on dört.

267 55 217
                                    

Selamlarrrrrrr deli yazarınız geldi nasılsınız?

Buyrun sizlerle uzun bir bölüm ile karşı karşıyayım (3945) uzunluğu yorum sayısına göre bakıyorum

Valla pek içime sinmeyen bir bölüm ama hayırlısı

Çok bekletmek istemiyorum iyi okumalar canlarım

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Zehra'dan

Gözlerim yavaş yavaş açılırken üstümdeki bilinmeyen bir ağırlıktan kurtulmak için yavaşça hareket etmiştim. Bu bilinmiyen ağırlık hala geçmeyince sinirli, bitkin tavırımla kafamı yana çevirerek tanıdık bir yüz ile karşı karşıya gelmiştim.

Anlık olarak dünkü olaylar aklıma gelmeye başlayınca bir rahatlama hissi gelmişti. Geceleyin sadece kollarını dolamıştı fakat şu anda bacakları kalçamın etrafın sarmış, çenesi omuzumun üstüne koymuş huzurla uyuyordu.

Kafamı yavaşça yastığa koyarken duvarın arkasından kıkırdama sesleri gelmeye başlamıştı. Telefonuma bakmak istiyordum ama sıkıca dolayıp bırakmadığı kollarından kaynaklı hareket edemiyordum.

Ben yatakta kollardan kurtulmaya çalışırken kapımın oradan gelen bir çıt sesiyle anlık olarak odağım değişmişti. Duvarın arkasındaki kıkırdayan elemanlar şu an karşımda durmuş ikimizin fotoğraflarını çekiyordu.

"O telefonu yavaşça kapatın yoksa götünüzde bulursunuz." Tijana ve Derya bana kıs kıs bakıp gülüyorlardı.

"Nasıl olucakmış o iş? Baksana, karın seni bırakcağa benzemiyor gibi de."

Hande'yi yavaşça kendimden ayırıp ikisinide fena bir şekilde dövmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Hiç boşuna uğraşma canım, Hande tek dokunuşa uyanacak bir insandır. Ayrıca biraz daha kısık sesle konuşmanı tavsiye ederiz. Diğerlerininde uyanıp sizi bu halde görmesini istemezsin değil mi?"

Küçük şeytanlar beni kapana sıkıştırmış, zaferlerini kutluyorlardı.

"Oruspular, bari telefonumu verin saate bakayım." Karşımdaki iki şıllığa şu anda resmen yalvarıyordum. Evet, bu hale düşmek aklımın ucundan bile geçmezdi.

"Maalesef veremeyiz ama sana bir ipucu, şu an daha çok erken. Tadını çıkar."

Bana öpücük yollayıp giden şerefsizlere dil çıkartarak yenilgimi kabul etmiştim. Hande'nin uyanması için dua etmekten başka şansım yoktu. Uyandırmak istemiyordum ama bu namussuzların hepsi öğlen üçte uyanacak tip olduklarını bildiğim için sıkılacağımı da biliyordum.

Gözlerimi kapatıp bir şeyler hayal etmeye çalışarak uyumak bile bana zor geliyordu. Gerçi hayal etmekten kastım yaptığım şey overthinkten başka bir şey değildi.

Arkamdaki kadının kıpırdandığını hissettiğim an overthinke de bir son vermiştim. Belime doladığı kollarını çekip esneme hareketini yapmıştı.

Arkama döndüğümde yeni uyanan kadını güler yüzle izlemeye başlamıştım. Yüzü yeni uyanamayacak kadar güzeldi. Gerçi Mile'nin yeni uyandığı halini gördükten sonra bana herkesinki güzel geliyordu.

Gözlerini ovduktan sonra yavaşça açan kadın ilk yaptığı iş bana bakıp bağırmak olmuştu.

"LAN, SEN KİMSİN NE İŞİN VAR BURADA BE ADAM!" Ve dan diye yüzüme tokadı yemiştim.

"Uyanınca güzel olmadığıma dair cümleler almıştım ama adama benzetilecek kadar olduğunu bilmiyordum."

Kim olduğunu anlamasıyla birlikte mahcup olmasıda bir olmuştu.

physics-hanzehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin