Beomgyu
Belimi saran kolların hissiyatıyla gözlerimi açmıştım. Yavaşça arkamı dönüp gözlerimi geri kapattım. Biraz daha uyumak istiyordum sadece. Tabi buna saçlarımın arasında hissettiğim dudaklar engel olmuştu. Hızlıca gözlerimi açıp dibimdeki bedene baktım. Uyku sersemi bir şekilde bana bakarken kalbimin teklemesine engel olamamıştım.
Ondan uzaklaşacakken kollarını iyice bana sarıp kendine çekmişti. Kafam onun boyun girintisine denk gelirken kokusu her yanımı sarmıştı. Bu aralar burnumun alıştığı kokuyu derince kokladım. Bunu neden yaptığımı içten içe biliyor olsamda görmezden gelecektim. Gelmek zorundaydım yoksa işler daha da büyüyecekti benim içimde.
Bunları kafamdan atmaya çalışırken-Kang kahvaltı yapmamız lazım. Kalkalım hadi.
-Sen iste yeter sevgilim.
-Sevgilim diyip durma bana.
-Sevgilim değil misin benim? Şuan herkes öyle biliyor.
-Tamamda yalnızken söylemene gerek yok Kang.
-Alışkanlık kazanayım diye söylüyorum ve sende bana Kang demeyi bıraksan iyi olacak. Hiç bir sevgili birbirlerine soyadları ile hitap etmiyorlar.
-Tamam demem Kang şimdi bırak beni de kalkayım yataktan.
-Hayır bana nasıl hitap edeceğini duyayım ondan sonra bırakacağım seni sevgilim.
-Ne dememi istiyorsun söyle onu diyeceğim sana.
-Aşkım olur, bebeğim olur, yakışıklı sevgilim olur hatta biricik aşkım da olur.
Dediği her bir kelimede yavaş yavaş üstüme çıkmıştı. Aynı dün akşamki gibi bana üstten bakarken kalbim ağzımda atıyordu. Bana sırıtarak bakması kendimi daha da onun karşısında güçsüz hissettiriyordu.
-Ee bana ne diye sesleneceksin sevgilim?
Gözlerimi kapatıp fısıltı şeklinde ona nasıl sesleneceğimi söyledim.
-A-aşkım.
-Duyamadım güzelim. Bir daha söyler misin? O güzel ağzından bir kez daha duymam lazım.
Benimle uğraşıyor olması iyice yanaklarımı kızartırken
-Aşkım çekilir misin üstümden kahvaltı yapmamız lazım da.
-Beğendim bunu.
Diyip çekilmişti üstümden. Kendime gelmek için birkaç saniye bekleyip kalkmıştım yataktan. Cübbemle formam burdaydı. Hızlıca onları giymek için elime alıp Kang'a baktım. Kendi formasını alıp dünkü gibi banyoya gidince sırıtmadan edemedim. Bir nevi hoşuma gidiyordu böyle yapması. Hızlıca üstümü değiştirip banyonun kapısını tıklattım.
Kang birkaç saniye sonra cübbeli bir şekilde banyodan çıkmıştı. Kocaman gülümseyerek bana bakıyordu. Gülümsemesi aşırı hoşuma giderken ona sırtımı dönüp odadan çıkmaya çalıştım. Tam kapıyı açacakken bir el kapıyı geri kapatıp engel olmuştu. Kang alışkanlık olmuş gibi bir elini belime sarıp beni kendine doğru çekmişti. Sırtım onun göğsüne değerken kalbimin hızını hissetmezdi umarım.
-Beraber çıkmalıyız sevgilim değil mi? Elimi tut ve çıkalım bu odadan beraber.
Sessiz kalıp kafamla onu onayladım.
Ellerimizi birleştirip yavaşça odadan çıktık. Onların ortak salonundan geçerken herkes bize bakıyordu. Hepsi birbirine dönüp bir şeyler fısıldarken onları duymamak adına yanımdaki bedene biraz daha yanaşmıştım. Kang bundan zevk alırcasına elimi biraz daha sıkı tutmaya başlamıştı. Kalbim maraton koşmuşcasına atarken koridorlardan geçip yemek salonuna gidiyorduk.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amortentia///Taegyu
Fanfic"Ne demek onun kokusunu aldın? Ondan nefret etmiyor muydun sen?" "Şuan hiçbir şey hakkında fikrim yok özellikle hislerim konusunda."