İLK GÜN

15 0 0
                                    

Hayat benim için gayet zordu zaten annemin bu kadar üstüme düşmesi de üzerine ekleniyordu. Yeni okula gitmek istemiyordum eski okulum benim için gayet iyiydi. Onlarda karşıydı zaten buna gitmemi istemiyorlardı zaten ben onları nasıl bırakacaktım ki ?. Ama ışte ben ne desemde şartlar el vermiyordu eski okulum evimize haddinden fazla uzaktı mecburdum elimden yapacak bir şey gelmiyordu. Yaz tatilimi bu yüzden hep annemle tartışarak geçirmiştik. Sonucun değişmeyeceğini bildiğim halde hala konuşuyordum . Okulun açılmasına ıki hafta kalmıştı ve bizde artık taşınmaya başladık ama inadına da olsa hiç bir şeye dokunmadım taşınacağımız sabah evden çıkıp sude ve anılın yanına gittim. Birlikte kafeye gidip oturduk anıl 3 tane dondurma söyleyip yanımıza oturdu. "hadi melek sıkma canını gidiyorsun diye seni unutacağımızımı sandın. Bunun hafta sonları var, tatilleri var, okul çıkışları var." evet belki öyle ama içim buruluyordu. Benim gözlerim dolmaya başlarken dondurmalarımız gelmişti. Anıl hemen tekini kapıp elime tutuşturdu. Bu halleri beni mutlu etmek içindi bugün ama mecburen ne kadarda üzgün olsam mutlu görülmeliydim sonuçta son günümüzdü. Gülerek ıkisine baktım sede hemen çığlık atmaya başladı "aaa anıl ne yaptın sen gerizekalı" anılın kahkahaları kafeye doldurmaya başladı sude dondurmasını ağzına götürürken alttan eline vurup dondurmayı yüzüne yaptırmıştı. Bende anıla katılıp gulmeye başlayınca sude ikimize ters ters bakmaya başladı ben elimle ağzıma fermuar işareti yapıp sustugumu belirttim ama duramuyordum tekrardan bi kahkaha atınca kendimi serbest bırakarak gülmeye başladım karnım agrımıştı gülmekten. Sude bize pis pis bakarken artık susmam gerektiğini anladım. Masaya uzanıp peçeteyi alıp sudeye uzattım oda elimden sertçe çekip yüzünü silmeye başladı. Anıla baktığımda hala gizlice gülüyordu daha fazla bakmaya devam edersem bende kendimi durduramıyacaktım. Önüme dönüp telefonumla ilgilenmeye başladım. 2 mesaj 3 arama vardı önce aramaları açtım annem aramıştı sonra mesajlara döndüğümde yiğidin mesajlarını açtım görünce istemsizce gözlerim büyüdü.
Gönderen: yiğit
"Okuldan gitdin diye senin pesini bırakacağımımı düşünüyorsun ?! Her zaman arkandayım artık bi adım attığında peşinde olduğumu unutma prenses. BENDEN KURTULUŞUN YOK".
Mesajla kısa bir şok geçirirken diğer mesaja bakmadım bile ama anıl gile çaktırmamam gerekiyordu. Yoksa zaten anıl yiğide gıcık oluyordu kavga felan çıkarırdı. Sude anlamış gibi bana bakınca gözlerimi kaçırdım. İştah, morel sıfırdı artık . "artık kalkalım mı ? Annem aramıştı onun yanına gitmem gerekiyor " dedim kısık sesle sude anıla söz bırakmadan " aynen gidelim sonra buluşuruz ne olsa demi" ah benim kurtarıcım beni anladı bu kızı bu yüzden çok seviyorum hep beni kurtarırdı zorda kalsam. Anıl kafasıyla bizi onaylaylayınca anıla gülümsedim ve kollarımı boynuna doladım. Gözlerim gene dolmuştu son birlikte oluşumuzdu artık hep yanyana olamayacaktık anıl beni kendinden uzaklaştırıp elleriyle yüzümü tuttu "bak benim güzel yüzlü melegim sen nereye gitsende, isterse dünyanın diğer ucuna git hep senleyim ben bunu unutma seni asla unutmayacam" eliyle kalbini tutup "hep burda olacaksın" dedi artık gözyaşlarımı tutamayacaktım. Sıkıca tekrardan boynuna sarılıp ağlamaya başladım konuşamıyordum. Dilim tutulmuştu sanki. Anılı