~2.BÖLÜM: NATO VETERİNERDE

4 1 1
                                    

Böylece Gece, bu garip rüyadan bir jumpscare yedi ve uykusundan zıplayarak uyandı. 2 saniyeliğine sadece boşluğa bakıp ne olduğunu anlamaya çalıştı. Sahibi ise yeni uyanmış, üstünü giyinmiş ve okula gitmeye çoktan hazırlanmıştı , ve şuan şaşkın bir şekilde Gecenin uykusundan zıplayarak uyandıktan sonra şimdide ona bakma şeklini anlamlandırmaya çalışıyordu.

Sahibi, "Sanırım pençesi takıldı, ondan canı acıdı" diye içinden geçirip Gecenin yataktan kalkmasını beklerken saçını toplamaya başladı. Gece ise halen kendine gelememişti. Ama en sonunda odanın sessizliğinden bıkıp salona doğru yürümeye başladı. Halen o kadar yorgundu ki, doğru düzgünde yürüyemiyordu. İlk önce sabah kuşlarını izlemek için pencereye doğru yöneldi ancak tuhaf bir şekilde pencereden içeri sızan o tatlı ve yumuşak ışık gözlerinin acıtıyordu. Ve işin tuhaf kısmı güneş daha yeni doğmuştu, o kadar güçlü değildi.

Gece, uykusunu alamadığını düşünüp salonun ucundaki küçük beyaz sohbet koltuğuna kendini attı. O sırada can sıkıntısından patlayan sahibi gelip eğlencesine Gecenin bir fotoğrafını çekti. Neymiş , telefonun arka planına koyacakmış!. . Gece gözünü biraz daha dinlendirmeye çalışırken sonunda bunun uykusuzluk değil, bildiğin baş ağrısı olduğunu fark etti. Tabi bunun neden olduğunu da bilmiyordu.

Bir saat sonra evdeki her kez uyanmıştı. Sahibinin kardeşi Ali he zaman ki gibi bilgisayar ı açıp internet sitelerinden bulup oynadığı oyunları oynamaya, evin annesi kahvaltı hazırlamaya ve sahibi ise hızlıca yemeğini yemeye başladı. Evin babası ise kahvaltıyı atlayıp işe gitmeye karar vermişti. 8.40 gibi sahibi halen koltukta dinlenen Gece'ye bir öpücük kondurup okul servisine yetişebilmek için alel acele evden çıktı.

Sahibi, evden çıktıktan bir süre sonra evin annesi ve Alide yemeğini yemeye başladığında, Gecenin baş ağrısı daha çok arttı. Gece uyumaya çalıştı, ama bir türlü uyuyamıyordu. Artık dayanamayıp kahvaltı bittikten sonra örgü örmeye başlayan evin annesinin yanına gitti.

Gece: Anne başım ağrıyor-

Evin a. : Miyav miyav ne istiyorsun yine? Maman yok mu?

Gece: . . . Niye zaten sizin dilimi anlamanızı beklediysem!

Uzun bir süre boyunca acı acı miyavladıktan sonra en sonunda evin annesi Gecede bir halsizlik olduğunu fark etti. Evin babasını arayıp onu veteriner e götürmesini istedi ve Geceyi kafesine tıkıştırıp asansörle aşağı indirdi . Aşağı inerken Gece daha da kötü hissetti ve baş ağrısından hiçbir şekilde miyavlamak istemedi.

Veee her veterinere gitme zamanı geldiğindeki gibi, Gecenin hiç sevmediği araba yolculuğu başladı. Araba kafesini titreştirdikçe başı dönüyordu. Kafesinin içine de en son olduğu aşının kokusu sinmişti. Gece o kokuyu aldıkça veteriner in onun halsizliğine ne yapacağı onusunda daha çok stres e giriyordu. Neyse ki bu uzun yolculuğun ardından nihayet veteriner e gelmişti. Tabii buna sevinmeli mi yoksa sevinmemelimi karar veremedi.

Veteriner nedense normalden çok çok daha sessizdi ve koskoca veterinerde tek duyulan ses evin babasının telefon konuşması ve kendi tasmasının zil sesiydi. Koridordan uzun tüylü, sarı bir kedi girdi. Gece bu kediyi tanımıyordu, ama her veteriner e geldiğinde de görüyordu. Ve bu kedi hakkında bildiği tek şey, bu kedinin o doğduğunda da burada olduğuydu. Kedi ile göz göze gelmesiyle bir anda veteriner doktorlardan birinin Gecenin kafesini muayene odasındaki muayene masasına koyması bir oldu. 

/Devam edecek/

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 27 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARA KEDİLERİN GİZEMİ (TAM VERSİYONU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin