İlk üç bölümde araya girip kafa karısıklıgı yaratmamak acısından hicbir sey yazmamistim ama simdi nedense yazma gereksinimi hissettim.Kitaptaki her şey tamamen kurgusaldır; Mert Hakan Yandaş'ın aslına harhangi bir leke sürme amacıyla yazılmamıstır. Buna tepki cekecek olaniniz illa ki vardir o yuzden bunu bastan soyleyeyim.
Ufak da bir bilgi vereyim Zeynep'in kalbiyle alakalı minik bir sorunu var, 3. bölümde vücudunun hareketleri de üzüntüsüne bağlı gelişen kalp rahatsızlığından kaynaklanıyor.
Kafa karışıklıgınız varsa, ilerleyen bölümlerde sona ereceginden emin olabilirsiniz.
Yeni bölüm icin yorum ve oy sınırı koyacağım, bölümün sonunda belirlemiş ve belirtmiş olurum. Yeni bölüm gelmesini istiyorsanız oy ve özellikle yorumlarınızı esirgemeyin derim.
cok cok cok konustum o yuzden kaciyorum size iyi okumalarrr💗💗💗
"Sarhoştum." dedi. Gülmemek elde değildi. Bunu bir savunma olarak bana sunması bile çok komikti.
"O yüzden itinayla, özene bözene Sinem'i seçtin; altına aldın zaten, değil mi?"
O gece İstanbul'un ünlü bir semtindeki barlı, içinde klübü olan restoranlardan birindeydik.
Mert Hakan öyle alkol eşiğini fazla aşıran birisi değildi. En azından benle tanıştığından bu yana aklını kaybedip, mantıksız kararlar verecek kadar zil zurna sarhoş olmamaya dikkat ederdi.
Ve biliyorum, o gece de birkaç shot dışında içki vurmamıştı ağzına.
Başta Barış Alper olmak üzere takım arkadaşları ve partnerleri de vardı bizimle birlikte mekanda. Mert Hakan ile araları limoni olduğundan biz onlarla muhattap olmasak da, onlar bize selam vermişti. Sorun da bununla başlamıştı zaten.
"Zeynep-" Konuşmasına izin vermeyerek lafına atladım. Kendimi biraz doğrulttuğumda göz göze gelmiştik. "Ne Zeynep? Sen taraftarın gözünden düşme diye ben suçsuz bir adamı suçladım," kafasını kaldırıp aramızdaki mesafeyi azaltarak yanıma yaklaştı. "Sen suçlanma, aman Mert Hakan'a bir şey olmasın, diye adam kadro dışı bırakıldı aylarca."
"Madem bu kadar gücendin, sen oynasaydın onun yerine." Artık tamamen doğrulduğumda işaret parmağımı göğsüne bastırdım.
"Sen beni susturdun ama ne o gece o ana şahit olanları susturamazsın. Onlar gerçeği gördüler," bu sefer gülen o oldu. Hâlâ titreyen vücudumu süzdü gözleriyle konuşmadan önce. "Ama aklanan ben oldum?" Ters ters suratına bakarken eli çenemi kavradı usulca. "Dokunma." Geri çekileceğim sırada baş parmağıyla yanağımı okşamaya başlamıştı. "Saçmalama," dedi sinirle.
"Zoraki bir şey yapmayacağımı biliyorsun. Korkma benden." Şüpheyle üzerime eğildiğinde daha da geri çekildim.
Bir bakışımdan, bir nefesimden ne hissedip ne düşündüğümü anlayabiliyor olması, beni bu kadar iyi tanıyor oluşu kalbimdeki ağrıyı körüklüyordu. Kafamı salladım inatla. Yaklaşmasın diye. Göğsündeki elimi de kendime doğru çekip olabildiğince geriye yaslanarak bakışlarını takip ettim.
Korktuğum o değildi. Korktuğum hissettiklerimdi.
"Nereye kadar kaçacaksın?" diye sordu, eli yanağımdan kayıp aşağı düşmüştü.
"Kaçtığım sen değilsin..." mırıltımı işitmiş olacak ki ne o zaman diye soran bakışlarını takınmıştı hemen.
Kaçtığım da o değildi. Omzuma konulan yükleri taşıyamıyordum ben artık. Ağır geliyordu. Ağır gelen onun sahte aşkı değildi, ağır gelen benim aşkımdı.
"Mert," dedim sessizce. "Ben ayrılmak istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
geçmiş olsun | barış alper yılmaz
FanfictionMert Hakan ile gündeme gelen tercümanlık mezunu Zeynep Gören, içten içe Barış Alper Yılmaz'a bir şeyler hissetmeye başlar. 🌟 1 #barışalperyılmaz 24.08.2024