yavaşça bırakıp sudeye döndüm gözlerimdeki yaş ıki katına çıktı ah sudem benim dert ortağım ben nasıl bırakacam seni sıkıca kollarımı bu sefer onun boynuna doladım onlarda uzun süre sarılıp ağlaştık ıkisine de el sallayıp kafede ayrıldım arkama bakarsa gidemiyecektim biliyordum o yüzden arkama bakmamalıydım. Ayaklarımı yere süre süre eve geldim gözlerindeki yaşlar dinmiş yerini kızarıklığa bırakmıştı. Eve gelince eşyalar arabaya yerleştirilmişti en son bizim valizlerimiz kalmıştı onlarda kendi arabamıza yerleştirip gidecektik annem tek başına bagaja katıyordu valizleri ne kadar kizgin olsamda belli çok yorulmuştu ne kadarda anneme kızgın olsamda sonuçta oda benim üzülmemi neden istesinki birazda onu düşünerek yanına yaklaşıp valizin ucuna el attım annem kafasını bana çevirerek tebessümle güldü bende ona karşılık vererek yardımımla valizleri bagaja yerleştirdik. İşimiz bittiginde eve son kez bakıp hatıralarımı canlandırdım film seridi gibi gözümün önünden bir bir geçtiler annem elini belime atarak belimi sıvazladı. Bende istemsiz adımlarla arabaya bindim annem çoktan şoför koltuğuna binmişti benimde binmemle arabayı çalıştırarak mahalleden uzaklaştı. Kafamı cama katıp gözlerimi kapattım. Arkadaslarımı,evimi,okulumu düşünüyordum nasıl alışacaktım onlarsızlığa. Annemin beni dürtmesiyle yorgun gözlerimi anneme çevirdim. Gelmistik herhalde daha önceden sinirli olduğum için gelip evide görmediğim için bilmiyordum. Annem arabadan inince bende peşinden indim eşyalarımızın olduğu araba çoktan gelmiş eşyaları içeri yerleştiriyordu. Etrafa bakınca meraklı bir kaç gözle karşılaştım aralarında bize bakarak konuşuyorlardı."efendim eşyaları içeri yerleştirdik." "tamam teşekkür ederiz" deyip annem işçileri gönderdi. Annem benim koluma girerek beni çekiştirmeye başladı. Eve girip kapıyı arkamızdaki meraklı gözlere kapattı. "ışte kızım bu bizim yeni evimiz bak burası giriş, şurası mutfak, şurası salon, burası benim odam, burası lavabo, üst kattada çalışma odası ve senin odan var" ev güzeldi dublex ama eski yapı bir evdi anneme dönüp güldüm " ben o zaman odama çıkıp eşyalarımı yerleştireyim annecim" "tamam meleğim bende buraları düzeltiyim" burukbir şekilde anneme bakıp merdivenleri çıkmaya başladım. Eşyalarımı gördüğüm odaya girdim güzeldi tam yola bakıyordu camı, yatağım hemen camın önündeydi, dolabımda hemen yatağımın karşısındaydı ortada küçük bir halı vardı. Odamı dışardan izlerken gözlerinden bir damla yaş düştü. Nasıl alışacam ben bu odaya şimdi. Kafam önümde odama ilerleyip kendimi yatağımın üzerine attım gözlerimi kapatmamla telefonum çalmaya başladı gözlerimi devirerek elimi çantama attım çantamı alt üst edip sonunda telefonu bulunca ellerimle kaldırıp alkışa gerek yok der gibi kafamı bi kaç kez eğdim. Sonra telefona bakınca nefesim kesilmiş gibi hissettim. "acsam mı? Yok yok açmayayım. Açmasam gelir bu mal" boşa konuştuğumu hissedince son bir kez nefes alıp açtım telefonu. "nerdesin lan" "şey yiğit ben hani yeni taşındık ya aşağıda-" "tamam kes şimdi bi daha tam zamanında açama şunu ben o zaman sana göstereyim.!!, akşam dışarı çıkıyoruz hadi görüşürüz" "yiğit alo, allah kahretsin " bıktım artık bu cocuktan ya kendimi öldürecem yada bu çocuğu bırakmıyor peşimi allahın belası. Telefonu yatağa fırlatıp bavuluma doğru yaklaştım kapağını açıp eşyalarımı dolabıma yerleştirdim. Saate bakınca saatin sekiz olduğunu görünce daha çok telaslandım her n bu manyak mesaj atabilir diye endişeyle üzerime bir şort ,beyaz bady, bi askeri renk ceket geçirip çıktım anneme seslendim "anne anıl gil gelmiş ben bi yarım saat onların yanına gidip gelecem" "tamam dikkatli ol" çantamı askıdan alıp kendimi dışarı attım. Telefonu çıkarıp mesaj varmı diye bakarken bi araba önümde durdu "atla" yiğitti bu "hayır arabana binecek değilim " "atla dedim sana " "hayır dedim sana" arabadan inip ustume gelmeye başlayınca terse dönüp koşmaya başladım oda arkamdan hem bağırıyor hemde koşuyordu durmaya niyetim yoktu eğer durursam ne yapacağı allahın emriydi. Bi araya girip saklandım "melllek nerdesin lan " resmen nefes almayı kesmiştim beni duymasın diye bağırıp cöpe tekme atıp gitti burnundan soluyordu resmen neyse bugünüde atlattım deyip ayağa kalktım. Üstümü ellerimi silkeleyip yürümeye başladım tam köşeyi dönerken yiğit önüme çıktı "oooo sen kendini fazla uyanık sanıyorsun melek hanım, ama beni unutuyorsun " hem dalga geçer gibi konuşup hemde üstüme geliyordu. Nefesimizi gene kesilmisti. Arka arka yürüyordum ki taşa takılıp yere düşen kadar "ahh" acı ile inlemem ona zevk vermişti sanki kendimi yerden kaldirmaya çalışırken kolumda hızlı tutup beni kaldırdı sonrada duvara doğru bi hışımla fırlattı belim hızlı duvara çarpınca çok ağrımıştı nerdeyse ağlayacaktım. Belimi tutmama izin vermeden ellerimi üstte birleştirdi "bunu sen istedin, ben bunun özel bir yerde olmasını isterdim ama sen kaşındın" boynumdan öperek aşağılara inmeye başladı her opüşünde içime kusuyordum. "imdat yardım edin, lütfen yardım edin" elinde çırpınıyordum ama nafileydi sanki. Ağlamaya başladım bir yandanda sesimi duyurmaya çalıyordum. Yiğit iyice aşağılara inmeye başlamıştı bi yandan göğsümü sıkıp bir yandanda ellerimi ustte tutuyordu. Sesim artık tiz bir şekilde çıkıyordu. Şortumun elini atınca tekmeyi kasıklarına indirdim. Yiğit acıyla izlerken ben gene tanımadığım sokaklarda koşmaya başladım arkama baktigimda yiğit acıyla yere oturmuştu ben daha hızlandım ama ev nerdeydi unutmuştum lanet olsun. Hızla köşeyi döndüm önüme bir grup çocuk çıkınca yerimde tekledim resmen 8 kişilerdi ben onlara bakmadan yanlarından ayrılayım derken yiğit arkadan saçlarıma yapışıp kafamı aşağıya eğdi aynı anda agzimdan bir çığlık çıktı "aaa" "vay orospu demekki elimden kaçmaya çalışıyordun ha" dedi pis sesiyle karsidaki çocuklar bize şaşkın şaşkın bakarken biri bize yaklaşmaya başladı "ne istiyorsun kızdan" "siktirip git lan sanane senede inmeden uzaklaş surdan" sesi o kadar korkutucu çıkmıştıki ben bile korkmuştum. Saçımı bırakıp bize gelen çocuğun karşısına dikilmişti. O diğer çocuk yiğidın gozune bir yumruk atıp yiğidi yere serdi. Ellerim ağzımda olanları izlerken diğer bir çocuk bana yaklaşıp uzaklaş burdan bu çocuğu bitirdikten sonra patron yoksa sana geçecek. Korkuyla bir adım geriye atıp koşmaya başladım. Bayağı uzaklaştıktan sonra yolun kenarında oturup dizlerimi kendime çektim ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Uzun süre yerde oturduktan sonra ayağa kalkmaya çalıştım ama o kadar yorgundum ki yerden kalkmadım arkadan saçlarımı bir sesle kafamı o yöne çevirdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 09, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MUTLULUK MU ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin