Tüm takım toplanmış bu büyük zaferi kutlamak üzere Berlinde hiç bilmediğimiz bir mekanda eğlenmeye çıkmıştık. Kazandığımız zafer sonrası bir gecelik izin vermişlerdi. Tek sorun alkolün yasak olmasıydı tabi. Aksi halde alkol almış olanların adını milli takımdan sileceğini bile söylemişti montella.
Kızlarla birlikte bir köşeye çekilmiş siparişini verdiğimiz içkilerin gelmesini bekliyorduk. Erkekler içmeyecek diye bizler de içmemezlik yapmayacaktık.
Gözlerim pistin ortasında oynayan topçulara kaydığında hiç görmek istemediğim bir manzarayla karşı karşıya kalacağımı tahmin edememiştim. Doğa ve Mert pistin ortasında birbirlerine kaynaşmış (!) bir pozisyonda öpüşüyorlardı. Elimi şok içinde dudaklarım üzerine bastırdım. Barış buradayken ne halt ediyordu bunlar?
Gözlerim hızla etrafı tararken tuvaletlerin olduğunu tahmin ettiğim koridorda yanında ismaille beraber şakalaşarak piste doğru yürüyen barışla çarpışınca oturduğumuz kısımdan ışık hızında kalkarak koşar adımlarla onların yanına gittim. Barış başlarda beni fark etmemiş ismaille konuşmaya devam etmişti. Daha sonra ise ismailin barışın ensesine vurmasıyla şakalaşma bir anda ciddiye dönecek korkusuyla barışın koluna dokundum.
Dalgın bakışlarının odağı renkli gözlerimle çarpışınca tabiri caizse otuz iki diş sırıtarak beni kolunun altına alması bir oldu. Kocaman elleriyle özenle yaptığım saçlarımı dağıtmaya çalışmasıyla çığlık atarak elinden kurtulmaya çalıştım. Evet sadece çalışmakla kalmıştı bu çabam. Çünkü barış saçımda tek bir düz yer kalmamasına yemin etmiş gibi saçlarımı iyice karman çorman bir hale getirmiş sonra da yaptığından memnun bir ifadeyle omuzlarımdan tutup tam karşısına geçmemi sağlamıştı.
"Barışş yaa."dedim dudaklarımı büzerek. Berbat görünüyordum kesin.
"Söyle hayatımın anlamı, konuş sabaha kadar dinleyeyim seni."
Utançla koluna vurdum. İsmail bizim bu halimize sanki en sevdiği dizinin sezon finali bölümünü izlercesine heyecanla seyrediyordu.
"Alkol mu aldın sen? Bak hocanız yasakladı biliyorsun lütfen."dedim telaşla. Barıştan önce ismail karşı çıkmıştı bu dediğime.
"Kardeşim koklamadı bile Ahsen. Haksızlık ediyorsun."
Barış da onu koruyan ismailin sırtına atlayıp barmene doğru bağırmasıyla ismail de dahil çevremizdeki birkaç kişiyle beraber şok içinde barışa bakmıştık. Alkolsüz hali alkollü halinden daha da kontrolsüzdü."ÇAYIR BİÇİYOM ÇAYIR ÇALSIN!"
Sanki karşısında ondan emir almayı bekleyen biri varmış gibi barışın istediği şarkının çalınmaya başlamasıyla cenk abi de dahil olmak üzerine tüm futbolcular dans pistine gelmişti. Şok içinde olanları izliyordum. Sanki hepsi yıllardır bu anı bekliyormuşçasına barışı ortalarına alarak oynamaya başlamıştı.
Barış, oteldeyken ona çok yakıştığını söyleyerek zorla giydirdiğim beyaz gömleğini çıkarıp havada sallamaya başlamasıyla o güzelim kaslarına bakakalmıştım. Hemen ardından cenk abi de ceketini çıkarıp beline takıştırmış barışla beraber oluşturdukları yuvarlakta oynamaya başlamıştı.
Kendi kendime gülmeyi keserek kızların olduğu tarafa doğru gitmeye karar vermiş biraz önceki kalktığım yerde serayı görmemle en köşede kalan koltuğa oturmak zorunda kalmıştım. Buradan baktığımda maalesef barışı göremiyordum. Hoş orta kısımda oturuyor olsaydım da göremezdim onu. Çünkü asla tek bir konumda yer almıyor tüm pisti tavaf ederek dans ediyordu.
Bugün çok mutluydu. Onu hemen hemen ilk defa böyle görmüştüm. Çocuksu bir sevinç vardı hareketlerinde. Hani küçükken çok istediğimiz bir şeyi anne ve babamız sürpriz olarak yapar da o tarifsiz mutlulukla ne yapacağımızı bilmez, saçma sapan hareketlerle sevinç gösterimizi belli etmeye çalışırdık ya tıpkı o hesap..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bambi | Barış Alper Yılmaz
Fiksi PenggemarKim bilir belki bir gün her şeyi geride bırakarak terliklerimle sana koşarım... Barış Alper Yılmaz & Ahsen Kaya