12

316 50 79
                                    

merhaba bu sıcakta bir şeyler yazmak gerçekten çok zor

*****

öpücükten kendisini çeken kişi karina'ydı. siyah saçlı kadının gözleri kocaman açılmış, karşısındaki gözleri kapalı sarışını incelerken beyni olanları işlemeye çalışıyordu.

minjeong da çok geçmeden hafifçe göz kapaklarını araladığında bakışları karina'nınkilerle buluştu. siyah saçlı kadının gözleri anlam veremediği bir ifadeyle doluydu. korku mu pişmanlık mı yoksa mutluluk mu vardı anlayamıyordu.

"bayan yu." minjeong'un çatallaşmış sesi aralarındaki sessizliği bozduğunda karina'nın eli yanağından, kolu da belinden ayrılmış; siyah saçlı kadın bir adım gerilemişti. "bayan yu."

"yapmamalıydık. bu olmamalıydı minjeong." minjeong göğsünde hissettiği ağırlıkla koltuk değneklerine tutunurken karina arkasını dönmüştü. "eve geri götüreyim seni."

minjeong yutkundu, ağlamamak için dişlerini sıkarken yavaşça karina'nın arkasından arabaya ilerledi.

ne olacağını düşünüyordum ki? minjeong karina'nın yardımıyla arabaya binerken içinden geçirdi. siyah saçlı kadının parmaklarının dokunduğu her yer adeta yanıyordu.

karina arabaya binip minjeong'un yüzüne bir kez bile bakmadan sürmeye başladığında sarışın koltukta büzüşmüş vaziyetteydi. hâlâ ağlamamak için kendisini sıkıyor, eve gitmeyi iple çekiyordu.

minjeong'un dualarıyla çok geçmeden durduklarında karina inip sarışının kapısını açtı. minjeong siyah saçlı kadının yardımıyla indiğinde karina yarım saatin ardından ilk defa sarışının yüzüne baktı. "bu hafta tamamen okulda olacağım. babanın şoförüne söyledim seni seanslarına o götürecek."

minjeong bunun daha önceden ayarlandığını biliyor olsa dahi kötü hissetmekten kendisini alıkoyamazken hafifçe başını salladı. yavaş adımlarla kapıya adımlarken hafifçe başını çevirdiğinde karina'nın arabada beklediğini gördü. derin bir iç çekip kapıyı çaldığında çok geçmeden açılmasıyla hızla eve girdi ve tek kelime etmeden asansöre ilerledi.

"aptalsın minjeong, gerçekten aptalsın." minjeong odasına girerken bir yandan mırıldanıyordu. ne beklediğini bilmiyordu, karina'nın ona karşılık vereceğini düşünmesi hataydı.

yavaşça kendisini yatağa oturtup uzandığında bir süre tavanı inceledi. bunu yaparak karina'yı kendisinden uzaklaştırdığının farkındaydı, şimdi istese bile muhtemelen onu kolay kolay göremeyecekti.

derin bir iç çekti minjeong, gözyaşları yüzünden öylece akıp gidiyordu.

sinirliydi kendisine.

en çok da liz'in yapmaya uğraştığı şeyi kendi elleriyle yaptığı için.

*****

cheminjeong

jake: nektarin nasıl yazılıyo

sunoo: nektari değil mi

jake: bilsem sorar mıyım amk

sunghoon: nektari bence de

ningning: nektar değil mi oğlum

jake: kanka o biraz köylü hissettirdi

ningning: kıçımın kenarı

minjeong: nektarin dogrusu

amk veletleri sizi

chemistry issues [winrina]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin