2. Bölüm: Virüs

21 4 5
                                    

İkinci Bölüm

O sabah Angelina'in cesedi sınıfta asılı bulunduğunda, hiçbirimiz olayların bu kadar ileri gidebileceğini tahmin etmiyorduk.

Sunset lisesinde sıradan olmayan bir sabah. Henüz okula iki saat vardı. Elma ağacının gövdesi sanki biraz daha nemli ve yumuşaktı. Bu hayra alamet değildi.

"Şu sarışın kızın her şeyi kendine hak görmesine dayanamıyorum!" Catherine ayağındaki patenlerle son sürat gelip kaskını arkadaşlarının oturduğu banka fırlattı. Patenlerini hırsla çıkarıp yere attı. Ayağında dantelli babet çoraplar vardı. Yurt Bahçesinde bizden başka kimse yoktu çünkü saat sabahın yedisiydi.

"Hey! Sakinleşsene." dedi Nancy şaşkınlıkla

"O kız gönderdiğimiz tehdit mektubunu müdüre vermiş aptal! Ailelerimizi istiyorlar."

"Ne yapmamızı önerirsin bayan hırslı ve zeki?" dedi Agnes kızıl gözlerini devirerek. "Clara'yı kaçırıp ondan fidye mi alalım?"

Darla kıkırdadı ama Nancy ince gözlüklerinin ardından ona öyle bir baktı ki aniden sustu.

"Onu özgüven kaynağından yani güzelliğinden vuralım!"

diye bağırdı Catherine. Vay canına, onu gerçekten kıskanıyordu. Muhtemelen bakışlarında kıskançlık parıltıları vardı ama o an dinlemiyormuş gibi görünebilmek için yerdeki çimlere bakıyordum.

"Umarım saplantılı aşıklar gibi yüzünü benzinle yakmamızı söylemeyeceksin." dedi Nancy.

"Hayır aptal! Senin şu virüs uygulaman vardı ya..."

"Onu Angeline'in telefonuna mı yükleyeceksin?"

"Bravo Darla" dedi Agnes sırıtarak. "Biraz daha aklını zorlarsan yer çekimi kanununu tekrar bulacaksın."

"O uygulama tam olarak ne işe yarıyor?" dedi Darla Agnes'i duymazdan gelerek.

"Telefonun ana ekranında görünmüyor. Arka planda çalışıyor. Kişinin telefonu eline aldığı her saniye fotoğrafını çekiyor. Aynı uygulamayı başka bir telefona indirip Angelina'in telefonundaki alıcı kısmına o telefonun numarasını girersek o telefona bu resimleri atıyor." diye açıkladı Nancy. Yazılımdan bayağı bir anlıyordu ve bilgisayar kursuna gidiyordu.

"Hesabını çal Nancy." şeytanca sırıttı Catherine. "Muhakkak profiline ve gönderilerine koyabileceğimiz çirkin resimleri olacaktır"

Bunlardan sonra konuştukları konular ilgimi çekmeyince gözüm Amanda'ya kaydı. Çantası ya da yaşadıkları sırtını bükmüş sabahın köründe okula gidiyordu. Ben de onun yerinde olsam koridorda kimseyle karşılaşmak istemezdim. Ama yine de son olaylardan sonra ıssız vakitlerde tek başına dolaşmak doğru değildi. Bizimkilerin oturduğu bankın yanından yeni aldığı ağır sırt çantasıyla geçerken gergin görünüyordu. Koskoca okulda sırt çantası taşıyan sadece o, birkaç dokuzuncu sınıf ve ben vardım. Herkes okul dolaplarına koyardı ama anlaşılan o da benim gibi dolaplara güvenmiyordu. Bu konuda da haksız sayılmazdı. Kimse bir sabah tüm defter kitaplarını parçalanmış bulmayı istemezdi.

"Hey, Amanda! Bizden tırsıp ana vatanın olan kutuplara göçmeye mi karar verdin?" Catherine yine uslu durmuyordu.

"Yedi ay sonra beni ara! Kış uykundan uyanman daha uzun sürmez sanırım..." Darla ironi bile yapmayı beceremiyordu. Gücü ancak arkadaşlarının zorbaladığı kişilere yetiyordu. Tamam, Agnes bir kötülük kraliçesiydi ve Catherine de kıskançlığı olmasa tam anlamıyla yenilmez bir şeytandı ama onlardan güç alması eziklikti.

"Kendinden iki yaş büyük kızlarla beraber kendinden bir yaş büyük bir kızı zorbalamaya çalışırken oldukça komik görünüyorsun Darla."

Bu hayatımda duyduğum en mükemmel sözdü ve sahibi ağzına geleni çat diye söylemesiyle ünlü olan Olivia'ydı. Kıvırcık küt saçları hep mükemmel görünürdü. Hafif esmer tenini canlandıran rengarenk kazaklar giyerdi. Yazın ortasında okul eteğinin üstüne o yünlü şeyleri giyip nasıl yapış yapış terlemediğini hep merak ediyordum. Yanında duran en iyi arkadaşı Sun tedirginlikle dudağını dişlerinin arasına aldı. Bu cidden büyük bir cesaret hatta aptallıktı.

"Kes sesini yer elması." dedi Catherine huysuzca. Bu kadar mı? Onu önemsememişlerdi bile. Sadece kısa olan boyuna bir atıf yapmışlardı. Eğer bu sözler Darla'ya değil de içlerinden başka birine gelseydi Olivia'nın istediği her şeyi söyleyebilecek bir ağzı olmazdı.

"Buna sadece o karar verebilir."

Evet, iyilik meleği Angelina yine karşımızdaydı ama bu seferki yoldan geçerken söylediği öylesine bir laftı. Sanki o bile olay çıkarmak istemiyor gibiydi. Kızlar onu önemsemeden kalkıp bahçede tur atarak okul dedikodularını konuşmaya başladı. Tabi ki önemsemiyorlardı çünkü bu gün otoritesini yerle bir edeceklerini biliyorlardı.

Elma ağacının kabuğu beni uyarmak ister gibi daha da nemlendi ama Ember'in intikamını almak istiyorsam müdahale edemezdim.

Sonuçta filmlerde katili ilk izleyiciler öğrenirdi ve benim oyuncu olmaya hevesim yoktu. Bu okuldaki tüm şımarık kızların aksine...

Aramızdan BirisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin