Son bir defa boynuna sarılıp gitsem
;
Bugün okul yoktu o yüzden erken kalkma gibi bir derdim de yok diyordum ki taki Odi gelip yüzümü yalayarak beni uyandırana kadar.
Ellerimle onu yüzümden çekip yukarı kaldırdım. Tüylü yüzü sabah sabah çok tatlı gözüküyordu.
Gülümseyerek yataktan kalktım ve Odi'yi yere bıraktım. Camdan dışarıya baktığımda hava bugün çok güzel gözüküyordu.
Dolaptan kıyafet alıp banyoya ilerledim.
▪︎▪︎▪︎
Odi'yi kucağıma alıp merdivenlerden iniyordum. Ev yine sessizliğini koruyordu.
Mutfaktan eli dolu tepsi ile çıkan evin yardımcısı çıktı.
"Sakura Hanım günaydın. Kahvaltınızı bahçeye hazırladım." Dedi gülümseyerek.
Odi'yi yere bıraktım. O ise bahçeye açılan kapıya koşarak ilerledi.
"Babam nerde?" Dedim Odi'nin arkasından ilerlemeye başladım.
"Babanız akşam sefere çıktı." Dedi ve bahçeye çıktı.
Bana bir veda bile etmeden mi gitmişti?
İçimde bir yer ezilmişti herhalde.
Babamın normal haliydi bu. Ama bugün bir değişik hissetmiştim.
Kahvaltı yapasım yoktu. Yanımdan geçen yardımcıya, "Ben kahvaltı etmeyeceğim toplayın orayı." Dedim ve hızla mutfağa yol aldım.
Kendime kahve yapsam iyi olurdu. Beni uzun süre tok tutardı. Kahveyi fincana koydum ve odama doğru yol aldım.
Kapıyı açtığımda benden önce Odi içeri geçmişti.
Başını yana hafifçe sallayıp içeri geçtim. Masanın üstünden sigaramı alıp balkona geçtim.
Yine aynı mermerin üstüne çıkıp oturdum. Fincanı yanıma koydum ve bacaklarımı bağdaş şeklinde oturdum.
Burdan bütün mahalleyi görebiliyordum. Telefona baktığımda babamdan bir mesaj bile yoktu.
Her zaman ki haliydi ama bugün neden daha fazla kırılmıştım ki?
Fincanı elime aldığımda bir yudum sıcak kahveden aldım.
Kahveyi geri yerine koydum ve elim paketi buldu. O günden sonra biraz daha olsun sigarayı azaltmıştım.
Çünkü o günlerde hayatımın olduğunu sanıyordum.
Sahi bir hayatım varmıydı yoksa ben kendimi hayal dünyasını iyice alıştırmış mıydım?
Sigarayı yakıp bir duman çektim. Babam hala bana bir mesaj bile atmamıştı.
Sahi kimi kandırıyordum ki? Benim babam hep böyleydi.
Bir dakika neden babama takmıştım ki bu kadar? Boşver ya sikleme.
Bir sigara bir kahve yaparak sigara paketinin yarısını sabah sabah bitirmiştim.
Fincana baktığımda içi full izmarit dolmuştu.
Fincanı ileriye itip dizlerimi kendime çektim. Etrafı izlemeye başladım.
Benim odam denize doğru baktığı için denizin kenarındaki herkesi görebiliyordum.
Kimi sevgilisi ile oturuyordu. Kimi ailesi ile. Kimisi ise tek başını oturuyordu.
Ama deniz kenarında benim dikkatimi sadece bir kişi çekti.
Sırtı denize doğru dönük şekilde oturan, kırmızı gözleri yine aynı kızarıklığı ile duran Ouzou.
Kaşlarım çatık şekilde oturduğum yerden kalktım. Odi de benimle birlikte kalkmıştı. Sigaramı yanıma alıp odadan çıktım.
Merdivenlerin başına geldiğimde evdeki yardımcı ile karşılaştım.
"Sakura Hanım arkadaşlarınız geldi," Dedi.
"Tamam teşekkür ederim." Dedim ve hızla merdivenlerden indim.
Ouzou ordan gitmeden benim onun yanına gitmem gerekiyordu.
Salona indiğimde İchi ile göz göze geldim. Gülümseyerek yanıma geldi ve bana sarıldı.
Geri çekildiğinde cebimdeki sigara paketini aldığını gördüm.
Gözlerimi devirerek elinden paketi çekip aldım. Ama o içinden kendine sigara almıştı bile.
"Sende ne cimrisin Sakura!" Diye sitem etti.
Onu takmadan diğerlerine baktım. İchi burda oturduğu için canı sıkıldıkça bize çıkar gelirdi. Ama diğerleri evime gelmezlerdi.
"Bakma bize o yeşil gözlerin ile İchi çağırdı bizde geldik." Dedi Ai masum şekilde bakarak.
Ne güzel simdi bunları bırakıp çıksam arkamdan konuşmadık laf bırakmazlardı.
"Gelirken haber verebilirdiniz ama boşuna gelmişsiniz benim şuan başka işim var başka zamana hadi," Dedim.
"Bizi kovuyor musun Sakura!" Dedi Yui abartı sesi ile.
"Evet. Hadi," Dedim elimi sağa doğru sallayarak.
▪︎▪︎▪︎
Kızları evden gönderdikten sonra Odi'nin tasmasını takıp evden çıkmıştım.
Umarım Ouzou gitmemiştir. Evin arkasına dolaşıp bahçedeki kapıdan çıkmıştım.
Kapıyı kapattığımda gözlerimi deniz kenarında tuttum. İstediğim kişiyi görünce gülümseyerek yanına doğru ilerledim.
Yanına geldiğimde beni farketmemişti galiba. Ya da edip yine tepkisiz kalmıştı.
Odi olduğu yere götünü koydu ve patisini yalamaya başladı.
"Sanada merhaba." Dedim Odi'ye bakarak ama ona seslenmiştim.
"Beni burda da buldun desene." Dedi sitem eder şeklinde.
Gülümseyerek etrafa baktım. "Evet ve bunu yeni mi anladın." Dedim alayla.
Ama onun yüzünden ufak tebessüm zerresi bile yoktu.
Cebimdeki paketi çıkardım. Sanki yarım saat önce yarım paket bitirmemiş gibi yeni dal aldım.
Ona doğru uzattım ama o reddetti bu sefer. Paketi cebime koyarak sigarayı yaktım.
Odi'ye baktığımda Ouzou'ya bakıyordu. Diğer köpekler gibi saldırgan bir köpek değildi. Aksine insanları tanımayı severdi.
"İsmi ne?" Dedi Ouzou Odi'ye bakarak.
"Odi," Dedim.
"Anlamı ne?" Dedi kafa karışıklığı ile.
"Anlamı yok annemin isminin kısaltılmışı." Dedim sigarayı içerek.
Kafası sallayıp geri Odi'ye döndü. Gülümsedim. İlk defa onu böyle görüyordum.
Sigaradan bir duman daha çektim. Sigarayı içime tam çekmemiştim çünkü kalbim yine acımaya başlamıştı.
Yanımdaki şahısa belli etmemek için dudağımı ısırdım. Derin derin nefesler almaya başladım.
Başımı yere eğdim ve sol tarafıma baskı yapmaya çalıştım.
"İyi misin?" Dedi.
Başımı salladım kalbim hala acıyorken ona hafif gülümsedim. Ben iyiyim diyordum ama kalbim şuan çok kötüydü.
Gözümün önü kararmaya başlıyordu. Nefes almakta zorlamaya başlamıştım. Bu geçen günkü ne benzemiyordu.
En son hatırladığım şey bedenimi Ouzou'nun tutmasıydı.
______________________________________Oy ve yorum vermeyi unutmayın.
Seviliyorsunuz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
L A V İ N İ A
FanfictionÖzgürlük 'hayalimdaki muhteşem sevgili' anlamına gelmektedir. Aynı zamanda çiçek ismidir. 'Ölüm çiçeği' olarak adlandırılır. Sana gitme demeyeceğim Ama gitme, Lavinia Özdemir Asaf