Ondokuzuncu Bölüm

12 3 15
                                    

Şu an aklımda tek bir şey dolanıyordu. Kardeşini bul ve tedaviye başla.

Bugün örümceklerin bir planı yoktu. Bende hazır durum böyleyken Taro ve Kurapika yı tanıştırmak istedim.

Çıktığımda saat öğleden sonra 1 i geçiyordu. Buluşmamız gereken yere geldiğimde Kurapika orada bekliyordu.

Hafifçe el salladım, o da gülümsedi."Daha ayarladığımız saate 10 dakia var, ne zaman geldin?" Diye sordum.

"15 dakika olmuştur." Cevabını aldım. Taro yu beklemeye başladık. İşlerinden ve nereye gideceğinden bahsetti. Gitmesine gerçekten üzülüyorum. Duygularımı bastırmalıyım!

Nihayet Taro geldiğinde onu gülümseyerek karşıladım. Kurapika sadece bakakaldı.

Kurapika nın anlatımı

Tıpkı... Tıpkı Pairo nun büyümüş hali gibi.

Onu ilk gördüğümde böyle düşündüm. Sadece bana Pairo yu hatırlattı. Gülümseyerek elini sıktım. Gayet sevecen ve komik biriydi. Bir avcıydı ama herhangi bir yerde çalışmıyordu.

Bunun üzerine Yasu nun işteki bıraktığı boş yeri almasını önerdim. Kabul etmedi. Sürekli Yasu nun yanında olup onu korumak istediğini söylediğinde Yasu huysuzlandı ve Taro ya , ona bebek gibi davranmamasını söyledi.

Gülümsemesi yatıştırıcı ve tatlı. Çok yakın olmalılar ki bu yüzden Yasu, hiç rol yapma gereği duymuyor.

Bana... Bana hiç bakmıyor. Bunu bilerek mi yapıyor bilmiyorum ama Taro ile konuşmadığı zaman kafasını eğerek oturuyordu. Benden utanıyor mu? Birşey mi yaptım?

Önündeki pilavı boş boş irdiklerken Yasu yu izledim. Taro bana baktı ve "Beni tanıdığına sevinmedin mi?" Dedi.

Telaşla "Hayır, çok sevindim. Sadece kafam biraz yoğun. Kusuruma bakma."dedim.

Yasu, sırtında bir örümcek dövmesi taşıdığını söylemişti ve bu hiç hoşuma gitmedi. O sadece bir üye ve katil değil. Bu yönüyle kendimi rahatlatmaya çalıştım.

Yasu artık gitmesi gerektiğini söyledi. Taro bir yere kadar gidip geleceğini söylediğinde Yasu ile ben kalmıştık.

Dayanamadım."Ben yanlış bir şey mi yaptım?" Şaşırarak bana baktı. "Hayır. Nereden çıkardın?" Diye sordu.

Omuz silktim "Ben... Bilmiyorum. Öylesine." Dedim. "Seni huzursuz eden ne?" Yüzümü görebilmek için kafasını biraz daha kaldırmıştı. Bugün bana baktığı ilk zamandı.

Başımı salladım "Bilmiyorum." Dedim. Başını yine önüne eğdi. "Bir çıkmazda hissettiğinde sana değer verenleri düşün, değer verdiklerini düşün." Diyip elini duvara sürttü. Eline gelen beyaz boyayı silkeledi.

"Yasu, senin... Senin orada olmanı hiç istemiyorum." Diyiverdim. Alaycı bir şekilde bir kaşını kaldırdı ve "Güvende olacağım, kendimi koruyabilirim!" Dedi.

Hiç içim rahatlamamıştı. Salak kafam tam bir anne gibi davranıyorum! Bu utanç verici.

Kendimi ona sarılmış bulduğumda en az onun kadar bende şaşkındım ama bozuntuya vermeden ona daha sıkı sarıldım.

"Korkuyorum." Dedim. O da bir elini sırtıma yerleştirdi ve "Korkma." Diye teselli vermeye çalıştı. Olacak herşeyden korkuyordum. Gon, Killua, Leorio, Yasu. Sürekli aklımda 'Ya onlara birşey olursa' düşüncesi dönmeye başlamıştı.

Pardon yanlışlıkla yayınladım-

Love X Mystery ( Kurapika X OC)HXHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin