Cem Karaca - Beni Siz Delirttiniz.
MFO - Mazeretim Var Asabiyim Ben
Eskitilmiş Yaz - Uyursam Geçer Mi
Perdenin Ardındakiler - Derdime
NOT: Lütfen hikayedeki kişi ve olayları diğer kitap, karakter, olay örgüsü ve ya yazarı yönünden kıyaslamayın. Bu hem hikayeye, hem de şahsıma hakarettir.
Bu hikayede okuyacağınız her şey birer kurgudan ibarettir. Gerçeği yansıtmaz.
Keyifli Okumalar Dilerim!
.
.
Yorgundum.
En az bir karınca kadar çaba sarf ediyordum. Kendi ağırlığımın dört değil on dört katı da olsa taşırdım, taşımıştım. Karınca ile aramızdaki tek fark, onun bu kadar çabalamasının bir sebebi vardı, ulaşmayı hedeflediği bir amaca sahipti.
Ben ise amaçsızdım.
Karıncalar yaz aylarında ailesi için erzak toplar, kış aylarını rahat geçirirdi. En azından masallarda bize böyle anlatılmıştı.
Hayır, sil.
Bize hiç masal anlatmadılar ki Mira.
Doğruydu.
Belli ki bir karınca değildim. Bir karınca kadar bile çevrem yoktu. Bir karınca kadar sevenim, sevdiğim yoktu.
Tutunduğum birkaç ince dal, kalbimde sonunu bulamadığım kırık umutlar, dilim lal...
Evet yorgundum, yalnızdım, ama yaşıyordum işte.
Benim gibileri yaşardı. Sadece yaşardı. Yaşamak için sebebi olmasa da yaşardı. Çünkü bir şey için çok fazla düşünce, kalkmak sana farz olurdu. Bu kadar düşüşe ne kadar kalkış gerekirdi? Dizlerim zaten kanıyorken, bir de ben kendimi nasıl yere atardım?
Hani bir şeyi çok denersiniz, olacak gibi gelir size ama olmaz da. Onu denemeyi bırakamazsınız çünkü yolu yarıladığınızı bilirsiniz. O yol ne kadar uzun olursa olsun yarıya kadar getirirken döktüğünüz yaşlar ziyan olmasın diye devam edersiniz. Sonu geldiğinde elinize hiçbir şey geçmeyeceğini de bilirsiniz ama başlarken filizlenen umutlarınıza ihanet etmemek için yalnızca sonunun gelmesini beklersiniz.
Öyle işte.
Benim yaptığım tam olarak buydu.
Kapımın tıklatılmasıyla elimdeki silikon tabancasını masaya bıraktım. Zaten onunla işim bittiğinden, fişini de çektim. Kafamı kaldırıp giren kişiye baktığımda, gelenin Uzay olduğunu gördüm. Gecenin bu saatinde neden uyanıktı?
"Neden uyumadın bebeğim?" Saat çok geç olduğundan sesim boğuk çıkmıştı. Beynimin uyuştuğunu hissedebiliyordum.
"Uyku tutmadı abla, senin de çalıştığını görünce kahve getirmek istedim." Aslında bu çok iyi olmuştu. Tahminimce gözlerim kanlanmış, gözaltı torbalarım kendi bağımsızlığını ilan etmişti. Kalemle tutturduğum saçlarımsa... Onların kendilerinden bile haberi yoktu.
"Teşekkürler ablam. Teşekkürler de... Senin gibi bir uyku canavarını uyutmayan şey nedir? Yoksa Gökhan yine mi jeneratöre bağlandı?" dedim espriye kaçarak. Şaka bir yana, bazı geceler gerçekten çok horluyordu.
Bu söylediğime hafifçe güldü. "Yok artık, alıştım..." Bu cümlenin sonunda bir 'ama' var gibi gelmişti. Keyifsiz olduğu her halinden belliydi. Yoksa gecenin bu saatinde yataktan kalkıp da yanıma gelmezdi, bilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL GÜLE DÖNERKEN
Novela JuvenilEe ee ee'si var. Mira'nın uykusu var. Ee ee ee'si var. Mira'nın bir annesi yok. Ee ee ee'si var. Mira'nın bir babası da yok. Ee ee nesi var? Mira'nın bir evi bile yok. Annesini evinde çıkan bir yangında kaybeden Mira, babasının bu faciadan onu soru...