5

199 15 83
                                    


**2 gün önce**

Yataktan kalkmak istemiyordum, sadece uyumak istiyordum.

Gece Akira ve Kaire'yi aynı yatakta basmamın ardından, bugün okula gidip tekrar yüzlerini görmek zorundaydım.

Bunu istemiyordum, onlarla yüzleşmek istemiyordum. Hala olanları kabullenebilmiş değildim. Bana iyi gelen tek şey uykuydu. Birkaç saatliğine de olsa, herşeyi unutmamı sağlıyordu.

Odamın kapısının açılmasıyla gözlerimi kapıya çevirdim. Giren kişi annemdi, halime anlam veremeyen gözlerle bakıp azarlayıcı bir ses tonuyla:

"Erika, okul saatinin yaklaştığının farkında mısın? Hadi hazırlanıp kahvaltıya gel yoksa geç kalacaksın."

"Anne gerçekten çok yorgunum. Bugünlük okula gitmesem olur mu?  Kendimi iyi hissetmiyorum."

"Tabii dün gece sevgilin olacak çocukla eğlendin geldin, bugün yorgunum dersin. Bahane kabul etmiyorum hanımefendi, okulu aksatmak yok."

Dün gece olanları bilmeden beni böyle yargılaması sinirimi bozmuştu. Yataktan doğrulup sesimi biraz yükselterek konuştum:

"Dün gece hakkında hiçbir şey bilmiyorsun anne, bilip bilmeden böyle konuşamazsın!"

Bunun üzerine annem de sinirlenerek sesini yükseltmişti:

"Sesinin tonuna dikkat et Erika, karşında çocuk yok! Bu yıl son senen ve derslerine ağırlık vermelisin. Eğer Akira yüzünden sürekli okulunu asarsan başarılı olamazsın."

Ardından kapıyı çarpıp giderek beni enkazımla baş başa bıraktı. Adını söylemesi bile beni altüst ediyordu.

Ama bir yandan haklıydı, Akira akademik başarımı riske atmama değmezdi. Nasıl çöktüysem, öyle toparlamalıydım.

Okul formamı giyip kahvaltı yapmadan kapıya yöneldim, arkamdan annemin söylendiğini duyabiliyordum. Evden çıkıp okula doğru yürümeye başladım. Yol üzerindeki pastaneden atıştıracak birşeyler alırdım.

Okula vardığımda ders başlamak üzereydi, hızlıca sınıfa girmemle Kaire ve Akira bakışlarını bana çekti. Onları takmayıp arkalarda boş bir sıraya yerleştim.

Oturmamla Akira yanıma oturup yüzünü bana çevirdi. Konuşmaya başlayacakken,onu durdurup yüzüne bakmadan konuşmaya başladım:

"Dinlemek istemiyorum Akira. Dün gecede dediğim gibi, bir daha sakın karşıma çıkmayın."

"Bak biliyorum, ne desen haklısın ama bir hataydı. İkimizde sarhoştuk Erika, beni affetmesen bile bunun böyle olduğunu bil. Ben senden başkasını bir an bile kalbime almadım."

Sözlerinin ardından sinirlenmeye başlamıştım, nasıl bir savunma şekliydi bu?

"Yatağına çok güzel alıyorsun ama, öyle değil mi? Daha fazla olay çıkmasını istemiyorsan git Akira."

Gözlerini yere kitleyip idrak etmeye çalışır gibi başını birkaç kez salladı. Ayağa kalktıktan sonra son kez bana bakıp, arkasına dönüp sırasına gitti. Kalbim tüm bu olanlara dayanmıyordu.

Dersleri ne kadar dinlemeye çalışsamda olmuyordu. Teneffüslerde Aeru ve Kaire yüzsüz gibi benimle konuşmaya çalışsada, onları her seferinde sinirle geri çevirdim.

Sonunda öğle arası zilinin çalmasıyla kendimi dışarı attım. Bahçeye çıkıp temiz hava almak iyi gelirdi. Havada güneş vardı, çimlerin üstüne oturup sırtımı ağaca yaslayıp rahatlamaya çalıştım.

Geçen zamanın ardından tekrar ders zilinin çalmasıyla okula girdim. Fakat okulun girişindeki panonun önünde büyük bir kalabalık vardı. Oraya genelde sınav sonuçlarını ya da duyuruları asarlardı. Okullar açılalı daha 1 hafta olmadığına göre, oraya ne asmışlardı?

light | erizouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin