Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
╰─ ..★.──────────╯
Sınır: 15 oy ve Yorum
Hafif koşturma ve bağırış sesleri eşliğinde yüzüme vuran güneşin sıcak ışıklarıyla uyandım. Eskiden Sija krallığında olsam buna kuş sesleri eşlik ederdi ama palmiye ve hurma ağacı dışında tek bir ağacın bile bulunmadığı Enshi krallığında bu pek mümkün olmuyordu.
Vücudumu devasa yastıkların arasında dikleştirdim ve kollarımı açarak esneme hareketleri yaptım. Bir süre perdelerin arkasındaki koşuşturmanın neden kaynaklı olduğunu yattığım yerden anlamaya çalıştım ama başaramadım.
"Sabah, sabah yine ne oluyor ya..." diyerek yerimden kalktım. Kedim Gece'de ağzını sonuna kadar açarak esnedi. Onun bu haline gülümsedim ve nazikçe sırtını okşadım, "Sanada günaydın, güzelim."
Sırtını okşarken, dikkatimi parmağımda açık renkli yüzük çekti. Dün gece bu yüzüğü bakarak uyuyakalmıştım. Böyle bir yüzüğü ve taşı daha önce görmemiştim. Bu yüzden iki ihtimalin üzerinde duruyordum:
1- Bu taş o kadar değerliydi ki, daha önce hiç duymamıştım.
2- Taş sahteydi ve yüzük çok değersizdi.
"O herifin hırsız olduğuna bakarsak... iki ihtimalde kuvvetli..." Şimdi bu yüzüğü takıp gitsem, cariyeler hemen bakmak isteyecektir. Bu biraz sorun çıkarabilir.
Yüzüğü çıkardım ve takı çekmecesine doğru ilerledim. Yüzüğü oraya atmadan önce son bir defa baktım. Rengi, o hırsızın gözleriyle aynıydı. Hatta onun gözleri yanında, bu taş bile gösterişsiz kalıyordu. Pasfahan'daki hırsızın elimi öptüğü ve bakışlarımızın kesiştiği an geldi. Hemimorfit taşına benziyordu... çok değerli iki taş gibiydi gözleri...
Kafamı iki yana salladım ve yüzüğü çekmeceye fırlattım. O adam ne tür bir efsun uygulamıştı ki, onu aklımdan çıkaramıyordum.
Derin bir iç çekip, kıyafetlerimi değiştirmeye başladım. Üzerime beyaz ve kahverengi tonlarına sahip bir badlah¹ geçirdim. Elimi yüzümü yıkadım. Ardından aynanın önüne oturdum ve toz sürmeyi gözümün alt tarafına bulaştırdım ve hafifçe elimle yedirdim.
Ardından küçük çömleğin üzerine birkaç damla su damlatıp, kırmızı boyayı elde ettim. Parmaklarıma bulaştırdığım boyayı dudaklarıma ve yanaklarıma yaydım. Tırnaklarımı boyamayıda planlıyordum ama odamın dışından gelen sesler dahada çoğaldı.
