Succession dizisinden esinlenilmiştir.
Hikaye sezonlar halinde ilerleyecektir.Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar^^
Uyarı: Bölüm yetişkin içerik barındırmaktadır.
Bölüm kelime sayısı: 3831
~Can't you see I'm still left here
And I'm all alone in needing you ~
***"Hiç konuşmuyorsun. Sürprizimi beğenmedin mi?" dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım. Jimin yemeği es geçeceğini söylemişti. Dolayısıyla Yoongi de bizimle gelmek istese bile gelememişti. Sadece kızlar, ben ve Jungkook'tuk.
Ginny lafa atılan ilk kişi oldu.
"Feribotların oraya çıkan yola dönmeyecek miydik?" sığmadığımız için mecburen ön koltuğa oturmuştu. Şoför dikiz aynasından Jungkook'a bakıp bir şey demeyince arkasını dönüp Jungkook ile göz göze gelmeye çalıştı.
"Ah, hayır. Başka bir vesayet ile geçeceğiz Long Island'a." ardından telefonuna yöneldi. Claire ile beraber sosyal medyada geziniyorduk. Tam orta koltukta oturuyor ve bir kez daha araba yolculuklarını neden sevmediğimi düşünüyordum. Tuhaf ortamların oluşmasına sebep oluyordu. Gerilmeme sebep olduğu için şoför ile Ginny'nin arasında kalan boşluktan dışarıyı seyrettim.
Yaklaşık yirmi dakika kadar sonra büyük demir sürgü kapılı bir yere gelmiştik. Kapıdaki görevlilere ceketinin iç cebinden kimliğini uzatan Jungkook ile kapı açılması için onay aldı.
"Neredeyiz?" diye sorduğumda elini dizime koydu.
"Özel kalkış havalimanındayız. Long Island'a helikopterle gideceğiz." kızlarla birbirimize baktık.
Bizim bazı zamanlarda, özellikle de benim, Long Island'a gitmek için feribot bileti paramız bile olmuyordu. Helikopterle Long Island'a gitmek inanması güç bir durumdu benim için. Daha önce hiç uçağa bile binmemiştim. Eğer varsa, Tanrı şahidim olsun ki New Jersey ve New York dışına hiç çıkmamıştım ya.
Araba pistin oralarda durdu. Açık bir alan olmasından ötürü rüzgarlı ve gürültülü bir yerdi. İki tane pilot yanımıza gelip Jungkook'un elini sıktılar.
"Hoşgeldiniz Bay Jeon. Helikopterinizi sizin için ayarladık. Kalkışa dilediğiniz zaman geçebiliriz." seslerini duyurabilmek için bağırarak konuşuyorlardı. Ardından bize döndüler ve ellerini uzattılar. Tek tek merhabalaştık. İstemsizce üzerimdeki giysinin de etkisinin bir payı olmalı ki kendimi sevgilisinden ziyade eskortu gibi hissediyordum.
"Bence bir an önce kalkabiliriz. Arkadaşım yemeğe geç kalırsak sinirlenecektir diye düşünüyorum." elini belime yerleştirerek ve kızlara da başıyla işaret ederek bizi helikoptere doğru yönlendirdi.
Kırmızı, lacivert ve beyaz tonların ağırlıklı olduğu 'milliyetçi bir kimliğe sahibim' diye her bir köşesinden bağıran bir helikopterdi. Kuyruk kısmında italik harflerle hem Korece hem Latin harfleriyle Kim Joohyun yazıyordu. Jungkook'un annesiydi. Helikopter onlara ait olmalıydı. Kendisi hakkında internette öğrendiğim bilgiler dışında sadece lakabının koca Kim olduğunu biliyordum.
Helikoptere yerleştik. Hem kızlar hem ben nutkumuz tutulmuş bir biçimde kemerlerimizi takıp ardından kulaklıklarımızı da kulaklarımıza geçirmiştik. Kapı kapandığında ilk defa havalanacak olmanın verdiği heyecanla Jungkook'un elini yokladım. Heyecanımı anlamış olsa bile görmezden gelmeye özen gösterdi.
Kızlar hep beraber fotoğraf çekmemizi söylediklerinde Jungkook fotoğrafa katılmak istemediğiniz sosyal medyada paylaşacaklarsa olamayacağını söyledi. Ona döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEIR • Jeon Jungkook
FanficIf you love me, please don't judge me. Jeon Jungkook Fanfiction.