•lovers rock•

21 5 25
                                    

Succession dizisinden esinlenmiştir.
Hikaye sezonlar halinde ilerleyecektir.

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. İyi okumalar^^

Daha yeni hikayeye başladığımın ve konunun daha çok belli olmadığının farkındayım biraz yavaş başlayıp sonra bir anda hızlanacak hikaye ama şimdilik lütfen görüşleriniz alabilir miyim hikaye hakkında? Biraz olsun geri dönüş beni de mutlu eder diye düşünüyorum çünkü hikayeme ve yazış şeklime gerçekten güveniyorum. Gerçekçi ve güzel yazdığımı düşünüyorum. Sizlerin fikirleri de benim için önemli.

Not: Bu bölüm karakterin güzelliğine biraz fazla vurgu yapılmış olabilir. Sebebini ilerleyen zamanlarda anlayacaksınız.

Ayrıca çok şey dedim ama ben bölüm ithaf etmeyi severim.(eski hesabımda öyle yapardım) Bu bölümü de yeni olduğum için takipçime değil takip ettiğim birine edeceğim. Kendisinin 433 hikayesini çok sevdiğim ve tatlı bulduğum için rosloays ❤️

Bölüm kelime sayısı: 1689

~Because love can burn like a cigarette
And leave you alone with nothing~
***

"Elbisem nasıl olmuş?" dedikten sonra önünde tam tur döndüm. Elbiseyi bana hediye edeli bir ay olmuştu. İlişkimizin üçüncü ayında sonunda mezun olabilmiştim.

Yazın sıcağında gündüz vakti giymek için tartışmalı bir elbiseydi ancak Jungkook akşam bana bir sürprizi olduğunu söylemişti.

Oturduğu yerden beni süzerken bacaklarıma bakıp yutkunması gözümden kaçmamıştı. Görmüş olsam dahi görmezden gelerek karşısındaki sehpaya oturdum.

"Harika görünüyorsun sevgilim. Elbise sana gerçekten çok yakıştı." ellerimi dizlerine koyup öne doğru eğildim ve dudağına kısa bir öpücük kondurduktan sonra yüzünden çok uzaklaşmadan ortamı kızıştıracak o cümleyi söyledim.

"Kolyem yerine senin ellerini tercih ederdim." ona artık hazır olduğumu ve bir adımını beklediğimi belirten yeşil ışığı yakmıştım.

Narin veya hassas bir kişiliğim yoktu. Aynaya baktığımda gördüğüm kadının çekici ve arzulanası olduğunu biliyor, görebiliyordum. Ben şehvet uyandırıcı bir kadındım. Ben Malena'ydım*. Güzelliğinin yanında onun kadar yanlış anlaşılmış bir kadındım. Jungkook ise bir erkekti. Doğası gereği hormonel olarak benden etkileniyordu. Bunu vücudundaki değişimden ve tavırlarından anlayabiliyordum. Ona beklediği izni bugün verecektim. Yeşil ışığı yakmıştım. Yol onundu. Dudağıma kısa bir öpücüğü bu sefer o kondurdu. Geriye doğru çekildiğimde dudakları dudaklarımı takip etti ve elleri bir saniyeliğine olsun kalçalarıma uzandı. Açık mutfaktan gelen öksürme sesleriyle ikimizde birbirimizden uzaklaşıp gözlerimizi devirdik. Ardından mutfağa döndüm.

"Son hatırladığım kadarıyla senin evin karşıdaydı Jimin. Mutfağımdan çıkar mısın lütfen?"

"Hayır. Burada kahvaltı yapmak daha zevkli. Kişisel pornom bile vardı ama öksürerek bozdum galiba." Jungkook'a döndüm ve özür dilediği belli olan bakışlarımı ona yolladıktan sonra ayağa kalkıp mutfağa yöneldim.

"Canın cehenneme pislik. Git hazırlan artık da gidelim. Bir an önce bitsin şu işkence. Sevgilimle geçirmem gereken bir akşam var." Son cümlemi arkama dönerken gülerek söylemiştim. Yerinden kalktı ve yanımıza geldi. Arkadan belime sarıldı, çenesini omzuma yasladı. Bir o yana bir bu yana sallanıyorduk.

"Mideni çok doldurma istersen Jimin. Sizi Long Island'da bir arkadaşımın mekanında akşam yemeğine götürmeyi planlıyordum." kollarından sıyrılıp ona döndüm.

HEIR • Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin