"Ya Baran ha burda içmişiz ha cluba gitmişiz ne fark eder anasını satayım?"
Salih abilerde kahvaltı yaptıktan sonra eve geçip biraz uyumuştum, daha sonrada Can gelmişti.
Şuanda da evde içmek yerine cluba gitmek için beni ikna etmeye çalışıyordu.
"Siktir git orda götünü başını dağıtcan bide senle uğraşamam amına koyayım adam gibi iç evde otur götünün üstünde Can."
Sarhoş oldumu kesinlikle çekilmez birine dönüşüyordu ve hiç gece gece onunla uğraşasım yoktu.
"Kanka Allah, kitap, peygamber, 4 büyük melek çarpsın ki sarhoş olup başına kalmayacağım yemin ederim bak. Bırak biraz eğlenelim sadece ya, valla uslu durcam." Çarpılda kurtulalım artık pezevenk.
Kararsız gözlerle ona baktım, ikna olmak üzereydim. Biraz kafa dağıtmam ve kendime gelmem lazımdı.
"Tamam, eğer sarhoş olupta saçma sapan hareketler yapmaya başlarsan seni orda bırakırım evime dönerim kim siker kim döver sikimde olmaz, akıllı duracaksın Can." Tabiikide sikimde olurdu ama birkaç tehditten kimse ölmezdi.
Hevesle kafasını sallayıp sırıttı.
"Yemin ederim dünyanın en uslu ve beyefendi adamı olcam, eğlenip döncez söz veriyorum sana." İnanmamıştım.
"İyi bekle burda hazırlanıp geliyorum. " Kafasıyla onaylayıp arkasındaki koltuğa yayıldı ve telefonuyla ilgilenmeye başladı. Bende odama doğru giderken kafamda kombin ayarlamaya çalışıyordum.
Odama girip arkamdan kapıyı kapattım ve önümdeki gardırobun kapaklarını açıp kıyafetlerde göz gezdirdim.
"Bi ara alışverişe de çıksak hiç fena olmaz, he Baran?" Kendi kendime mi konuşmuştum ben amına koyayım?
"Allahım aklıma mukayyet ol."
Kombin yapamayacağımı farkedip dolaptan rastgele bir kazak ve siyah pantolon çıkardım. Kime süsleniyorsak.
Aynada kendime bakıp saçlarımı biraz toparladım ve parfümümü sıkıp salona geçtim. Bıraktığım yerde duran Can kapıdan geçen bedenimi resmen alıcı gözle süzüp doğruldu ve arsızca ıslık çaldı.
"Maşallah maşallah, kimin kankası be yakışıklılığa bak, tütütü nazar değmesin." Yalaka herif.
Gözlerimi devirip sehpanın üzerinden sigaramı ve telefonumu alıp cebime koydum.
"Aynen Can, hadi kalk hazırım ben." Sırıtarak ayağa kalktı ve önüme geçip dış kapıya doğru yürümeye başladı. Bende arkasından ilerleyip askılıktan deri ceketimi aldım ve üstüme geçirdim. Dışarısı soğuktu ve benim bünyem aşırı zayıftı, hasta olamazdım.
Son olarak kapının yanındaki anahtarlıktan anahtarlarımıda alıp dışarı çıktım ve kapıyı arkamdan çektim. Can ise çoktan ayakkabılarını giymiş, aşağı inmeye başlamıştı.
"Bi bekleseydin.. " Bıkkınca mırıldanıp ayakkabılarımı giymeye başladım.
Sonunda apartmandan çıktığımızda Can taksi çağırmak için telefonunu çıkardı. Aslında benim motorum vardı fakat gece sonu sürenileceğim bir vaziyette olacağımı düşünmediğim için taksi çağırmayı uygun bulmuştuk.
Telefonumu çıkartıp saate baktığımda 11 e geldiğini gördüm. Birkaç saat durur sonrada eve dönerdik büyük ihtimalle.
Birkaç dakika sonra gelen taksiyle arabaya bindik ve Can mekanın ismini söyledi. Yaklaşık 15 dakika sonra mekanın önündeydik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölmek Kadar Kolay
De TodoBaran belki de son sözlerini ritimlere döküyordu. Hayatta kalmak için çırpınan ruhunu ise o dahil kimse göremiyordu. Hâlbuki yaşamak, ölmek kadar kolaydı.