13, final

572 27 28
                                    

"Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızınız Mira'yı oğlumuz Can'a istiyoruz." dedi İrfan.

İsmail bu anın geleceğini hep biliyordu ama yine de hiç hazır değildi. Miray'ın ona bıraktığı en değerli hediyeydi kızı. Miray kızları için kendi hayatından vazgeçmişti ve Mira'nın bu hayatta üzülmesi, kırılması ikisinin de en korktuğu şeydi. İsmail Can'ı doğduğundan beri tanıyordu hatta elinde büyümüştü Can. Ama yine de söz konusu biricik kızı olunca her türlü ihtimali düşünmeden edemiyordu. Can ile Mira hep birlikte büyümüşlerdi. Çocukluk aşkıydı onlarınki.

Can'ın ilk çıkma teklifi ettiği günü hatırlıyordu İsmail. Kızı koşa koşa gelip ona anlatmıştı. İsmail her ne kadar kızını Can'dan kıskansa da kızı için en doğru kişi olduğunu biliyordu.

Can ve Mira'yı, Miray'la kendisine benzetiyordu hep. Can Mira'ya bir Yalın konserinde çıkma teklifi etmişti tıpkı İsmail'in Miray'a ettiği gibi. Can bir Fenerbahçe maçı sonunda sahada etmişti evlenme teklifini Mira'ya . Tıpkı İsmail'in Miray'a ettiği gibi. Başka bir evrende Miray ile kendini izliyordu sanki. İsmail Miray'ını sadece bir kere çok üzmüştü, büyük bir hata yapmıştı. Kızının da böyle bir şey yaşamasından, üzülmesinden çok korkuyordu İsmail.

"Bana bak Can bey, bir gün olsun bu kızın birazcık da olsa üzüldüğünü, kırıldığını görürsem-"

"Asla İsmail amca. Bilmiyor musun beni ya? Mira'nın üzülmesine izin verecek göz var mı bende?"

"Aferin oğlum aferin böyle ol. Bir daha da sözümü kesme. Ha bir daha amca da deme. Baban oldum artık."

"Yani bu verdin demek mi babacım?" diye sordu Mira.

"E verdim gitti ya."

Yüzükler takılmıştı, İsmail'in biricik kızı artık aynı zamanda Can'ın biricik nişanlısıydı.

"Eeee darısı başımıza artık." dedi Ata Ferdi'ye bakarak.

Ferdi gözünü devirdi Ata'ya. "Ya uzak dur be kızımdan."

"Ya baba öyle deme." dedi Lina Ata'ya sarılarak.

"Sera gözümün önünde birbirlerini seviyorlar. Nedir bizim İsmailimle şu Kahveci erkeklerinden çektiğimiz ya." dedi Ferdi Sera'ya bakarak.

"E sevsinler işte ne güzel hayatım."

"Ya canım annem benim ya çok seviyorum seni." diyip annesini öptü Lina.

Mira buruk bir gülüşle izledi ikisini.  İsmail kızının yüzündeki burukluğu fark edince kızına sımsıkı sarıldı.

"Seni çok seviyorum güzel kızım."

"Bende seni çok seviyorum babacım. Can'la annemin yanına gideceğiz şimdi gelecek misin?"

"Siz gidin güzelim ben tek başıma giderim sizden sonra."

"Ya niye baba gidelim işte birlikte."

"Ay sus ya tek gideceğim dedim. Karımla özel konuşacaklarım var belki aaaa."

"Ay tamam babişim ya biz çıkıyoruz o zaman direkt. Oradan sonra da Ata ve Linayla dışarıda takılırız biraz haberin olsun merak etme beni." diyip İsmail'i öptükten sonra çıktılar Can ile birlikte.

Kalan misafirler biraz daha oturduktan sonra kalktılar ve İsmail tek başına kaldı. Can'la Mira gideli yaklaşık bir buçuk saat olmuştu. Miray'ın yanından çıkmışlardır diye düşünüp mezarlığa gitti. O sırada Can'la Mira henüz yeni çıkıyorlardı.

"Konuş bakalım karınla İsmail bey." diyerek güldü babasına Mira.

"Teşekkür ederim Mira hanım siz konuştunuz sanırım annenizle." diyerek güldü İsmail de.

"Konuştum konuştum çok özlemişim birtanemi."

"Bende çok özledim birtanemi biraz konuşayım hasret gidereyim."

"Tamamm babacım görüşürüz."

"Görüşürüz balım."

İsmail, Can ve Mira'yla ayrıldıktan sonra karısının mezarına geldi.

Mezar taşındaki 23 tane yıldıza baktı. 23 sene olmuştu Miray gideli. İsmail mezar taşını öptü önce. Sonra oturdu yanına.

"Kızımızı bugün istemeye geldiler birtanem biliyor musun? Biliyorsun tabi ki benimki de soru yani. Aslında bir yanım çok üzgün çünkü senden bana kalan tek şey de artık yanımdan ayrılıyor. Bu yaşına kadar onu hep çok korudum, çok kolladım biliyorsun. Bundan sonra ya Can öyle bakamazsa diye çok korkuyorum. Kızımın üzülmesine dayanamam ben, sen de dayanamazsın biliyorum. Can'ın onu üzeceğini hiç sanmıyorum aslında. Bugüne kadar bir kere bile üzmedi ama yine de insan düşünmeden edemiyor. Bakma o keratanın yanında söylemiyorum ama kızımız ona aşık olduğu için çok mutluyum aslında. Sen öldükten sonra hep kızımızın evleneceği kişiyi hiç tanıyamayacağın için üzülüyordum. Ama Can bizim elimizde büyüdü. Hatta hatırlıyor musun Mira'nın cinsiyetini ilk Can öğrenmişti. Kader o zamandan örmüş işte ağlarını. Neyse şimdi boşver Can'ı falan da ben seni çok özledim balım ya. 23 senedir her gün çok özlüyorum. Sende beni çok özlüyorsun biliyorum. Bu dünyadan daha güvenli ve daha temiz bir dünyada olman tek tesellim. Mira'da seni çok özlüyor biliyor musun? Bugün istemeden sonra Ata sırf Ferdi'yi kızdırmak için darısı bizim de başımıza dedi. Ferdi Ata'ya atarlanınca Lina'da Ata'ya sarıldı. Sonra Ferdi drama queenlik yapıp Sera'ya gözümün önünde birbirlerini seviyorlar dedikten sonra Sera'da sevsinler işte ne güzel diyince Lina Sera'ya sarıldı. Biliyorsun aslında çok dikkat ediyorlar Mira'nın yanında ama o an fark etmediler. Mira'm onları izlerken burukça gülümsedi. İçim öyle bir yandı ki sana anlatamam. Ama bizim kızımız tıpkı senin gibi çok güçlü. Neyse birtanem benim şimdi gitmem lazım ama yarın yine gelirim tamam mı seni çok seviyorum."

Değil 23 yıl, kaç yıl olursa olsun bu hiç değişmedi. İsmail hep karısına aşkla bağlı kaldı. Mira hep annesine sonsuz bir özlem duydu ama annesi için hep çok güçlü kaldı. Kavuşacakları güne kadar birbirlerini çok özlediler.


Eveetttt bu kadardı umarım beğenmişsinizdir. Kısa ama güzel oldu bence ya (asla yazarken ağlamadım)

BU KURGU İLK BİTİRDİĞİM KURGU OLDU COK HEYECANLİYİM

Can'la Mira'ya ayrı bir kurgu mu yazsam diye düşünmedim değil. Bilmem yapsak mı?

ihanet, ismail yüksek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin