10

264 39 105
                                    

merhaba uygulamayı kapattılar hepimize hayırlı uğurlu olsun üç beş kişi yaşamaya çalışacağız herhalde

*****

"bekle NE?!" ningning'in bağırmasıyla zaten gergin olan minjeong iyice gerilmişti. sol tarafına ağırlık verip sağ eliyle ningning'in ağzını kapatırken mırıldandı. "kızım bağırmasana manyak mısın?"

ningning ağzı kapalıyken bir şeyler mırıldandığında minjeong başta anlamamış, sonrasında ağzındaki elini fark ettiğinde çaktırmadan elini çekip ningning'in nefes almasını sağlamıştı. "neden ağzından nefes alıyorsun?"

"götümden mi alacaktım?"

"burnundan aptal. neyse ne dedin az önce?"

"ciddi olup olmadığını sordum."

"böyle bir konuda şaka yapmayacağımı biliyorsun ning." ningning'in hâlâ şok dolu yüzüne baktığında minjeong içindeki gerginliği dışarı yansıtmamakta zorlanmaya başlamıştı. "bak çok doğru bir şey olmadığının farkındayım. ama kabul etmemek veya wonyoung'dan hoşlanmak için elimden gelen-"

"SÜPER BİR ŞEY BU!" ningning'in bağırmasıyla minjeong'un sözü yarıda kesilirken aynı zamanda sarışının beynine adeta format atılmıştı. "ne?"

"EMİNİM ÇOK YAKIŞIRSINIZ MINJEONG!"

"bağırmasana diğerlerini getireceksin buraya."

"ha pardon. ama minjeong!"

"ben... beni wonyoung'la yakıştırdığını düşünüyordum."

"aslında." diye başladı ningning. devam etmeden önce kararsız gözleriyle minjeong'un tepkisini ölçüyordu. "söylesene."

"wonyoung amerika'ya taşınıyor, temelli. ondan hoşlansanız bile olamayacaktınız çünkü uzun mesafe ilişkilerinden nefret ediyorsun."

"sabah bana hoşlanıp hoşlanmadığımı sormanın sebebi bu muydu?"

"bir bakıma. bir de bayan yu'ya olan duygularını tartıyordum ama benim sormama gerek kalmadan sen söyledin." ningning konuştuğunda minjeong iç çekti. "hiç doğru hissettirmiyor ning."

"doğru hissettirmemesi yanlış olduğu anlamına gelmiyor."

"kimya öğretmenim."

"ortada kurumsal bir şey yok özel ders alıyorsun."

"aile dostumuz."

"aile dostun olması bir şey değiştirmez."

"ailem hoş bakmayacak ning."

"minjeong..."

"başlama." minjeong dengesini sağlayıp koltuk değnekleriyle salona ilerlerken ningning de arkasından geliyordu. "bence sana karşı boş değil."

minjeong hızla yürümeye çalışırken duyduğu şeyle yalpalandı. dengesini toparlamasa ve ningning onu arkadan tutmasa düşebilirdi. "ne dedin?"

minjeong başını çevirip kısık bir sesle sorduğunda ningning yutkundu. "sana karşı boş olmadığını düşünüyorum."

"neden bunu düşünesin?"

"wonyoung'la sizi neredeyse sarılırken gördüğündeki tepkisini gördüm çünkü."

"nasıldı ki?" diye sordu minjeong çaresizce. unutmak istiyor, karina'dan hoşlanmak istemiyordu fakat bilmeye ihtiyacı vardı. "yüzü gerildi, saniyelik bir şeydi ama fark ettim."

minjeong yürümeye devam edip kendini koltuğa yavaşça bıraktı. "bilemiyorum ning, bilemiyorum."

"her şey iyi olacak güven bana."

chemistry issues [winrina]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin