2- O Herşeyi Biliyor

1 0 0
                                    

Bir anda pat diye söylemesiyle kal gelmişti. E ama yuh kızım öyle diye söylenir mi? Bizde insanız öyle değil mi? Ne demek istediğini çok net anlamıştım temizlikçi şirketi kılıfında ceset ve olay yerini temizliyordum ve o bunu biliyordu peki nasıl öğrenmişti? Tam Zülal'e sormak için dudaklarımı araladım ki telefonumun sesi ortama yayılmaya başladı gördüğüm isim ile yutkundum. Arayan kim miydi? Atlantis arıyordu evet şu başkomiser olan hani şu beraber büyüdüğüm, telefonun ısrarla çalmasına karşılık olarak aramayı açtım ve "Alo Efil?" Dedi emin olmak ister gibi derin bir iç çekip konuşmaya başladım "Alo Atlantis bir şey mi oldu" Bide salağa yatıyor sanki bilmiyorsun ne olduğunu aptal iyi gizlenemedin işte seni herkesten iyi tanıyor. Bir süre sindirmemi ister gibi bekledi sonra alaylı bir şekilde güldü "Hadi ama Efil bence sen ne olduğunu biliyorsun ama illa salağa yatacağım diyorsan biraz hatırlatayım sana konuyu kim olduğunu biliyorum Efil, Sıradan bir temizlik şirketi işletmiyorsun bunu ikimizde iyi biliyoruz öyle değil mi?" Diyince sesli bir şekilde yutkundum sonda dudaklarımı araladım korkunun ecele faydası yok öyle değil mi? Yardır kızım Efil göreyim seni! Konuşmaya başladım "Bilmem öyle mi başkomiser? Diyelim ki öyle sen beni tutuklamak yerine niye böyle telefonla aramakla vakit kaybediyorsun? Neyin peşindesin Alabora?!" Dedim sinirle yaptığı hadsizlikten başka değildi zira bana karşı böyle tehdit edercesine konuşamaz o kim ki? Kendini ne sanıyor bu adam? Ben sinirden kendimi yerken onun dediği şey şu oldu "Evet aklımda birşeyler var Efil bunu öğrenmek istiyorsan eğer yarım saat sonra boğazdaki her zaman gittiğimiz kafeye gel tabi beni o kadar unutmadıysan! Eğer bulamazsan konum atayım nede olsa her zaman olduğu gibi beni hayatından yok sayıyorsun!" Diyip kapattı. Sesi özlem bir o kadar da öfke barındırıyordu iyi ama neden? O değil miydi beni yüz üstü bırakıp bu şehri terk eden? O değil miydi beni onsuz bırakan? Ne cüretle bana böyle bişey söyleyip suratıma kapatırdı. Hadsiz! Nefret ediyorum senden ATLANTİS ALABORA! Umarım adın gibi hayatını da Alabora eden birisi olur.

Zülal'e Atlantis ile olan konuşmamızı anlattım ve yarım saat sonra Zülal ile birlikte Atlantis'in dediği yere gittik arabayı park ettik ve arabadan indik. Kafeye doğru yürüyorduk içeri girmemizle beraber Atlantis'in olduğu masaya baktık bizden başkaları da vardı peki neden buradalardı? İşte orası tam bir muamma, masaya doğru ilerledik, sandalyeyi çekip masaya oturduk. Oturmamızla birlikte herkes pür dikkat Atlantis'e bakarken Atlantis dudaklarını araladı "Bütün kirli işlerinizi biliyorum fakat dosyanıza baktığımda dünyadan sildiğiniz insanların hepsi pisliğin önde gidenleri masumları asla öldürmüyorsunuz, şimdi size teker teker dosyalarınızı dağıtacağım içinde delileriniz var yani bütün pislikleriniz bu dosyalarda." Diyip dosyaları teker teker dağıttı fakat bir problem vardı o esmer kıza dosya uzatmamıştı, nasıl yani şimdi tek koz vermeyen kişi bu esmer kız mıydı? Dudaklarında alaylı bir gülümseme vardı. Bütün herkese baktığımda kasları çatık tedirgin görünüyorlardı, lakin sarışın ikili ve esmer kız hariç sanırım ikizlerdi fısıldayarak konuşuyorlardı, herkes dosyasına baktı benimde dahil hepsinin beti benzi attı. Esmer kız ise öyle ortamdaki tansiyonu ölçüyordu. boş boş bakıyordu. Atlantis yine dudaklqruni araladı birkac saniye bekledi, masaya doğru eğildi ve konuşmaya başladı "Evet şimdi ise sadede geliyorum yani sizden istediğim şeye, amir'im oldu suçsuzdu onu kimin öldürdüğünüzü bulmanızı istiyorum biraz düşünün siz bu teklifmi kararınız kesinleşince haber verirsiniz." Dedi ve o sırada ikizlerden erkek olanından bir ses yükseldi "Bu kızda aşırı ciddi duruyor ama içinde net pembe donu vardır." Dedi ve ikisi de birden kahkaha atmaya başladılar, sessiz olsalar bile ben duymuştum bende çaktırmadan gülmüştüm, esmer kızla göz göze geldik oda duymuştu. Bizim baskomiser ne de olsa söyleyeceğini söylediği için sandalyesini hafif itip masada kalktı biz bize kalmıştık ortamda sessizlik hüküm sürdü.

