Beomgyu
Başımın ağrısına daha fazla dayanamayıp gözlerimi açmıştım. Dün gece partide içkiyi fazla kaçırmıştım sanırım. Elimi saçlarıma atıp dağıtırken yavaşça kalktım yataktan. Üstümdeki tişört benim değildi. Hızlıca olduğum odaya göz gezdirirken arkamdan gelen öksürük sesiyle oraya dönmüştüm. Gördüğüm bedenle tüm vücudum titrerken dün partide ne bok yediğimi hatırlamaya çalışıyordum.
-Günaydın Choi. Başın nasıl?
-Ne işim var benim burada Kang?
-Çok kabasın ben ne güzel sana günaydın diyorum başını soruyorum ve aldığım cevap bu mu?
-Bir daha sormayacağım benim burada ne işim var?
-Bilemiyorum Choi.
-Ne demek bilemiyorsun? Bildiğine eminim.
-Belki de dediğin gibi biliyorumdur ama
-Ama ne gerzek herif?
-Senin hatırlamanı istiyorumdur Choi.
-Oyun oynuyorsun şuan ve bu benim seni öldürme isteğimi artırıyor Kang.
-Minik oyunumda iyi eğlenceler sana ve iddiamızı da unutma olur mu? Ha pardon sen şimdi onu da hatırlamıyorsundur.
Demiş ve yavşakça sırıtmıştı. Hatırlayamamanın verdiği sinirle hızlıca ayağa kalktım. Üstümde sadece onun tişörtüyle onun karşısında durduğumu fark etmemle yanaklarım kızarmıştı. Ellerimle tişörtü biraz daha aşağıya çekiştirdim. Bunu yapmamla o salağın beni baştan aşağıya süzmesi bir olmuştu. Gözlerini üstümde hissetmek beni daha da utandırırken sırıtışı biraz daha büyümüştü.
-Yakışmış Choi.
-Kapa çeneni Kang! Gidiyorum ben nerde benim deri pantolonum?
-Şurada olacaktı kendin çıkarıp atmıştın oraya.
Kıkırdayarak söylediği cümleyle hızlıca gösterdiği yere gidip pantalonumu giymiştim. Giydiğim gibi kendimi odasından dışarı atmıştım. Köklü bir aileden geldiği için kendine ait bir odası vardı. Hızlı adımlarla odasının oradan uzaklaşırken partide olanları hatırlamaya çalışıyordum. Hayır birde iddiaya girmişiz. Ne iddiası olabilirdi ki bu? Kafayı yiyecekmiş gibi hissediyordum.
Kendi odamıza vardığım gibi kendimi içeri atmıştım. Soobin bana şaşkınca bakmaya başlamıştı.
-Soobin ben sıçtım. Öyle böyle değil hemde.
-Sadece bir partiye gittin Beom. Ne olmuş olabilir ki?
-Kang'ın odasındaydım sabah.
-Belli oluyor üstündekinden. Onun geçen seneki Quidditch forması bu.
-Ne!
Soobin bunu dedikten sonra hızlıca üstümdekine bakmıştım gerçekten Quidditch formasıydı. Tanrım birde bununla buraya kadar yürümüştüm. Elimle sertçe alnıma vurup yavaşça yatağıma oturmuştum. Gittikçe daha da dibe battığımı hissediyordum. Gözlerimin dolduğunu hissederken
-Hey Beom kaldır kafanı bakayım. Şimdi sakince bana neler olduğunu anlat. Beraber buluruz bir çözüm merak etme.
-İşte sorunda bu Soobin ben neler olduğunu hatırlamıyorum bile.
-O kadar çok mu içtin?
-Bilmiyorum belki de yeni bir şey içtiğim için çarptı ben bilemiyorum ve bir şey daha var biz iddiaya girmişiz.
-Hatırlamıyorsun değil mi?
Kafamı aşağı yukarı sallayıp onayladım Soobin'i. O partiye dair hiçbir şey yoktu kafamda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amortentia///Taegyu
Fiksi Penggemar"Ne demek onun kokusunu aldın? Ondan nefret etmiyor muydun sen?" "Şuan hiçbir şey hakkında fikrim yok özellikle hislerim konusunda."