𝐏𝐫𝐞𝐲 ||𝐸𝑟𝑒𝑛 𝑌𝑒𝑎𝑔𝑒𝑟

4

Y/n ve Eren çıkmaya ilk başladıkları zaman kendi aralarında bir karar almışlardı; kimseye bahsetmemek.

Bunu ne kadar isteselerde imkansız olarak gördüler. Çünkü ikili 'cicim' dönemlerinde birbirlerinden asla ayrılmak istemiyorlardı. Her fırsatta beraber vakit geçirmeye çalışıyorlardı.

Eren'in çevresinden Armin, Y/n'in çevresinden ise Historia ikilinin arasındaki romantik ilişkiyi bilen kişilerdi. Pieck sonradan öğrenmek durumunda kalmıştı. Ancak öğrendiği dönemde Eren ve Y/n'in arası zaten limoniydi.

Belki de ikisinin en büyük hatası buydu; hiç kimseye bahsetmeyeceklerine dair yemin ettikleri halde birileriyle aralarındaki ilişkiyi paylaşmaktı.

Bu anlaşma, Y/n'in aşırı katı ebeveynleri yüzünden ortaya atıldı. Okulda başarısı yüzünden Y/n'i sevmeyen çok kişi vardı, ayrıca Eren'den istediği ilgiyi göremeyince gereğinden fazla hırs yapan kızlar vardı. Çocuksu bir davranış sergileyip her şeyi, hatta ve hatta farklı senaryolar yazarak Y/n'in ailesine olur olmadık şeyleri anlatma ihtimalleri vardı.

Kısacası Y/n ve Eren eşeklerini sağlam kazığa bağlamak istemişlerdi. Ne kadar da yanılmışlardı...

dört buçuk ay önce

Y/n öfkeyle yürümeye devam ediyordu. Eren arkasından ne kadar seslense de, hiçbir şekilde arkasını dönmüyordu.

Y/n çok öfkeliydi. Hem Historia ile kavga etmişti hemde erkek arkadaşı rastgele bir çocuğu sırf kız arkadaşının numarasını istedi diye dövmeye kalkmıştı. İkili arasında en büyük sorunlardan biri kesinlikle kıskançlıktı. Y/n ne kadar Eren'e kızsa da, o da sırf Eren'e yanaştığını düşündüğü için Historia'nın yüzünü yolmuştu.

Anlık öfkesi yüzünden hem arkadaşlığı bitmişti hemde ailesi artık her şeyi biliyordu.

Eren en sonunda kız arkadaşının bileğini yakaladı. Göğüsüne çektiği genç kıza kollarını sıkıca doladı. O an hiç hissetmediği bir duyguyu iliklerine kadar hissetmişti. Ya Y/n'i kaybederse ne yapardı?

Y/n'in ağzından bir hıçkırık kaçtı. Son zamanlarda yeterince dolmuştu. Ailesinde yaşadığı problemler, arkadaşıyla sorunları ve erkek arkadaşının kıskançlık krizleriyle başa çıkamıyordu.

"Sakin ol." Y/n'in başının üstünü öptü. "Özür dilerim. Bu kadar tepki vereceğini bilemedim. Seni çok seviyorum, lütfen sakinleş aşkım."

"Sinirlerim bozuk." Y/n alt dudağı titrerken mırıldandı. Eren hafifçe geri çekilerek Y/n'in yüzüne baktı. Yanaklarını ıslatan yaşları hızlıca baş parmaklarıyla sildi. "Her şey... bilmiyorum, ben-" gözleri yere kaydı. Günlerdir içinde biriktirdiklerini dışarı çıkarmak istiyordu.

Yani hönküre hönküre ağlamak.

"Şşş" diye mırıldandı Eren. Dudaklarına, burnunun ucuna, yanaklarına, çenesine ve alnına sırasıyla art arda öpücükler kondurdu. Ardından genç kızı kendine çekerek sıkı sıkı sarıldı. Y/n'in vücudunun gevşediğini hissediyordu. Sırtını sıvazlayarak kız arkadaşına sıkı sıkı sarıldı.

O gün bir diğer problemleri konuşulmadan öylece kaldı.

Ve aralarındaki diğer büyük problemlerden biri buydu.

şimdiki zaman

İlk baharın habercisi misali güneş kendini göstermeye başlamıştı. Sonunda kış mevsimini geride bırakıyorlardı. Böylelikle Tokyo Lisesinin büyük bahçesi eskisinden fazla kullanılıyordu.