Kahverengi gözlü kumral çocuğun sesi duyuldu ortamda bana doğru bakarak "Adamın gözünü güzel boyamışsın artık nasıl bir gece gecirdiyseniz sırf sen yanma diye bize operasyon yapalım diyor resmen." Dedi imayla sesindeki imayı anlayınca gülmeye başladım sinirlerim bozulmuştu, dudaklarımı araladım ve konuşmaya başladım "Sen onunla bir gece geçiremedin diye mi bu ima." Dedim sırıtarak, sonrasında esmer kızda benim gibi sırıtmaya başladı. Elbette onu tanımıştım bir kesinde onun cinayetini ben temizlemiştim orda görmüştüm onu sonrasında pek umursamadan devam etmiştim işime, şimdi ise ikimizde birbirmizi tanıyorduk ama bunu buradakilerin bilmesine gerek yoktu. Esmer kız yani adı Helen'miş dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı "Çokta şey yapmayın ya en fazla 1 ay yatıp çıkarsınız." Diyip alayla güldü, ardından ikizlerin erkek olanından yani Anıl 'dan bir ses yükseldi "Tabi senin tuzun kuru hiçbir delilin yok başkomiser de kafan rahat." Dedi Helen'e, karşılık olarak Helen de konuşmaya başladı "Ben sıradan bir edebiyat öğretmeniyim neden bir delilim olsun ki kendi halimde takılıyorum." Dedi ardından Alphan konuşmaya başladı "Evet o kadar kendi halindesin ki beraber geldiğin adam silah kaçakçısı sence de bir öğretmene göre çok fazla uçuk bir sevgili seçimi değil mi?" Dedi gözleri Helen'in üzerindeyken, Helen onun bu lafına göz devirdi ve şöyle dedi "Sana ne Alphan Kıran?" Dedi sonra Alphan'ın yüzüne baktı Alphan bişey demeden omuz silkti bana ne der gibi evet cidden ona neydi? Neden böyle birşey ortaya atıp sanki umurunda değilmiş gibi davranıyordu. Aptalı oynuyordu ama aptal olmadığını biliyordum o sadece insanları özel hayatlarindan vuruyordu, sanırım bu onun bir nevi kendini koruma mekanizmasıydı, Zülal boğazını temizledi konuşmaya başladı "Aslında iyi avukatlar tutarsanız paçayı kurtarırsınız." Dedi ve hukukla ilgili birşeyler zırvaladı, bunun üstüne Arslan Ali konuşmaya başladı "Evet haklısın zeki ve seksi avukat doğru söylüyor" Dedi bize doğru dönerek. gözüm Mihri Işıl'a kaydı sinirle gözlerini Zülal'e dikti. Saatler böyle geçip gitti ve hepimiz evlerimize dağıldık bir dağ evinde yaşıyordum lüks ve sadeydi şatafatlı bir hayat bana oldukça uzaktı, yatağıma uzanıp derin bir uykuya daldım.

VAZGEÇİLMEZ VAZGECİŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin