Yerde yatılı olan ceset, beyaz elden damlayan kan, korkuyla açılmış kahverengi-ela karışımı gözler.
Bütün mafyaların olduğu bir yerde, bir cinayet işlenmişti.
Gon ne yerdeki cesede bakıyor, ne de az önce olan taciz olayı yüzünden korku duyuyordu. Gamma olduğu için birçok kez taciz olayı atlatmış, mafya çocuğu olduğu için birçok kez ceset görmüştü. Gördüğü cesetlerin yüzde doksanı da kendi öldürdüğü insanlardı üstelik.
Gon'u korkutan şey karşısındaki adamdı.
Killua Zoldyck. Mafya olmadığı hâlde davet alabilecek kadar büyük bir ailenin oğluydu. Suikastçılar ile dolu bir ailenin oğlu. Üçüncü çocuk olmasına rağmen ailenin yeni reisi olma ihtimali yüksek olan kişiydi. Bu yüzyılın Sigma'sıydı.
Gon'un bir zamanlar en yakın arkadaşı olan, sonra hiçbir şey demeden çekip giden kişiydi.
"Killua..." diye fısıldadı Gon. Bu ismi uzun zamandır ağzına almamıştı. En son aldığında on beş yaşındaydı. Daha çocuk olduğu zamanlardı.
Killua, sinirlendiği için lacivert rengini almış gözlerini Gon'un gözlerine dikti. Gon, çocukluk arkadaşıyla göz göze geldiğinde midesinden boğazına doğru yakıcı bir alevin yükseldiğini hissetti. Midesinin bulandığını, canının yandığını, gözlerinin dolduğunu hissetti ve bütün bunların tek sebebi Killua ile göz göze gelmiş olmasıydı.
Genç gamma daha fazla orada duramadı.
Üstüne sıçramış ve botlarının tabanına ulaşmış kan ile birlikte dışarı fırladı. Hiç durmadan koşmaya devam etti. Arkasında kanlı ayak izleri bırakıyordu ama bu, hiç umurunda değildi. Leorio ve Kurapika'ya haber vermeden, kendini bahçeye atana kadar koştu. Onun çıktığını gören çalışanlar arabasını çağırdı. Gon kendini arabaya atıp Mito ve büyükannesinin yaşadığı eve gitmesini zar zor söyledi. Şoför emrine uyup Gon'un ikinci evine sürmeye başladı.
Genç gamma oturduğu yerde titriyordu. Üşümüyordu ama aynı anda üstüne yüklenen duygular onu bu duruma sokmuştu. Özlem, öfke, üzüntü, kırgınlık ve kızgınlık... Hepsi bir anda üstüne binmişti.
Eve geldiğinde kendini arabadan dışarı attı. Kapıyı ardı ardına yumrukladığı için Mito endişeyle kapıyı açtı. Gon onu gördüğü an kendini bıraktı ve annesi olarak gördüğü kadına sarılıp ağlamaya başladı.
Mito ise neler olduğunu anlamamış ama fazlasıyla endişelenmişti. Oğlu olarak gördüğü Gon'a sıkıca sarılıp onu içeri çekmiş ve kapıyı kapatmıştı. Gon bu süreçte ağlamaktan başka bir şey yapmıyordu. Üstündeki kan, Mito'yu daha da endişelendirmişti. Sarhoş olduktan sonra yanlış bir şey yapıp yapmadığını sorgulamaya başlamıştı.
Gon bir süre sonra kendine geldiğinde her şeyi sabah anlatacağını söyleyip odasına doğru ilerledi. Mito üstünde durmadı. Gon'u uzun zaman sonra ilk defa bu kadar yıkılmış görmüştü. Kendisini toplaması için ona vakit tanıdı.
Gon, eski odasına girdiği gibi üstündeki kıyafetleri çıkarıp bir kenara attı. Normalde duş alıp temizlenmesi gerekiyordu ama bunu yapacak gücü kendinde bulamamıştı. İç çamaşırıyla yorganın altına girip kendini yatağına gömdü. Kendine gelene kadar buradan çıkmamak konusunda kesindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
infected ₰ killugon
FanfictionHasta olduğumu ve bunun fazla uzun sürmeyeceğini söylüyorlar.