Topraksız Çiçek...

125 19 11
                                    

Gece arayan sevgilisiydi sanırım. Ağlamaya başladım. Yıllar sonra benim kalbimi bu kadar çok kırmak için mi gelmişti? Sonra birden bağırdım Ahmete doğru."AHMET!"...

Bağırdım ama duymadı. Sonra kız sarıldıktan sonra Ahmet'in yanağından öptü.

Mutlulardı... Hızla hastaneden çıktım. Koşmaya başladım. Bu yaralarla nasıl koşulacaksa öyle koştum nefes nefese.

Yolda ağlamaktan şişmiş gözlerimle boş boş yürüyordum.Söz vermişti ama ben aptal olduğum için kandım o yalancıya! Ben onu öylesine çok severken.. İlk aşkımdı o benim. Kendimi güvende hissettiğim tek yer onun kollarıyken o ise başkalarının kollarında huzur buluyormuş. Ama asla bir daha onun yüzüne dahil bakmayacağım.Neden yaptın Ahmet? O güzel sözler, o bakışlar, o duyguları, öpüşleri... Hepsi yalanmış...

Sanırım 1 saate yakındır yürüyordum çünkü hava çoktan aydınlanmıştı. Ve ben hem acıkmış hem de susamıştım. Ama cebimde beş kuruş param yoktu. Elimde şuan hiçbir şey yoktu. Ne para, ne telefon, ne Ahmet.. Hiç birşeyim yoktu...
Sonra nereye gittiğimi bilmeden yürürken birden karnımda bir yanık hissettim. Ardından hiç durmayan bir ıslaklık. Elimi karnıma götürdüğümde o ıslaklığın kan olduğunu anladım. Yere kan damlaları dökülürken başım dönüyor ve gözüm kararıyordu. Sanırım sona gelmiştim. Kan kaybından ölecektim. Ardından yerin buz gibi soğuğunu hissetti bütün bedenim...

Sıla'dan...

Sabah 06.30'da kalkmış kıyafetlerimi giymiştim. En sonunda yanıma ne olur ne olmaz hırkamı alıp belime bağladım ve sahile doğru hafif tempoda koşmaya başladım. Bir yandan da kulağımda ki kulaklığıma neşeli bir şarkı fısıldıyordu. Sahilin o deniz kokusunu içime çeke çeke koşmaya devam ettim. Sonra susadığımı fark ettim ve birde ne olsun? Su getirmeyi unutmuşum. Hemen etrafıma bakındım ve az ilerde küçük bir bakkal gördüm. Şükür ki bu saatte açıktı. Ama yol biraz sessizdi. Bakkala doğru giderken gözüme birşey çarptı hemde hiç görmek istemeyeceğim birşey. Yerde kanlar içinde yatan bir kız. Hemde benim yaşlarımdaydı. Her yeri yara içinde ve karın bölgesi oldukça kanıyordu. Hemen yanına koştuktan sonra solgun ve yaralı yüzünü bir kaç kez dürttüm. "Hanımefendi, iyimisiniz?!"ama sesi çıkmadı. Hemen sonra nabzına baktım. Yavaş atıyordu!
Hemen belimdeki hırkayı çıkarak yarasına bastırdım. Ve ardından en yakın arkadaşım olan Merti aradım.Çünkü abimin hiçbir zaman müsait olmadığını biliyordum. Mert telefonu üçüncü çalışta açtı. "Alo? Noldu Sıla bu saatte" dedi uykulu sesiyle. "Alo, Mert h-hemen gönderdiğim konuma gel!"dedim. Korkudan olsa gerek sesim titriyordu."Ne oluyor Sıla söylesene. Ne konumu ne gelmesi anlat şunu." dedi. Haklıydı ama "hemen gelmen lazım. B-bir kız var yerde kanlar içinde baygın. U-uyanmıyor." dedim zar zor. O ise "Kızım ambulansı aradınmı?!" dedi. Tabii ya ambulansı aramamıştım! "Arıyorum şimdi kapat sen" dedim ve kapattım telefonu. Ve ardından ambulansı aradım. Bir kaç dakika sonra ambulans geldi. Kızı hemen aldılar ve gittiler. Ardından Mert geldi ve bende hemen arabaya binip olayı kısa bir özet geçtim. Son hızda hastaneye yetiştiğimizde görevliye kızın nerede olduğunu soracaktım ama adını bilmiyordum. Sonra karşımızda sedyeyle o kızı götürüyorlardı. Hemen peşlerinden koştuk. O ise doktorlarla beraber ameliyathaneye girdi. Bende çaresizce onu beklemeye başladım. Neden bilmiyorum ama o kız için garip bir şekilde korkuyorum. Ve yüzü nedensizce tanıdık gelmişti ama çıkaramamıştım. Mertte yanıma geldi ve oturdu. "Sen niye bu kadar korktun sıla? Arkadaşınmıydı?" dedi. Oda anlamamıştı. "Hayır arkadaşım değil. Kızı tanımıyorum ama ne bileyim simâsı çok yakın ve içimde ki his onu bırakma diyor. Bende anlamadım" dedim boş boş duvara bakarak. Daha fazla konuşmadık.

2 saat geçmişti ve kız hala çıkmadı derken ameliyathanenin kapısı açıldı ve doktor çıktı. Bende hemen ayaklandım."Doktor bey durumu nasıl?" diyebildim sadece. Doktor ise terini silerken bir yandan da konuştu. "Hastanın durumu şuan da iyi ama dikkat etmeniz gereken şeyler var. Hastamızın çoğu yerinde yara ve morluklar var. Bu yüzden 1 ay kadar sadece dinlenmesi lazım. Uzun süre susuz ve açta kalmış. Üstelik karın bölgesindeki dikiş çok eskidiği için ve hastaneye dikişini değiştirmek için gitmediğinden dikişi patlamış. Hastanın bünyesi düşük olduğu için deri kendini yenilememiş ve yara kapanmamış. Bu yüzden dinlenmesi gerek."dedi. Ben ise başımla onayladım ve odaya girmek için izin aldıktan sonra kızın daha yeni girdiği hasta odasına girdik.

Küçük KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin