-Büşra
Neslişah'ın etrafa dağılan donlarını toplayıp yukarı çıkardıktan sonra son koliyi almak için hoplaya zıplaya merdivenlerden iniyordum. O sırada da bizim kızın salyalarını akıttığı velet yanımdan gülerek geçiyordu. Allah var ensesine yapıştırmamak için zor tuttum kendimi. Geldiğimiz ilk günden komşulara verdiğimiz izlenim mükemmel ötesiydi (!)
***
Boyanan odalara şöyle bir baktım da ev gerçekten 'Ben canlıyım! ' diye bağırıyordu. Hazal'ın odasını açık mavi,Neslişah'ın odasını bordo ve benim odamı da turuncuya boyamıştık. Şimdi de gecenin karanlığına rağmen sevgili anacıklarımızın yardımıyla yerdeki karton kutular ve muşambaları kaldırıp,temizliğe girişmiştik bile. Hazal normale dönmüş istemsizce camları silerken,Neslişah aptal aşık ifadesiyle mırıltılı sesler çıkararak saçma dansıyla vileda yapıyordu.
Gecenin yarısında biten temizliğin ardından aileleri yolcu ettik. Ankara'da üniversite kazanmamız bu yönden çok iyi olmuştu. Ailelerin Eskişehir'den gelip gitmesi oldukça kolaydı. Ama istedikleri zaman bizi ziyarete gelmeleri hakkında bir yorumda bulunmak istemiyordum..
"Ulan Nes! Kes şu sesini de zıbar yat artık!" Hazal'ın çığırışlarından sonra ürken Nes,aptal aşık moduyla söylediği şarkılara son vermiş,uyumaya çalışıyordu. Eşyaları henüz tam yerleştiremediğimiz için salona kocaman bir yatak yapıp yanyana yatma girişiminde bulunmuştuk.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, Neslişah adeta bir koro gibi horluyor ve Hazal üzerime çıkmış vaziyetteyken uyuyamayacağım için yataktan kalktım. Üzerime deri ceketimi geçirip yedek anahtarı ve kaskımı aldıktan sonra sessiz adımlarla evden çıktım.
Harley'imin marşına bastıktan sonra sessizliği bozan motor sesini dinledim bir süre. Sokakta yankılanıp komşuları rahatsız etmemesini umarak caddeden çıktım. Kızlara çıkarken söyleseydim yolları karıştırıp kaybolacağımı düşündükleri için hayatta izin vermezlerdi. Haklılardı da yer-yön duygusu sıfır olan bir insandım ama bu deli cesaretimin önüne geçemiyordu maalesef.
Işıklarda durduğumda yanıma motorlu bir artist geçti. "Var mısın? " diye küçümser tavırlarla sordu. Ulan ben senden mi korkacam. Senden korkan senin gibi olsun "Varım ulan!" Yeşilin yanmasıyla son hız boş caddede ilerledik. Öndeydi pezevenk. Gevşek ağzıyla sordu diye kıl olup varım dedim ama kazanamazsam koyardı bana vallahi. Gaza bastıktan sonra nihayet yanına yetiştim.
Bir süre yanyana gittiğimiz yarışı lanet olsun ki,o kazanmıştı. Sinirden köpürüyordum şuan.Yanına gelip motoru durdurduğumda kaskı çıkardı. Ardından bende kaskımı çıkardım. "Sen kız mıydın ?" diyerek başladı kahkaha atmaya manyak herif. Nihayet kendini durdurabildiğinde "Ben Can, burada bir motor kulübümüz var.Seni de aramızda görmek isteriz." dedikten sonra içten bir gülümseme yolladı ama karşılık vermedim. "Bakarız" dediğimde "Hemen itiraz etme,senin gibi bir arkadaşım olmasını hep istemişimdir." diyerek beni şaşırttı. Arkadaş olmak istiyorsa olabilirdik tabii. "O zaman eyvallah birader,ben uğrarım vakit olunca." diyerek meşur kafa selamımı verdim ve kaskımı takıp hönkürerek uzaklaştım.
Ulan bu yarış işi hiç iyi olmamıştı.Zaten bilmediğim yolları iyice karıştırmıştım. "Acaba burdan mı dönsem? Ama giderken sola dönmüştüm." Evet birkez daha kızlara hakverdim. Neslişah'ı ararken,uyanması ve sövmemesi için dua ediyordum. İlk çalışta açtı. "Gerizekalı! Nerdesin sen? " Çığırışı yüzünden telefonu kulağımdan uzaklaştırmak zorunda kaldım.
"Ya abi ben kayboldum ya,beni almaya gelsenize" dedikten sonra sevimli olduğunu düşündüğüm bir gülüş yolladım.
"Tamam tamam,bekle geliyoruz. Etrafında neler var? " Etrafımda gördüğüm dükkan isimlerini saymaya başladım.
"Ulan Büşra,gecenin bir köründe niye tek başına gidiyorsun,hadi gidiyorsun bize niye söylemiyorsun ?" diye yakındı Hazal. Benim için endişelenmişlerdi. "Size söylesem sanki izin vereceksiniz de" Neslişah'ın tabiri ile sitemlerimi sundum yine. Ardından yine koca yatağa sarma misali dizildik.
Hava aydınlanmaya başladığı için pek uyuyamamıştık,o yüzden saat sekiz civarı eşyaları yerleştirmeye başladık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşlerimizdeki Hayat
Teen FictionÜç yakın arkadaş krem rengi bir halının üzerinde oturmuş, gerçeğe dönüşeceğinden habersiz üniversite hayatlarının hayalini kuruyorlardı ki Hazal kendini yine belli ederek "Kanka duydunuz mu? Exo'nun en zengini Suho değil,Luhan'mış."dediğinde Neslişa...