"Uykucularr! Uyanın artık, acıktım!"
Seung çoktan uyanmış ve kahvaltı hazırlamıştı. Minho'yu ve Niki'yi uyandırmak için onların odasına daldı. Minho gözlerini aralamış kendine gelmeye çalışırken Niki iyice gencin göğsüne yatmıştı.
Minho gülümseyerek oğluna sıkıca sarılmış ve onu tutarak yatakta doğrulmuştu. Seung Niki'nin hala kalkmadığını görünce önüne oturdu.
"Demek uyanmayan biri varmış öyle mi? O zaman bi süpriz yapalım bu uykucuya."
Hafifçe minigin karnını aralamış ve öpmeye başlamıştı. Niki gülmemek için kendini sıkarken Seung daha çok öpmeye başlamıştı.
Niki seslice gülmeye başladığında Minho onu bırakıp yatağa uzandırmıştı. Ayağa kalkıp lavaboya gitti. Seung ise Niki ile uğraşıp onu güldürüyordu.
Yaklaşık 5 dakika sonra Minho lavobodan çıktığında oğlu kucağına atlamıştı. Onu tutup pansumanlı yerlerine baktı.
"Acıyor mu babacım?"
"Hiçç acımıyo!"
Gülümseyerek Niki'nin alnından öptü Savcı. Hep birlikte kahvaltılarını yaptılar. Sonrasında Minho iş için giyindi. Seung ise Niki'yi hazırlamıştı. Minho hazırlanıp onların yanına gelmişti. Giydiği gömleğin kollarını düzeltirken konuştu.
"Niki'yi bıraktıktan sonra işlerimi halledicem. Belki bugün biraz geç gelebilirim."
"Ha tamam sorun değil de Niki'yi sen mi bırakacaksın?"
"Işın vardır diye dedim. Istersen sen bırakabilirsin. "
"Aslında senin bırakman daha iyi olur."
"Peki öyle yapalım. Babacım hazır mısın?"
Niki başını olumlu anlamda salladı. Koşup babasının elini tuttu. Çantasını çoktan sırtına takmıştı. Birlikte evden çıkıp arabaya binmişlerdi.
Minho bi süre sonra yurda geldiklerinde Niki'ye her zamanki konuşmasını yapıyordu.
"Uslu bir çocuk olmaya devam et bitanem. Sakın ağlama olur mu? Ben yine gelicem ve çok yakında seni de alıcam."
Miniği ancak böyle sakinleştirebiliyordu. Sonrasında Niki'nin onaylaması ile onu yurda bırakmıştı. Sonrasında işine döndü...
°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
Niki ve Minho evden çıkalı yaklaşık 3 saat olmuştu. Seung ev işlerini hallettikten sonra bilgisayarın başına geçip kendi işlerini hallediyordu. Tam not çıkardığı sırada yanı başında olan telefonu çalmıştı. Yurtta Niki ile ilgilenen Bayan Park arıyordu. Seung hızlıca telefonu açtı.
📞📱
- Bayan Park, buyurun. Bir sorun mu var?
" İyi günler Bay Kim. Niki sanırım oyuncağını sizde unutmuş. Onsuz bir şey yapmak istemiyor. Bay Lee'yi aradım fakat telefonu kapalı. Getirme şansınız var mı?"
-Ah, tabiki tabiki. Minho'ya ulaşıp oyuncağı size getirmesini isteyeceğim.
"Teşekkürler Bay Kim."
Telefonu kapattığında gözü koltuğun kenarında duran oyuncak ayıda kaldı. Ayağa kalkıp onu eline aldı ve Minho'yu aradı. Fakat telefonu kapalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Gül [Minsung]
FanficAynı anda ailesinden hem dahilik hem de katil genini alan bir savcı, onu iyileştiren bir doktora aşık olursa ne olur?