BOLUM 5 | 𝑩𝒊𝒓𝒅𝒂𝒉𝒂

19 4 104
                                    

Geç geldiyse özürrrr😭🤍
İyi okumalar🌷





🌸~•°.'


12.27

"Birşey soracağım 12 buçuk ve 1 arası mola değil mi niye o zaman çağırıyorlar?.."

"Bizimle konuşmak için tabii ki salak mısın?"

"Evet gençler kim konuşacak?"

Jeno bu soruyu kendisi kesinlikle utandığı için sormuştu.

"Kimin altından çıktıysa o."

Mark' bakarak söylemişti Matthew bunu.

"BEN MI?! XIAOJUN'UN FIKRIYDI HEM BENIM SAYEMDE PARA KAZANACAĞIZ ANASINI TEŞEKKÜR EDECEĞINIZ YERDE YAPTIĞINIZA BAKIN!"

Büyük odada sesi yankılanan Mark'a bunları söylemesine rağmen kimse ikna olmamıştı.

"Senin diksiyonun daha iyi kardeşim sen konuş işte ölmeyeceksin ya hani?"

"DOĞAÇLAMAM IYI DEĞIL EEE, III YAPARIM BEN KONUŞAMAM EN SONUNDA KENDIMI ODADAN ATARIM REZIL OLURUM"

Aynı kişiye karşı ikinci kere rezil olurum demek istemişti galiba.

Hâlâ sesleri odada yankılanırken önden kapıyı açan siyah takımlı adamı görür görmez ayağıya kalmıştı grup. Ardından içeri giren uzun boylu, siyah saçlı, karizmatik ve bir o kadar da çekici olan adama dona kalmıştı herkes.

Özellikle de Mark...

Mark 'keşke şuan yok olsam' sözü içinde boğulmak üzereydi. Eli ayağına doladı. Çünkü o adam üstüne kahve döktüğü adamdı. Ne yapacağını bilmiyordu.
En sonunda girişte aldığı maskesi masadan alıp takmıştı. Saçlarını ise anlının önüne verdi. Şimdilik sadece bunu yapabilmişti...

Iki adamda içeri girdikten sonra Johnny, oturmaları için elini 'oturun' anlamında hareket ettirdi. Sonra da kendi yerine oturdu.

Gerilim, o odaya girdiğinden beri başlamıştı. Git gide daha çok geriliyordu Mark. Şirket sahibi'nin menajeri bilgisayarı açana kadar Jeno Mark'ı alttan bacağına vurup sormuştu;

"İyi misin neden maske taktın?"

Mark o kadar sterse gitmişti ki cümle bile kuramıyordu.

"Lavaboya gitmem lazım..."

"Sıkıştın mı?"

Mark, dalga çektiğini düşünüyordu Jeno'nun ama Jeno ciddiydi.

"Of hayır iyi değilim galiba."

Mark bu soğukta resmen terlemişti. Herşeyi yolunda gimtesini diliyordu Tanrı'dan.

"Sorun mu var beyler?"

Johnny alaycı bir surat yapıp sormuştu gençlere.

"Hayır... Yok. Herşey yolunda."

Mark'ın konuşma yapması lazımdı çünkü hepsi onun üstüne etmişti. Yapardı, yapabilirdi ama onun yüzüne bile bakamıyordu...

"Çocuk gibi ben mi sorucağım? Konuşsanıza."

Bir süre sessizlik olmuştu. Arkadaşlarlarının konuşmayacağını bilen Mark'ın başka bir çaresi yoktu. Kendini düzeltip kafasını kaldırdı.

"Biz, şey..." Alttan parmakları ile oynuyordu. Cümle kuramıyordu.

"Siz ne? Belli ki sizin konuşacağınız yok. Neden başvurnak istediniz yada neden burayı seçtiniz? Hem..."

𝗬𝗢𝗨𝗥 𝗙𝗔𝗩𝗢𝗥𝗜𝗧𝗘 𝗗𝗥𝗘𝗦𝗦 | ☆ 𝖬𝖠𝖱𝖪𝖧𝖸𝖴𝖢𝖪  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin