Hiç yorum yapmayın tamam mı 😔
Okul ve ders derdim olmadığı için yarı zamanlı işimi tam zamanlıya çevirttirmiştim. Elimdeki shakeri aşağı yukarı sallarken sıradaki içkinin ne olacağını ile ilgili tahminlerde bulunuyordum.
Her ne kadar kalabalık ve gürültülü ortamlar bana göre olmasa da parası iyiydi, mecbur bir şeyler düşünerek kendimi oyalıyordum.
"Gürkan, 3 tane negroni, 2 tane negroni espresso." Shakeri sallamayı bırakmış, içindeki kokteyli uygun kadehe koyduktan sonra zile basmıştım.
"Daiquiri hazır!" Bardağı öne doğru ittip, yeni kokteyle geçerken kendime koyduğum viskiden ufak bir yudum almıştım. Mekan kapalı ve kalabalık olmasına rağmen serindi. Kolumdaki saatte bakıp, molama 20 dakika olduğunu gördüğümde hızlanmıştım. Ben espressoları ayarlayıp, içkileri hazırlarken müzik sesi biraz kısılmış, dj sahneden inmişti.
"Gürkan, bir bira versene bana." Elimdeki shakeri sallayarak ona doğru dönmüş ve aramızdaki bar masasısın üstüne doğru eğilmiştim.
"Sana alkol yok canım, istersen su vereyim." Kendi ağzıyla içmeyi bilmediği için mekan sahibi yasaklamıştı.
"Ya hadi, bir tane."
"Dila, olmaz. Al bunu iç." Sodayı ona doğru uzattığımda dış görünüşünün naifliğine ters olarak kaba bir küfür savurmuştu. Hazırladığım içkileri söyleyen garsona verip, ellerimi önlüğüme silmiştim.
"Molaya çıkıyorum ben." Diğer barmen Akif'e seslenip, arka kapıdan çıkarken sonunda temiz hava ciğerlerime dolmuştu. Cebimden çıkardığım sigarayı dudaklarımın arasına yerleştirirken yağmur atıştırıyordu.
Fazla sigara içmiyordum, sadece bunaldığımı hissettiğim anlarda içerdim. Yanımda her zaman paket taşırdım çünkü herhangi birinden bir şey istemek bana zulüm gibi geliyordu. Sigaramı küllüğe söndürüp, tekrar içeri girdiğimde insanlar deli gibi dans ediyordu.
"Erken geldin."
"Kalabalık, tek baş edemezsin." Omzumu sıkarak kokteyl yapmaya devam ederken bende ellerimi yıkamış, işin başına geçmiştim.
"Bir tane margarita alabilir miyim?" Tanıdık ses ile kafamı kaldırdığımda Kutay, yerlemiş bir şekilde karşımdaydı.
"Hey." Kaşları havalanırken öne doğru eğilmişti.
"Gürkan, sen misin?" Sesimi tanıması hoşuma giderken beni daha iyi duyması için bende ona doğru uzanmıştım. Kendi kokusu ve alkol kokusu birbirine karışmış, muazzam bir koku ortaya çıkmıştı. Hoş, kendi kokusu da yeterince sarhoş ediciydi.
"Tam kendisi. Ne arıyorsun burada?" Çokta böyle yerlerde takılacak biri değildi.
"Finaller bittiği için kutlama yapmak istedik, sen peki?"
"Burada çalışıyorum." Çekilip içeceğini hazırladıktan sonra parmaklarına temas edecek şekilde uzatmıştım. Bel çantasından kredi kartını çıkarmış, bana uzatmıştı.
"Bu sefer ki benden olsun."
"Teşekkür ederim." El sallayarak arkasında bekleyen kızın koluna girmiş ve uzaklaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zweisamkeit -Gay
Romance+18 Ben senin gözün olurum, ben seninle tek beden olurum. İki erkeğin aşkını anlatmaktadır.