Kral hazretleri sizi çağırmakta." Yüzünde nötr bir ifade vardı.
Prens Kodai derin bir iç çekti. Ardından bana gülümseyerek döndü. "Sanırım gitmem gerekiyor. Ama ondan önce." Elimi nazikçe eline aldı ve elimin üstüne yumuşak peluş dudaklarını bastırdı.
