3.bölüm

53 4 64
                                    

Normalde alarmın çalmasıyla uyandırdım ama dün hiç uyuyamamıştım. İçimde kötü bir his vardı ve ben hislerimde asla yanılmam. O yüzden okulada gidemedim ne olur ne olmaz diye.

Ben bunları düşünürken telefonum çalmaya başladı arayan kişiye baktığımda soyeon olduğunu gördüm. Hiç bekletmeden aramayı onayla tuşuna bastım.

"Efendim soyeon?"

"Dahyun sana bir şey dicem ama sakin ol tamam mi?"

Ne demeistim ben hislerimde asla yanılmam. Sadece onun beni burakmicagi hakkında yanilmistim o kadar.

"Off, en fazla ne olabilir ki soyeon söyle gitsin işte"

"Yeni ingilizce öğretmeni vardiya hani chae demişti dün hepimize barda."

"Evet dedi. Of hadi ama tek tek söyleme soyeon."

"İlk dersleri ingilizce olan bir arkadaşım vardı dediğine göre adı şeymiş."

"Neymiş?"

Lütfen aklimadki kişi olmasın. İstemiyorum.

"Hirai Momo. Senin eski sevgilinin adi degilmi?"

Evet,lanet olsun ki onunda soy adı hirai.

"Alo,dahyun? Ordamisin?"

Cevap vermeden yüzüne kapadım telefonu. Vakit kaybetmeden elime ne geldiyse onları giyip hazırlanmaya başladım.

Umarım o değildir.

Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes alıp verdim kulpu tutup assagi indirdim ve ayyaklabi rafindan(adını unuttum sanırım böyle bsi) ayakkabılarımı alıp giyindim. Adımlarımı kapinin önünde ki bisikletime doğru cevirdim. Binip okula doğru sürmeye başladım aklımda hayla o var.

Tam bir yıldır ayrıyız. Ayrıldığımız dan sonra telefonn numarasını değiştirmişti.

Ondan nefret ediyorum.

Okulun önüne geldiğimde bizimkileri yine aynı kişilerle kavga ettiğini gördüm.

Soyeon karına nın saçını cekiyor, chae ise mina nın en sevdiği peluş olan pengun peluşu elindeki kalemle karalıyordu. Diğerleri ise arkadan tezahürat yapıyorlardı.

Bisikletimi güvenliğin oraya koyduktan sonra bizimkilerin yanına doğru yürümeye başladım. Sıkmaya başladılar.

Sessizce karina nın arkasına doğru yürümeye başladım. Aklımdaki plan onu sacindan tutup sarsmak tı, öylede oldu.

Elinle saçını bir güzel kavradıktan sonra sağa doğru fırlattım. Beni girmeleriyle kavga etmeyi bırakmışlardı.

"Siz bi gelsenize" dedim bizimkilere.

Önde ben olmak üzere ilk kattaki lavaboya gittik. Onu görmek istiyorum.

"Şimdi tek tek anlatın. Dediğinize göre yeni gelen ingilizce öğretmeni benim eski sevgilim."

"Evet ama soyeon belki demiştir yüzünü görmedik sadece onun arkadaşı dedi o kadar."

"Buraya onun için geldin değil mi?"

"Evet" dedim kısa ve net şekilde.

"Peki ya gerçekten oysa o zaman ne yapacaksın dahyun?"

Güzel soru, tabi kide onu kıskandırıcam.

"Sevgilim varmış gibi davranıcam kim benim fuck buddy m olmak ister?"

Herkez sana ya bakmaya başladı.

"NE! Tabiki de hayır."

"Neden hadi ama sadece bir kaç hafta."

Yüzüme karasız bir keilde bakmaya başladı.

"Belki sana o çok istediğin telefonu alabi-"

"EVET."

hafifca tebessüm ettim. Umarım kıskandırıcam diyip tekrar aşık olmam.

"Ha bu arada ders şey, ingilizce."

"Hoca yerleri degistimi en sonra degisicem falan diyordu."

"Değişmedi hayla arkada oturuyoz."

Bu iyi oldu hem konuşabiliriz hemde uyursam görmez.

Lavabo dan çıkıp sınıfa doğru yürümeye başladık. Kalbim çıkarcasına atıyordu.

Soyeon u sınıfına bıraktıktan sonra bizim sınıf katına çıkacak iken ders zili çaldı. Derin bir nefes alıp verdim. Bizim kata ulaşınca sınıfın olduğu yere doğru yürümeye başladık,ben her zaman ki gibi öndeydim.

Sınıfın karşısına geldiğimizde taş kağıt makas yaptık kapıyı kim açıcak diye. Kaybeden bendim.

Kapının kulpunu iyice kavrayıp sıktım,buna hazır değilim. İstemeden titreyen ellerim bu işi iyice zorlaştırıyor du. İçimden 3 e kadar saydım. Tabi bizimkiler 'hadi ama, açsana şu kapıyı' falan şeyler demiyorlar dı çünkü bunun benim için ne kadar zor olduğunu biliyorlardı.

İçimden 3 dediğimde kapının kulpunu bütün gücümle aşşağı çekerek açtım.

O an 1 yıldır hasret kaldığım o yüzü gördüm. Evet o, o burda.




unhappy trampHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin