17

204 36 96
                                    

yanlışlıkla hardcore bi wonyoung x winter shipper oldum bunun için kendimi suçluyorum

her an wonyoungı amerikaya göndermeyip jiminjeongu ayırabilirim haberiniz olsun her an bu kitap wonter olabilir

*****

"rahat mısınız küçük hanım?" karina duyduğu sesle başını çevirip minjeong'un üstüne adeta yayılmış olan summer'ı gördüğünde gülümsedi. "hem de çok."

"bebeğim tüm ağırlığını verme minjeong'un üstüne."

"sorun değil." minjeong büyük bir gülümsemeyle karina'ya bakıp elini kadının kucağındaki elinin üstüne koydu. summer bu manzarayı göremeyecek kadar animasyona odaklanmışken karina fırsattan yararlanıp minjeong'un eliyle elini iç içe geçirerek dikkatini televizyona verdi. minjeong'sa fazlasıyla sıkıcı bulduğu animasyonu izlemek yerine karina'yı izliyor, kendi kendisine gülümsüyordu.

yakalanana kadar.

"manzaran çok güzel sanırım." karina ona eğilip fısıldadığında minjeong yavaşça başını salladı. "üstünün geleceğini düşünmüyorum."

"belli. gayet tadını çıkarıyor gibiydin."

"rahatsız mısınız bu durumdan bayan yu?" minjeong tek kaşını kaldırarak fısıldadığında karina hafifçe kıkırdadı. "asla olmam."

"güzel."

ikili birbirlerinin gözlerinde kaybolurken minjeong'un bakışları siyah saçlı kadının dudaklarına kaydı. üstünde yatan bir ufaklık olmasa her şeyi bırakır ve saatlerce karina'yı öpebilirdi. kadın da bunu fark etmiş olacak ve muhtemelen aynı şeyi düşünüyor olacak ki hafifçe gülmüş, gizlice yanağını öpmek için minjeong'a eğilmişti.

fakat karina'nın dudakları minjeong'un yanağına değemeden önce siyah saçlı kadın kafasına yediği patlamış mısırla geri çekildi.

"fısıldaşmasanıza, konuşmaları duyamıyorum."

"öyle mi küçük hanım?" minjeong da geri çekilip üstünden kalkmış olan summer'a baktı. "evet."

"bak sen ufaklığa." summer ikilinin arasından çıkıp yerdeki battaniyesi ve yastığının üstüne yattı. "şimdi fısıldaşabilirsiniz, duymayacağım."

minjeong gülümseyip karina'ya yanaştı. "gitgide sana benziyor, resmen senin küçük bir kopyan."

"haklısın." dedi karina yerde tuhaf bir pozisyonda yatan kızına bakarak. "büyüdüğünde çok can yakacak, annesi gibi."

"pardon? kimin canını yakmışım şu zamana kadar?"

"benim." minjeong somurttuğunda karina ufak bir kahkaha attı. "gönlünü almayı bilirim."

"görmeden bilemem."

"göreceğinden emin olabilirsin." karina göz kırptığında minjeong hafifçe güldü. başını animasyona çevirip kızarmış yanaklarını gizlemeye çalıştı. ışıklar kapalıydı, animasyonun hızlı görselleriyle de tam anlamıyla bir şeyleri seçebilmek zordu. ama imkansız değildi, karina minjeong'un kızarmış yanaklarını görünce kendi kendisine gülümsedi. minjeong'un üzerinde bıraktığı etki hoşuna gidiyordu.

"karlar ülkesi favorin değil miydi? neden izlemiyorsun?" minjeong hâlâ domatesten bir farkı yokken usulca fısıldadı. karina gülümseyip elini minjeong'unkiyle iç içe geçirip başını omzuna yasladı. "önceki manzaram daha güzeldi."

"ama korkarım ki izlemezsek küçük hanım bize trip atacak." karina gülümseyip burnunu minjeong'un boynuna sürttü. "summer'a küçük hanım diye seslenmen hoşuma gidiyor."

chemistry issues [winrina]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin