"dahyun kalk hadi okula geç kalıcaz." Dedi sana kolumu dürterken.
"Yani?"
"Diyorum ki bugün beden varya hani"
"AAA doğru hadi gidek."
Üstümde ki örtüyü kaldırdığım gibi alt bedenimin komple çıplak oldugunu gördüm. Kafamı sana ya çevirdiğim de boynun da morluk vardı. Siktir.
"Şey duş almak istiyorsun diye de erken uyandırdım."
"Sağol ben hemen gelirim."
______________
"Sakın ama sakın bana dün gece seviştiğini söylemeyin." Dedi Lisa. Duraksadı sonra devam etti. "Hem, lan beni niye cagirmadığınız?"
"Jennie ile ilgilenmekten gelemezsin diye düşündük de o yüzden hanımefendi." Tzuyu.
"Tzuyu seni yerim sus güzel arkadaşım."
"Çok korktum neyse tamam sustum."
Onların ufak çaplı kavgası bittikten sonra banklar dan birine oturduk.
"Ya ben içecek alıcam kantinden. Hemen gelirim." Dedi chaeyoung.
"Bende gelebilir miyim?" Diye sordum. Canım sıkılıyor.
"Gell"
Oturduğum yerden kalkıp chae nin peşine düştüm. Bu çocuk niye bu kadar kısa ya?
Kantine varınca cebimden cüzdanı mı çıkardım.
"Ne alıcaksın?"
"Çilekli süt istiyorum."
Ona çilekli süt aldıktan sonra ben ne alsam diye düşündüm. Browni.
Çilekli sütü chaeyoung a uzattım "teşekkürler unnie" diyip eliyle kalp yaptı. Asla büyümicek.
"Bizimkilere de almalı mıyım?"
"Bilmem, isteseler derlerdi."
Anladım manasında kafa mı salladım ki görüş acıma iki kişi girdi. Hirai Momo ve myoui mina.
"Chae şuraya baksana."
"Nereye unnie?" Gördüğü kişiler karşısında gözleri kocaman açıldı.
"Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?"
"Mina dan mi?"
"Yok benden, sence?"
"Şey unnie, bilmiyorum."
"Afferin sakın hislerinden emin olmadığın sürece ona bağlanma." Dedim elimle kafasını okşayarak.
"Son chaeyoung."
Momo seslenmişti. Kafamızı çevirip ona baktık yanına çağırıyor. İstemiyerekte olsa gitmek zorundaydık.
"Buyrun hocam." Dedi chaeyoung.
"Mina yı revire götürür müsün? İyi hissetmiyormusta."
Bu u demesiyle gözlerinin içi oarladi chaeyoung un. "Götürürüm hocam."
"Sağol chaeyoung.
"Unnie sen git ben hemen gelirim."
"Tamam chaeyoung." Dedim el sallayarak.
Sonra kafa mi Momo ya çevirdim.
"Ona sen dedin değil mi?"
Anlamaz gözlerle bana bakmaya başladı.
"Siyeon a sen dedin değil mi benim okuduğum okula düştüğünü."
"Hayır hiçbir şey demedim güzelim."
Sanırım laftan anlamıyor.
"Neyse tamam görüşmemek üzere." Tam gidicekiken kolumdan tutup eliyle boynuma dokundu.
"Bune dahyun?"
"Morluk hocam."
"Sinirli gözlerle bana baktı. Bütün suçun onda olmasına rağmen ne boka bana böyle davranıyor ki?
"Neden öyle bakıyorsunuz hocam?"
"Bana tekken hocam demene gerek yok güzelim ve bu morluğu kim yaptı?"
"En yakın arkadaşım" dedim bütün kelimelere bastırarak. Utanmasını istiyordum.
"En yakın arkadaşınla mı yapıyorsun miniğim?"
"Evet?"
"Benimle de yapmak istermisin?"
"Size bir şey diyebilir miyim?"
"Eve-"
"Ben yüssüzler le birlik olmuyorum."
"Para veriri-"
"Vereceğinden daha fazlasına sahibim hocam."
Duraksadı daha sonra da bir anda şeytan gülüşü atıp kolumdan tutup kendine çekti. Sonra kulağıma eğilip aklımda yankılanacak o şeyi söyledi.
"Unutma bebeğim eski de sen sarhoşken çektiğim fotoğrafların hayla bende. Ya şimdi ya hiç."
Orospu çocuğu.
"Senden nefret ediyorum hirai Momo."
"Bende seni seviyorum bebeğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unhappy tramp
Teen Fiction"Sakın konuşma hirai Momo çünkü konuştukça benim gözümde değerin düşüyor." hayır, özür dilerse affedebilirim. Lütfen özür dilesin onu affedeyim ve birlikte uyuyalım. "O zaman ayrılalım kim dahyun." kalbimin kırıldığını ve bütün kanımın çekildiğini h...
