Mo Chuisle Mo Chroi | Barış Alper Yılmaz

Chapter 4 - Don't Leave

Mirza ile geldiğimiz kafede hem hasret gideriyor hem de biriken konuları konuşuyorduk.

İzin isteyip tuvalete gittiğinde ben de telefonuma göz attım. Barıştan mesaj vardı.

Rizelim✨
nerdesin
18.45

Rizelim✨
o cocukla misin
19.29

Rizelim✨
mesajlarimi goremeyecek kadar
sohbete daldin sanırım
20.00

Siz
ne alakasi var baris
cocukla konusurken
telefona niye bakayim
ayıp diye bir sey var

Rizelim✨
ha o kadar benimsedin yani cocugu

Siz
baris noluyo
anlayamiyorum seni
umut veriyorsun bana/

Rizelim✨
bir sey oldugu yok
cocugu gozum tutmadi
iyi oldugundan emin olmak istiyorum
dostumsun sonucta

Siz
s*ktir git baris/
yine sictin agzima/
ne dostmus aq/
iyiyim
merak etmene gerek yok

Rizelim✨
sen nasil dersen
görüldü 20.10

Mirza geldiğinde telefonu kapatıp masaya koydum. Gülümsemeye çalışıyordum.

"Canını sıkan bir şey mi oldu?" diye sordu yerine otururken.

"Hayır, bir şey olmadı." dedim zoraki bir gülümseme sunarak.

"Peki, sen öyle diyorsan..."

"Sen ne zaman geri dönüyorsun?" diye sordum konuyu değiştirerek.

"İki gün sonra. Bugün Galatasaray'da işim vardı. Yarın Fenerbahçe ile var."

"Anladım, öyle gezeceksin yani kapı kapı." diyerek güldüğümde o da güldü.

"Benim işim bu. Gelen teklifleri değerlendirmek."

Mirza bir menajerdi. İtalya'dan gelmişti. Ayrıca benim de üniversiteden arkadaşımdı. Çok yakın bir arkadaşımdı hatta. Ama tabii araya ülke girince ister istemez iletişimimiz de azalmıştı.

"Bu arada, ben biriyle flörtleşiyorum." dediğinde yediğim tatlı boğazımda kaldı.

Minik bir kahkahayla suyu bana uzattığında direkt kafama diktim.

"Sen ciddi misin!" diyerek sordum heyecanla.

Mirza yakışıklı olmasına rağmen üniversite boyu gelen teklifleri reddetmiş, kendi halinde takılmıştı. Flörtün fsini bile bilmiyordu resmen.

"Ciddiyim. Yakında açılmayı düşünüyorum."

"Çok mutlu oldum adına! Sonunda aşmışsın kendini." dediğimde ikimiz de güldük.

"Eee dökül bakalım, sende var mı birileri?" diye sorduğunda yüzüm düştü.

İstemsizce kalbim acıdı.

"Düşündüğüm şey olmasın lütfen." dedi endişeyle.

"Hoşlandığım, hatta sevdiğim birisi var."